Susurluk Mercedesinin Sırrı

Susurluk Mercedesinin Sırrı

Türkiye'den en çok konuşulan istihbaratçı Mehmet Eymür konuşmaya devam ediyor. Bakın Susurluk kazasına karışan Mercedes kime aitmiş...

Mehmet Eymür'den kavgalı olduğu eski müsteşar için çarpıcı değerlendirme: Şenkal Atasagun en kapasitesiz müsteşarlardan biriydi. Tahsil durumu yetersizdi. Müsteşarlığının iptali için dava açacağım

"Susurluk kazasına karışan Mercedes Abdullah Çatlı'ya aitti" diyen Eymür, Çatlı'nın bu araçla Meclis dahil her yere gidebildiğini, bu durumu kayıt altına aldıklarını ancak sonra bilgilerin çıkarıldığını anlatıyor

Röportaj: Abdurrahman Şimşek - Sabah
 
Mehmet Eymür'ün, 33 yıllık meslek hayatının son dönemlerinde yıldızının barışmadığı bir isim var. Bu isim eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun... Geçmişte iyi dost olan Eymür ve Atasagun'un arasındaki çekişmede ve gerginlikte, bazı mesleki anlaşmazlıkların önemli rolü var. Atasagun, MİT Müsteşarı iken Eymür'ün teşkilattan uzaklaştırılmasına neden oldu. İkilinin, sonradan çeşitli yayınlarla kamuoyuna da yansıyan mücadelesi nedeniyle Türkiye, teşkilat içinde yaşanan bazı bilinmeyenleri de öğrenmiş oldu.

ŞenkalAtasagun ile eskiden dosttunuz, ilişkiniz neden bozuldu? Şenkal, müsteşarlık uğruna, beni teşkilattan uzaklaştırmak isteyen iç ve dış güçlerle birlik oldu. Haysiyetimle oynadı. Beni teşkilattan uzaklaştırmak için mafya ile ilişkili gibi gösterdi. Kendisinin Çakıcı, Kaşif Kozinoğlu, Cemal Kulaksızoğlu, Semih Tufan Gülaltay ile çarpık ilişkilerini ise perdeledi. Esas mesele kendisinin mesleki açıdan yetersiz olması... Şenkal Atasagun ile Mikdat Alpay'ın müsteşarlık yarışına girdikleri günlerdi. O dönemde Mikdat Alpay, Şenkal Atasagun'un tahsil durumunun yetersiz olduğunu yaymaya başladı. Haklıydı...

HUKUKÇULARA DANIŞTIM
Müsteşarlık için 4 yıllık yüksek tahsil şartı vardı. Bir zamanların Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Şekip Altay, Demirel'e yakın biriydi. Şekip Bey de Şenkal Atasagun'un mezun olduğu iki yıllık Grenoble Üniversitesi'nden mezun olmuştu. Demirel, kendisini Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarı yapmak istemiş, ama yapamamıştı. Çünkü tahsili mevzuata müsait değildi. Ama Atasagun'u müsteşar yaptılar. Benim bildiğim kadarıyla Atasagun, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın önerisi ve Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın da desteğiyle geldi. Ben bu konuyla ilgili dava açmayı düşünüyorum. Hukukçulardan görüş aldım. "Atasagun, bu dava sonucunda müsteşar sıfatını ve özlük haklarını kaybedebilir" dediler.

ARACIN PLAKASI 'AC' İDİ
Susurluk süreci...
- O dönemde Kont-Terör Merkezi yöneticisiydim. Abdullah Çatlı'nın, devletin her kademesiyle irtibatı vardı. Çatlı grubu tehlikeli bir oluşum haline gelmişti. Devleti, siyaseti yönetebilecek yeni bir örgütlenme tipi, terör olgusu olarak karşımıza çıkıyordu. Yarın öbür gün politikaya bir nevi Ergenekon'un yaptığı gibi müdahale edebileceği düşüncesini uyandırdı bizde. Kaza geçiren Mercedes araba resmiyette Sedat Bucak'a aitti ama arabanın plakası "AC" idi. Çünkü arabanın asıl sahibi Abdullah Çatlı'ydı. Çatlı bu araba ile Meclis dâhil her yere rahatça giebiliyordu. Biz bunları tespit edip teşkilat içi yazışmalarla kayıt altına aldık. Ama ben ABD'de iken bu bilgilerin kayıtlardan çıkarıldığını öğrendim.

YEŞİL'İN İRTİBATI JİTEM'LE
Gelelim Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım olayına... Oğlu Murat Yıldırım, yeni çıkan kitabında Yeşil'in sizi "baba" olarak gördüğünü yazdı. Yeşil'le ilişkinizin mahiyeti neydi?
-Yeşil, başında olduğum Kontr-Terör Merkezi'nin elemanı olarak benimle çalıştı. Birçok kere onunla bir araya geldim ve konuştum. Beraber çalıştığı personelimiz onunla çok daha sık görüşüyordu. Yeşil, cesur yönleri olan, operasyonel faaliyetlere yatkın, tecrübeli biriydi. Bizimle çalışırken herhangi bir kanunsuz işi olmadı. Biz Yeşil'i yurt dışında yürüttüğümüz faaliyetlerde kullandık ve kendisinden memnunduk. Ama Yeşil'in asıl irtibatlı olduğu yer JİTEM'di. Daha fazla güvendiği insanlar jandarmadaki kişilerdi. Yani daha açık söylemek gerekirse başı sıkıntıya girdiğinde sığınacağı yer jandarma idi. Bunu bize kendisi ifade etmişti.
 
ÖCALAN İÇİN ÖDÜL ALIRDI

Daha önce yayınlanan bir belgeye göre Yeşil, Öcalan operasyonu için 500 dolar maaş alıyordu. O ortadan kaybolduktan sonra bu para ailesine mi verildi?
- Öcalan operasyonu tam başarıyla sonuçlansaydı operasyonda rol alanlar iyi bir şekilde mükâfatlandırılırdı. Tabii Yeşil de... Ama işte ufak tefek aksaklıklar yüzünden operasyondan tam istediğimiz sonucu alamadık. Fakat bu operasyon Türkiye'nin kararlılığını göstermiş ve Suriye'yi büyük ölçüde rahatsız etmiştir.
 
'4 yıl şarttı, o ise 2 yıl okudu'
Mehmet Eymür, Atasagun'un MİT müsteşarlığı için yetersiz olduğu iddiasını, 4 yıllık yüksek tahsil şart olduğu halde 2 yıllık Grenoble Üniversitesi'nden mezun olmasına dayandırıyor.
"MİT'in 300 bin lirasını batıran kişiyi emekli ettiler"
MİT'in paralarının borsada batırıldığı iddiası var. Siz de bu iddianın muhatabısınız. - O olayın aslını söyleyeyim. Şenkal Atasagun zamanında, 1998'de, MİT'in örtülü ödeneğinden sorumlu Özel Muhasebe Sorumlusu K., zimmetinde bulunan 300 bin lira civarındaki parayı borsada kaybediyor. Özel muhasebeci doğrudan müsteşara bağlı. Esasında hakkında ceza davası açılması gerekirkenher nedense sessiz sedasız emekli ediliyor. Daha sonra K.'nin tekrardan sözleşmeli olarak teşkilata alındığını duyuyorum. Olayın benimle ve Kontr-Terör Merkezi ile bir ilintisi yok.
Çalıştığınız MİT müsteşarları arasında en başarılı olan hangisiydi? Şimdiki müsteşar Emre Taner'in performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Çok yakın çalışmadım ama Fuat Doğu ve Ziya Selışık için akıllı, bilgili, tecrübeli, iz bırakan, gelişmeyi sağlayan insanlardı diyebilirim. Yakın çalıştığım Sönmez Köksal Bey'in de birçok yararlı hizmetleri olduğunu, teknik ve zihniyet açısından değerli katkılarda bulunduğunu söyleyebilirim. Şenkal Atasagun herhalde MİT'in tarihindeki en kapasitesiz ve zayıf müsteşarlardan biridir ama uzun yıllar kurumu idare etti. Emre Taner hayli tecrübelidir. Denge adamıdır. Kendisinin görev süresinin uzatılması iyi oldu. Hem Kürt sorununun çözülmesi sürecinde, hem de Ergekenon soruşturmasının devam ettiği dönemde MİT'in başında olmasında fayda var.