Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Tebbet yeda!

Bugün Cuma.

Allah bizim ellerimizle cezalandırsın zalimleri ve bizim ellerimizle yardım etsin mazlumlara.

Gelin yeniden iman edelim. Amentü’den başlayalım. “La ilahe” diyerek başlayalım. Ve “İllallah” diyelim. La galibe İllallah! Ve bilelim ki, zalim sultan karşısında hakkı söylemek cihad’dır.

Hasbunallahi ve niğmel vekiyl ve niğmel Mevla ve niğmel masiyr” diyelim.

Düşünsenize, Siz Musa’nın yanındasınız. Ya da siz Asiye’siniz. Siz İbrahim’in yanında mı olurdunuz, Nemrud’un yanında mı? Siz Davud olsanız, Talud’un ordusuna mı katılırdınız, Calud’un ordusuna mı. Calud’un 100.000 kişilik bir ordusu var. Çağının en güçlü ordusu. Hiç yenilgi almadığı için askerleri ona “Tanrı kral” gözüyle bakıyor! Talud’un suyu geçen asker sayısı 300. Aralarında bir de çocuk var, zırhı ve kılıcı yok. Sürülerini otlatırken askerlerin peşine düşmüş sapan taşı ile.

Karar verin, kimden yana olurdunuz? Peki, bugün kimden yanasınız. İyi günde, kötü günde kimlerle berabersiniz. Hangi ülkelerle dost ve müttefikiz. Her ülkede erdemli insanlar vardır elbette, biz onlardan iman edenlerle ittihad, erdemli insanlarla ittifak, başkaları için açık ve yakın tehlike oluşturmayan herkesle nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflar gerçekleştireceğiz. Ama müfsitlerle değil. Biden çetesi ile Bill Gates çetesi ile, Elon Musk çetesi ile değil ama. Siyonist Pedofili çetesi ile CoVID çetesi ile değil. Yakında duyacak göreceksiniz CoVID çetesinin cinayetlerinin arkasındaki derin gerçeği. Berlin’de açılan dava belki de tarihe yeni bir Nürnberg davası olarak geçecek! Kurusun elleri, helak olsun, hüsrana uğrasın, yıkılsın zulüm sarayları, dağılsın düzenleri. Allah onlardan birilerini ötekilerin başına musallat etsin de, fesadları kendilerine dönsün. Yıkılsın zulüm sarayları, Kisra’nın sarayları gibi. Yenilsin zalimlerin orduları Calud’un, nam-ı diğer Goliath’ın orduları gibi bozguna uğrasın. Güçleri dağılsın ki cür’et ve cesaretleri kırılsın, kurdukları gayr-i meşru düzenleri yerin dibine batsın. Ebu Leheb’in, Ebû Leheb’in zihniyet ikizleri ve türevleri de helak olsun. Malları, mülkleri, haketmeden kazandıkları para ve itibarları, elde ettikleri imkânlar ve makamlar kendi cehennemlerine kendi sırtlarında taşıdıkları oduna dönüşecek. Topladıkları mallar, canlar ve sevdikleri, helal-haram demeden, o her ne ise, ihtirasla istedikleri her şey dua ile istedikleri belaya dönüşecek.

Aslında bilseler ki, “iman ettik” demekle, yakaları bırakılıvermeyecek. Duaları kabul edilmeyecekTövbe etmeden, kul hakkından kurtulmadan affedilmeyecekler. Dün, bugün olanlar ve bu yönde yarın olacak olanlar Allah’a, resulüne ve kitaba harp ilanıdır. Onlara yakın duranlara, onlara yardım edenlere onların ateşi de dokunacak. Allah onları onların başına musallat edecek. Onların orduları, servetleri, çevresine topladıkları avaneleri, dostları, onlara istedikleri yönde görüş bildiren “Ebu Cehil” varisi bilginler ve din adamları ve onları kurtaramayacak. Onları, alevli bir ateş bekliyor.

Zulme, sömürüye, küfre hizmet için koğuculuk, kundakçılık, düşmanlık yapanlar yok mu, onlar kendi sırtlarında, kendi cehennemlerine odun taşıyorlar. Taif’e giderken peygamberin ayağına taş atan, yoluna diken döken, arkasından küfredenler, hele o Ebu Leheb’in karısı yok mu, o sırtında  dikenli çalılar getirip peygamberin yoluna dökenler onları o gün cehennem ateşinden kurtulmak için çileli bir dünya hayatı için izin isteyecekler ama bu mümkün olmayacak. Onlar o gün boyunlarında fitilli urganla bağlanmış, prangalanmış, zincire vurulmuş halde, “mesed” ağacından tasmalarıyla ateşe atılacaklar. Ebu Leheb ve onun müstekbir dostlarını hatırlayın, Hz. İsa’yı kim çarmıha germek istemişti. Hz. İbrahim’i ateşe attıran kimdi, Hz. Nuh’u, Hz. Lut’u yalnız bırakanlar kimlerdi. Firavun, Nemrut, Haman, Karun, hepsinin canı cehenneme! Malları, mülkleri, haksız bir şekilde kazandıkları ne varsa yok olsun. Yıkılsın saltanatları, itibarları, makamları, uğruna, elde etmek için başkalarına boyun eğdirmek için savaştıkları ne varsa hak ile yeksan olsun.

Yeryüzünü ifsad eden, fıtratı bozup fuhşa dalanların, onlara pozitif ayırımcılık yapanları sonu Sodom ve Gomore, Pompei halkı gibi olsun. Müstekbirlerin akıbeti Haman gibi, Karun gibi olsun.

Bunları yapanlar, onlara alkış dağıtan dahili ve harici bedbahtlar da aynı akıbete uğrasınlar.

Ya Rab! Bizim ellerimizle cezalandır zalimleri ve bizim ellerimizle yardım et mazlumlara! (Tevbe 14-15) Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rüsvay etsin, onlara karşı size yardım edip zafer yolunu açsın, müminlerin gönüllerini ferahlatsın, kalplerindeki kin ve öfkeyi gidersin. Unutmayalım ki, her topluluk layık olduğu gibi idare olunacak. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Yardım ettiğimiz zalimler eli ile bizi cezalandıracak. Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur, denmedi mi bize. Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Onlardan korkmayın Allah’tan korkun. Unutmayın Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay bir iş yoktur. Allah onların işlerini zorlaştıracak, onların işlerini sarp dağlara sardıracak. Onları hor ve hakir kılacak; sizi de onlara karşı yardımıyla destekleyecek ve onları rezil rüsvay edecek. Onlara karşı direnin ki, Allah onları sizin ellerinizle cezalandırsın, rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü’min topluluğun ve mazlumların intikamını alsın ve onların gönüllerini ferahlatsın! Benim onlar hakkındaki kınamalarım olmasa da Allah’ın hükmü bu yöndedir.

Göğe merdiven dayamak için “Babil Kulesi”ni dikenler nerede! Bugün yeri 5G ve göğü Starlink’lerle fethe çıkanlar neyin peşindeler dersiniz? Firavunların anıt mezarları onların o büyük saltanatlarının gücünü gösterir bize. Ama bütün o güç ve saltanat, Hz. Musa’nın peşinden gelen İsrailoğulları’nın, o imkansız görünen kurtuluşlarının nasıl gerçekleştiğini gösterir bize. Hızır kıssasından hiç mi ders almaz bu insanlar. Kadir-i mutlak, mutlak iktidar sahibi Allah’ı unutup nasıl başka yollara saparlar. Biz yine de sonuna kadar bu ateş çukurunun kenarından Hakk’a çağırmaya devam edelim..

PKK’nın FETÖ’nün arkasında ABD olduğunu biliyoruz, ama ona dokunmuyor, onun içimizden satın aldığı, kandırdığı, kullandığı tetikçileri ile 40 yıldır uğraşıyoruz. Kuklalarla uğraşıyoruz, kuklacı ise dostumuz ve müttefiğimiz. Birileri iktidar sırasının kendilerine gelmesi için ABD’ye şirin gözükmeye çalışıyor, birileri ABD’yi eleştirecek olsa, macerayı bırakın biz kimiz, ABD kim? Öyle ya o günümüzün en güçlü ordularına sahip, borcu kadar servet sahibi(!?) Kızılderililerin kanı, kara derililerin gözyaşı, sarı ırkın çalınmış alın terleri üzerine kurulmuş emperyalist bir çeteden söz ediyoruz. Peki, bugün Hz. Musa, Hz. İsa ya da Hz. Muhammed olsa ne yapardı! Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Kimliğiniz cevabınızda gizli. O kimliği merak ediyorsanız, Allah’ın sizi neyle meşgul ettiğine, sizin kimlerle birlikte olduğunuza bakın. Allahu ekber. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 908 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar