Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Tevafuk’a bakar mısınız?

 

Bir yanda Geziciler yürüyorlar, öte yandan İHH’nın Mavi Marmara şehidlerini anma yürüyüşü.. Tam da “kırmızı fularlı kız”ın PYD saflarında DAEŞ’e karşı, “bir Amerikan askeri olarak” savaşırken öldüğü günlerde, Fethin, 27 Mayıs’ın sene-i devriyesinde oluyor bütün bunlar.. O günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı›na gelerek protestoculara destek verdi ve her gün bir CHP milletvekilinin bu protestolara katılacağını açıklamıştı. Neydi o günler.. FETÖ’cü darbe girişimlerinin ilklerinden biri.. Kılıçdaroğlu yine ön saflardaydı. CHP yine en iyi bildiği şeyi yapıyordu. Kriz için meydanlardaydı. 27 Mayıs 2010’da 587 yolcusuyla Gazze’ye doğru yola çıkan Mavi Marmara katliamının 7’nci yıl dönümünde “Özgür Kudüs’e Doğru” sloganı ile İstiklal Caddesi’nde bir yürüyüş gerçekleştirildi. O gün 9 şehidimiz vardı ve 30’dan fazla kişi yaralanmış ya da kötü muameleye maruz kalmıştı. Mavi Marmara gemisi birçok milletten, inançtan aktivistler, gazeteciler, sanatçılar, gönüllüler İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargoyu kırmak için Sarayburnu’dan yola çıkmışlardı. İsrail, uluslararası karasuları kanunlarında karasuyu sayılmayan 70 km açıklarında Mavi Marmara gemisine operasyon yaptı. İsrail onlarca asker, gemi ve helikopterle gemiye saldırı düzenledi. Mayıs son derece hareketli bir ay 1, 3 Mayıs, 19 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs. Bu sene Ramazan, Mavi Marmara olayı, Gezi kalkışması, hepsi bu ayda oldu..

Gezi kalkışmasına gelince olayı başından itibaren hatırlayalım: 27 Mayıs’taTaksim’deki Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkıldı. 4-5 ağaç da taşınmak üzere yerinden söküldü. Taksim Dayanışma grubu eyleme başladı, 40-50 kişilik grup çadır kurup parkta sabahladı. Bir gün sonra eylemcilerin sayısı arttı. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de destek verdiği grup, yıkım çalışmalarını durdurdu. Zabıta ve polis müdahalesi geldi. ‘Kırmızılı Kadın’ piyano çalan adam, duran adam sahne aldı..

29 Mayıs’ta polis ekipleri eylemcilere müdahale etti. Olaylar sırasında çadırlar yandı.

30 Mayıs Cuma günü sabaha karşı 05.00 sularında polis eylemcilere müdahale etti. Dünya basını olay yerindeydi. Bir gün sonra olaylar daha da büyüdü. Polisin müdahalesi sonrası ortalık karıştı.. Eylemler diğer illere de yayıldı. Ankara, İzmir, Mersin, İzmit, Konya, Manisa gibi pek çok kentte gösteriler yapıldı. Aynı gün İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. 

1 Haziran’da Eylemciler İstanbul’un Anadolu yakasında toplandı ve Boğaziçi Köprüsü üzerinden Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Kadıköy mitingini iptal ederek halkı Taksim’e yönlendirdi. Beşiktaş’ta ve Ankara’da olaylar oldu. Televizyonlarda çıkan haberler sonucu, CHP’nin ve bazı STK’ların, oda ve sendikaların da devreye girmesi ile saat 16.00’dan sonra 48 ilde 90 ayrı gösteri başlatıldı ve 1000’e yakın kişi gözaltına alındı.

2 Haziran’da gece yarısı maskeli bir grup, Beşiktaş Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi önündeki polislere saldırdı, 7 memur yaralandı. Eylemciler polis ve kamu binalarına saldırılar düzenlediler.. Eylemler 67 ile yayıldı ve bir günde 235 ayrı eylem yapıldı.. Kabataş’taki cami işgali de bugün gerçekleşti.

3 Haziran. Gül, “Demokrasi demek sadece seçim değildir, mesaj alınmıştır” dedi. Kılıçdaroğlu’nu kabul etti. Erdoğan Fas’da yaptığı açıklamada, eylemlerin dış bağlantılı olduğunu söyledi. Hatay’daki gösterilerde bir kişi hayatını kaybetti.

4 Haziran’da Abdullah Gül, Başbakan Vekili Bülent Arınç’ı ve BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’i kabul etti. Taksim’de zafer kutlamaları yapılıyordu. Ve gece Taksim’e operasyon yapıldı. Taksim’e eylem için büyük gıda, sağlık desteği sağlandığı ortaya çıktı..

5 Haziran. Bazı sendikalar eylemlere destek olmak için iş bıraktı. İzmir’de eli sopalı timler eylemci gençlere saldırırken görüntülendi. Bunların sivil polis, olduğu ortaya çıktı. Daha sonra FETÖ’cü polislerin meydanı provoke ve maniple ettikleri anlaşılacaktır.

6 Haziran. Adana’da göstericilerin peşinden koşan komiser Mustafa Sarı üstgeçitten düşerek vefat etti.. Gezi Parkı’nda “Anti kapitalist Müslümanlar” diye bir grub Miraç Kandilini kutladı. Borsada şok düşüş yaşandı. 

7 Haziran. Başbakan Tunus’tan İstanbul’a döndü. Erdoğan’ı çok büyük bir kalabalık karşıladı. Halk Taksim’e yürümek istedi. Erdoğan Çevrecileri görüşme masasına çağırdı. AB ve ABD’den eylemlere sert müdahale edilmesini eleştiren mesajlar geldi. Batı TV’leri Taksim’e yerleşti ve sürekli canlı yayınlar yaparak eylemleri provoke ettiler.

8 Haziran. Eylemler durmadı. GS, BJK ve FB taraftarları birleşip Taksim’e yürüdü. AK Parti Ankara ve İstanbul’da miting yapma kararı aldı. Ankara’da ise çatışmalar yaşandı. 9 Haziran Erdoğan Mersin ve Ankara’da toplanan binlerce vatandaşa hitap etti. Topbaş, “Taksim’e AVM yapılmayacak” derken Vali Mutlu, “Kırılan bir gönül için bin kez özür dilerim” dedi. Kimileri AKM’yi gündeme getirmeye çalıştı. 10 Haziran. Cami işgali tartışmaları devam ederken akşam saatlerinde Taksim’de yeniden çatışmalar yaşandı. Göstericiler İstanbul’da ara sokaklara yayıldılar. Vali Mutlu, ‘Gezi’ye kesinlikle müdahale edilmeyecek’ dedi. 11 Haziran Sabah Taksim’de çatışmalar başladı. Polis SDP binasını basıp, 70 kişiyi gözaltına aldı. Grup toplantısında Başbakan, ‘Kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez’ dedi. Gece ise polis Gezi parkındaki eylemcilere yeniden müdahale etti. Olaylar sabaha kadar sürdü. 12 Haziran İstanbul’da sakin bir atmosfer vardı. AK Parti Gezi Parkı’na Topçu Kışlası’na ilişkin referandum gündeme getirdi. Halkın yükselen öfkesi ve tepkisi CHP ve diğer dernek ve sendikalarda korkuya sebeb oldu. Halk, oynanan kirli oyunun farkına varmaya başladı ve eylemler sona erdi.

Şimdi daha iyi görüyoruz, anlıyoruz ki, bu kirli oyunda FETÖ ve PKK yine el eleydiler. Marksist örgütlerin arkasında kapitalist sermaye grubları vardı. “Mesele ağaç meselesi değildi.” Liberaller ve anarşistler, radikaller bir aradaydılar.. CHP, Kılıçdaroğlu bunlarla birlikte en öndeydi. Ve bu 15 Temmuz gibi bir darbe girişimiydi. Bugün yine el eleler ve birlikte hareket ediyor, birlikte yürüyorlar.. 

Sahi kırmızı fularlı kızı kim öldürdü? Onu ölüme gönderen kimdi? Can mı, CHP mi, PKK mı, FETÖ mü, kim? Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1108 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar