Mehmet GÖKTAŞ
Tokluktan korkun efendiler, tokluktan!
Çünkü firavunlar, nemrutlar hep tokların arasından, doyuma ulaşanların, artık kimseye eyvallahı kalmayanların arasından çıkar.
Bakıyorum da herkes önceki gün insanların marketlere hücumunu sadece sosyal mesafenin ihlali ve virüs bulaşması açısından değerlendiriyor.
Halbuki insanların böylesine bir açlık korkusuna bürünmeleri çok daha dehşet bir durum değil midir?
Aslında gördüğümüz o manzara karşısında yapılabilecek tek şey acı acı tebessümden başka bir şey değildi.
Nedir bu koşuşturma, en kötü ihtimal nedir, ne olabilir ki? Normal günlerimize göre belki bir kaç saat fazladan aç kalabilirdik vesselam. Ne olur yani, birazcık boynumuz bükülür, haddimizi biliriz, aç kalanları hatırlarız, fena mı olurdu?
Efendiler, açlıktan korkmayın, korkacaksanız tokluktan korkun. Unutmayın, dünyada açlıktan ölenlerin sayısı, tokluktan, çok yemekten dolayı ölenlerin sayısına göre devede kulak nispetindedir.
Üstelik tokluk insanların sadece bedenlerini değil, kalplerini, ruhlarını ve bütün erdemli sıfatlarını da öldürür.
Biliyor musunuz, firavunlar hep tokların arasından çıkar. Çıkar da ne olur? İlahlığa yeltenir, “Ben sizin rabbinizim, benden başka bir ilahınız var mı, bilmiyorum?” der, diğer insanları kendisine kul köle yapmaya yeltenir ve yapar da.
Ve yeryüzünün en güzel en erdemli insanları her daim açların arasından çıkmıştır. İsterseniz şöyle bir araştırın, ne kadar erdemli ve faziletli insan gelip geçmişse hepsi de açların, az yiyenlerin içinden çıkmıştır. Bu dünyanın en erdemlisi evinde iki gün peş peşe buğday ekmeği yenmeyen, annesi kuru ekmek yiyenin oğludur.
Unutmayalım, insanların başına gelecek en büyük felâketlerden birisi açlık değil, aç kalma korkusu, Kur’an’ın tabiriyle “açlık elbisesi” giymektir. Allah kedisini unutan ve nimetlerini inkar edenlere açlık ve korku elbisesi giydirir.(16/112)
Evet, açlıktan hiç korkmayın. Aç kalanlardan da fazla korkmayın. Açların arasından çıksa çıksa fırından bir kaç tane ekmek çalan birileri çıkabilir, vitrindeki tepsiden bir kaç dilim baklava çalan birileri çıkabilir, başkalarının ağacından bir kaç elma koparan çıkabilir, işte o kadar vesselam.
Amma tokların arasından çıkan firavunlar bir kaç somunla, bir kaç elmayla yetinmez, fırınları gasp ederler, çarşılara el koyarlar, bağların bahçelerin tapularını üzerlerine alırlar.