Abdurrahman Dilipak
TOPYEKÛN SALDIRI
Beterin de beteri var. Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz..
Son günlerde yaşanan olaylar, doğrusu “Bu kadarına da pes” dedirtti.
Bu doğrudan devlete ihanet ve casusluk olayıdır..
“Topyekûn saldırı”ya geçtiler..
“Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.” “Keskin sirke küpüne zarar verir.” Bu tür ihanet eylemleri geri teper. Millet bunu affetmez..
MHP’liler bu çeteye alet olmazlar.. MHP’liler CHP’ye destek vererek bu komploya alet olmazlar..
“Yaşa ki, neler göresin” derler ya! İhanetin bu kadarı ancak bu yapıyla mümkünmüş!
Akıl, insaf, izan, ne derseniz deyin, demek ki, birilerinde bunların kırıntısı bile yok. Ne hak, ne hukuk tanıyorlar.. Arkalarında MOSSAD’ı, CIA’yı, Vatikan’ı alınca bunlar güç zehirlerine uğramışlar anlaşılan.. Öfkeleri akıllarından büyük sanki!..
Cemaat diye başladılar, sonra camia oldular. Din dediler, siyaset dışı duracaklardı, ama artık siyasetin merkezinde yer aldılar.. Dahası önce holding oldular, uluslararası bir örgüte dönüştüler.. İstihbarat örgütleri ile birlikte çalışıyorlar..
MİT’e operasyonlar, İHH’ya karşı komplo planları insanların aklını karıştırmıştı. Şimdi bu son olay, uyanmak istemeyenleri bile uyandıracak ölçekte bir depreme yol açtı beyinlerde ve yüreklerde..
Artık mızrak çuvala sığmıyor..
Öyle anlaşılıyor ki, CIA, MOSSAD, Vatikan, Twitter, Facebook topyekûn saldırıya geçti.. Koç gibi iktidara tosluyorlar. Malum media, malum sermaye, derin çeteler hepsi işin içinde.. CHP ve peşine takılanlar yangına körükle gider gibi kervana takıldılar..
Kaç aydır, hiçbir kehanetleri tutmadı.. Her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Deşifre oldular.. Ama ilginçtir, inatlarından da vazgeçmiyorlar..
Onları anlamaya çalışıyorum, kaybetmekten korkuyorlar. Paniklemiş durumdalar.. Çeyrek asırlık hayallerini kaybetmekten korkuyorlar. Dine karşı bir din, paralel, karma bir din icad etmişlerdi. Şimdi o dinlerini kaybetmekten korkuyorlar.. Türkiye’yi ele geçirmekle kalmayacaklar, tüm İslam dünyasına Türkiye’deki bu paralel yapı üzerinden nizam vereceklerdi. Türkiye’yi modelleyeceklerdi. O okullar bu projenin misyoner okulları olacaktı. Bu okullar üzerinden o ülkelere yerleşecek, insan kaynaklarını bürokrasi, sermaye ve siyasete enjekte edecekler ve böylece İslam ülkeleri arasında bir network oluşturacaklardı. Sanki İslam ülkelerine yönelik yeni bir loca örgütlenmesi gibi bir şey bu!
Tayyib Erdoğan’ın Bürokratik Oligarşi dediği yapı bu.. Mor bürokrasiden, Mor Kemalistlerden kurtulalım derken iktidar yakasını Yeşil Sermaye, Yeşil Bürokrasiye, Yeşil Kemalistlere kaptırdı..
Bakın BOP denilen proje, bu yapının siyasal ayağını oluşturacaktı. Şimdi BOP’a karşı olan partilerin bu süreçte Paralel yapı ile ortak hareket ediyor olması da ilginç değil mi?
Bu proje çökerse birileri bu günkü statülerini kaybedecekler.. Kariyerlerini ve daha da beteri gelecek hayallerini kaybedecekler.. Kahramanlık taslarken hain durumuna düşecekler.. Peygamberin övgüsüne mazhar olduklarını hayal ederken lanetlenmiş gibi hissedecekler kendilerini..
Bunu bir anda kabul etmeleri kolay değil.. Din algıları, bütün o çile, fedakârlık, dualar, kehanetler, tam da yüze yüze kuyruğuna geldik, “2014 güneşin batıdan doğduğu yıl olacak” derken, Mehdi, Mesih, Peygamberin yardım ettiği bir hareketin aniden çöküyor olmasını kabul etmeleri şöyle dursun, anlamaları bile mümkün değil.. Böyle bir şeyi ihtimal olarak bile kabul etmeyecekler, bu yöndeki iddiaları duymak bile istemeyeceklerdir..
Bir gün onlar da görecekler gerçekleri. Çok pişman olacaklar, ama çok geç olacak!
Bunlar ne şimdi normal düşünebiliyorlar, ne de daha sonra tam olarak normal bir hayat yaşayamayacaklar.. İçine sürüklendikleri psikolojik travma onların zihinlerinde telafisi zor bir psikolojik yara açacaktır..
Kriptolar zaten profesyonel adamlar. Onlar bir çok şeyi biliyorlar ve her türlü kötü ihtimale karşı şuuraltıları onları böyle bir felakete hazırlamıştır. Ama onun dışında kalan büyük bir kitle için durum farklı..
Onlarla tartışmanın, onlara kızmanın bir faydası yok. Zamana ihtiyaçları var.. Seçim günü, öncesi ve sonrası gecesi onlar için dualar ve rüyalarla dolu zor bir gece olacak.. Herkes, keşke namaz kılıp, ön yargılarından arınıp “Rabbim bana hakkı hak, batılı batıl göstert ve hakta buluşmamızı nasib et. Şüphesiz ki, bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır murat etmiş olabilirsin. Biz bilmeyiz Sen bilirsin. Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği gün, bizi o pişmanlıkların fayda vermediği günde, bizi pişman olanlardan eyleme” diye dua ederek İSTİHARE’ye yatabilseler..
Allah, cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmeyecektir. İstişare ve şûradan ayrılmayalım.. Bilenlere danışalım, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, akraba ve komşularımızla konuşalım, kafamızı kiraya vermeyelim. Gözümüze atgözlüğü takmayalım.. Din büyüklerimizi İlah ve Rab edinmeyelim. Musalla taşındaki meyyit gibi olmayalım.
Selam ve dua ile..
yeniakit