Abdurrahman Dilipak
Trump giderse
Trump gitsin istiyoruz da, gidince yerine kim gelecek?.. Gelen gideni aratırsa ne olacak! Trump giderse ona vekalet edecek isim ondan daha radikal biri aslında.. Trump’ın öfkesi aklından daha büyük megaloman bir adam. Kendini iktidara taşıyanlara sadakatini ispatlamak için abuk-subuk işler yapıyor. Zaten onu iktidara getirenler de bu pis işleri ona yaptırıp sonra da ipini çekecekler. Ama ardından gelecek olan ondan daha iyi biri olmayacak! Trump’tan da beterini düşünüp “Ölümü görüp hastalığa razı olalım” demiyorum. Ama demek istiyorum ki, Trump giderse dert bitmeyecek! Uzun soluklu bir mücadeleye hazır olmamız gerek. Hep diyorum ya, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, Allah’ın zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. O zaman Allah’ın yardımının size/bize ulaşmasını engelleyen cahil ve zalim adamları etrafımızdan uzaklaştırmakla başlayalım işe. İşte ben asıl, bu konuda içimizdeki hainler ve ahmaklardan korkuyorum. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden” “helak” ile sonuçlanacak bir zarara uğrayanlardan olmaktan korkuyorum. Çünkü biliyorum ki, Allah cahil ve zalim bir topluluğa, fasıklar, kâfirler ve münafıklar topluluğuna yardım etmez. Kim onlar derseniz, çevrenize bakın, her tarafta onları görebilirsiniz. Onlar, makam, para, kadın olan her yerde varlar! Onların sözlerine bakmayın, onlar herkese duymak istedikleri şeyleri söylerler. Onlar “Hizbuşşeytan”dırlar. İşte Trumpgillerin en büyük dostları, yardımcıları, bu içimizdekilerdir! Bakıyorsunuz bir orada, bir buradalar. Bir yerden başka bir yere gidiyorlar. Bazen de gelen gideni aratıyor. Trumpgillerin fitne ve fesatlarından kurtulmak için, önce onların içimizdeki uzantılarından kurtulmak gerek. “Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır”. “Efradına cami, ağyarına mani bir çözüm” için işe kendimizden başlamamız gerek. Sahi bir kontrgerilla(mız) vardı, ne oldu? Hani şu Amerikan beslemesi “Özel Harp”. En son bir FETÖ operasyonu olan Arınç’a yönelik suikast planı senaryosu ile “Kozmik oda”ya girilmesi sırasında gündeme gelmişti. Sonra ne oldu? Ne oldu o Muğla tarafından iki kamyonla Ankara’ya getirildiği söylenen el bombalarına. Bir de JİTEM diye bir şey vardı. Sonra JİT dediler, “var” dediler, “yok” dediler, bu işten kimse bir şey anlamadı. Şimdi Jandarma İçişlerine bağlandı, Jandarma Genel Komutanı artık MGK üyesi değil. Peki, JİTEM nereye bağlandı. Ya da ne oldu bu örgüte? Bu işlerin aslını, gerçeğini hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyecek miyiz? Bütün milli arşivler Beştepe’ye bağlandı. Peki, Kozmik Oda, JİTEM arşivi, Özel Harp arşivi de mi? Bunlar ne zaman açıklanacak? Ha! Bu arada Osmanlı arşivlerindeki yüzlerce personelin başka görevlere atanması ile ilgili bir takım haberler dolaşıyor ve insanlar bu gerekçesini merak ediyor. Tekrar Trump konusuna dönecek olursak, bugün asıl sorun Beyaz Saray’daki adamdan ibaret değil. “Mel’anetin başı” sadece Trump değil. Onun da üzerinde Amerikan derin devleti var. Asıl “Şeytanın merkez karargâhı” orası da değil, onun da üzerinde dünya derin devleti var! Amerika’dan söz ederken hangi Amerika diye sormak gerek. Çünkü tek bir Amerika yok! İşin içinde FED var, NATO var, IMF var, Dünya Bankası var, CIA var, LIBOR var, o kadar çok yapı var ki… Tapınakçılar var, Mason Locaları var, bir takım holdingler var. Lobiler var.. Hepsi bir araya gelince dünya derin devletini oluşturuyorlardı. Ama artık tek bir derin devlet de yok. Hepsi birbirine düştü. Bugünler son derece önemli, kritik günler. ABD yeni bir 11 Eylülün eşiğinde, Türkiye’de yeni bir kalkışma çok kolay olmasa da imkânsız değil. Avrupa’da da işler her an karışabilir. Birçok ülkede devlet adamlarına yönelik suikastlar, iş adamlarına yönelik yolsuzluk iddiaları, bürokratlara yönelik rüşvet iddiaları gündeme gelebilir. Fabrikasyon ya da gerçek, kasetler ortada uçuşabilir.. Önümüzdeki günler birçok şeye gebe. Savaş, terör, ekonomik kriz, siyasi kriz her şey mümkün. Öyle anlaşılıyor ki, bulanmadan durulmayacak ve sonuçta bu ip inceldiği yerden kopacak. Dilerim gelecek günler geçen günleri aratmaz. Bu krizler çok derin ve uzun süreli olmaz. Korkunun ecele faydası yok. Akacak kan damarda durmaz. Ne olacaksa o olacak.Daha sabırlı, daha dikkatli, daha cesur ve akıllı olmak zorundayız. Saflarımızı sıklaştırmak zorundayız. Trump gidecek, ama dertler bitmeyecek. Trump’ı getirenler “bu deli adam fincancı dükkanına giren fil gibi ortalığı dağıtsın, biz arkasını toplarız” diye düşünüyorlar olsalar gerek. Trump’ı “günah keçisi” yapıp, bütün suçu ona yükleyip, kendileri yollarına devam edeceklerdi. Trump, Kılıçdaroğlu’nun başka bir versiyonu. “Geçici” olarak getirilen bir “ara çözüm” adamı idi ama evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Şimdi “Ben gidersem bu ABD için felaket olur” diyor. Birileri iç savaştan, Amerikan birliğinin dağılmasından söz ediyor. Birileri de aynı şeyi, “bu adam ABD’nin başında kalırsa bu ABD için felaket olur” diyor. İster Trump işbaşında kalsın, isterse gitsin Amerikan cephesinde sular durulmayacak. İşler daha da sarpa saracak olursa, ABD dikkatleri başka yöne çekmek için bir dış tehdit örgütleyecek. Önümüzdeki hafta, önümüzdeki ay, önümüzdeki günler, Türkiye, bölge, ABD ve dünya için son derece önemli günler.. Bazı şeyleri öngörmek çok mümkün değil. Onun için o “bazı şeyleri” yaşayarak öğreneceğiz. Selam ve dua ile. Yeniakit