Org. İlker Başbuğ'un Ağlama Duvarı önündeki fotoğrafları Vakit Gazetesi'nde çıkınca, haklı olarak akla ilk gelen yaklaşmakta olan Yüksek Askeri Şura'ydı.

Vakit Gazetesi'ne fotoğrafları verenlerin Yüksek Askeri Şura üzerinde hesapları olduğu açık.

Peki operasyona tabi tutulan sadece Vakit mi? Ya Doğan Grubu Gazeteleri ve diğer medya"

Dün Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah dahil tüm merkez medyada "Jandarma da fişleyecek" başlıklı bir haber vardı.

Hemen tüm Meclis muhabirlerinin ulaştığı bu haberin, Star, Yenişafak, Taraf, Birgün gibi TSK'ya mesafeli gazetelerde çıkması normaldir. Her fişleme haberine bu gazetelerin hemen atladığı biliniyor.

Ama Doğan Grubu'nda Yüksek Askeri Şura'nın arifesinde "Jandarma fişlemesi" haberi çıkınca, orada durmak gerekiyor.

Vakit Gazetesi'ne verilen Ağlama Duvarı fotoğrafları nasıl bir operasyonsa; Doğan Grubu'nun baba gazetelerinde Jandarma'yı hedef alan haberlerin yapılması da operasyondur.

Birinde Org. İlker Başbuğ; diğerinde Org. Işık Koşaner operasyonun hedefi. Denklemin üçüncü tarafında ise Org. Ergin Saygun var. Org. Saygun'un da yaşamakta olduğu ciddi sağlık sorunlarının raporları servis edilmiş durumda.

Peki bu nasıl bir kumpas ve tüm bu olanlardan kim karlı çıkıyor?

TSK tarihi üzerine yazılan kitaplar ve komutanların anıları, her Yüksek Askeri Şura öncesi komutanlar arası satranç oynandığını gösteriyor.

Bu hamlelerin kurbanı komutan çok. Son dönemin en çarpıcı olanlarından biri Org. Edip Başer'dir. Genelkurmay Başkanı olma yolunda ilerlerken, TSK içi YAŞ hamlesiyle ayağı kaydırılmıştır. Org. Hilmi Özkök'ün de aynı biçimde emekli edilecekken, Yılmaz&Bahçeli gerilimi nedeniyle direkten döndüğünü biliyoruz.

Orgeneraller hakkında böylesine mahrem bilgiler ve medya üzerinden yapılan operasyonlar çocuk oyuncağı değil. Türkiye'de bunları yapıp da deşifre olmayacak birilerini bulmak zor.

Bahsettiğimiz komutanların her birinin emrinde Türkiye'nin en ileri teknik takip sistemleri ve yetişmiş istihbaratçı kadroları var. Dolayısıyla birilerinin dışarıdan sızmayla tüm bunları yapması imkansıza yakın.

Tıpkı geçmiş YAŞ'lar öncesi TSK içindeki satranç hamlelerini okuduğumuz gibi, bugün yapılanları da gelecekte büyük olasılıkla okuyacağız.

Şuanda Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı için sıcak bir mücadele var. Geçmiş tecrübelerden de görüldüğü üzere, her ne kadar "teamüller çoğu zaman işlese de" koltuğa oturmadan kimse için "garanti" bir durum sözkonusu değil.

TSK içinden servis edildiği açık olan bilgiler/belgelerin mahremiyet derecesi ve medyanın tüm kesimleriyle sert biçimde kullanılışı, YAŞ Satrancında şah-mat noktasına geldiğimizi gösteriyor.

Doğan Grubu'nu arkasına alma avantajı Org. Başbuğ, Org. Saygun ekibinde. Jandarma Genel Komutanlığı boyunca, Jandarma'yı yasal sınır içinde tutmak için gösterdiği olağanüstü çabayla TSK içinde takdir toplayan Org. Işık Koşaner ise yalnızları oynuyor gözüküyor.

28 Şubat döneminde Fişleme Komutanlığı gibi çalışan Jandarma hakkında tek satır yazmayan Doğan Grubu'nun, bugün "jandarma fişleme" haberlerini tekmili birden vermesinde açık hedef Org. Koşaner'dir.

Doğan Grubu bu YAŞ'ta "bekle gör" taktiği izlemeyeceğini ve olaylara nötr kalmayacağını son dönem haberleriyle ortaya koydu. Org. Koşaner'in işi Org. Hilmi Özkök kadar zor.

Komutanlar zirvesindeki bu satrancın, TSK'yı zayıf düşürdüğü ise açık.

Yakın tarih boyunca, TSK zayıf düştüğü her dönemeçte, İsrail ve ABD'nin şahinlerinin etkisine daha çok girdi. Ortadoğu'da alevli günlere girmemize ramak kala, yaşadığımız bu YAŞ gerilimi, dıştan da körüklenerek sürecek"