Türkçe ezan?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Şeb-i Arus” törenindeki garabete tepkiler devam ediyor. 

Semazenler arasında kadınlara da yer verilen ve Kur’an tilavetinin yerini meal tilavetinin (!) aldığı ‘alternatif’ etkinlikte ezanın da Türkçe okunduğu iddia edilince tepkiler yeni bir ivme kazandı; 1932-1950 yılları arasındaki Türkçe ezan dayatması hatırlatılarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin hâlâ o kafada olduğu, o kafadan uzak durulması gerektiği vurgulandı. 

O kafada olan kimi sosyal medya kullanıcıları ise ‘Ezan tabii ki Türkçe okunmalı, ne var bunda?’ diyerek savunmaya geçtiler.

Milletin kahir ekseriyeti için Türkçe ezan yarası öyle derin ki, o faşizan uygulama sona ereli 70 sene olduğu halde hâlâ acı veriyor. 

Kemalizm’in ‘asr-ı saadet’i olarak gördükleri tek parti dönemine ait Türkçe ezan uygulamasını hasretle yâd edenler ise, Ümmet-i Muhammed’in vahdetini temsil eden ve 1950’de ihya edilen Ezan-ı Muhammedî’yi duydukça hâlâ kahroluyorlar.   

Yeri geldikçe Türkçe ezan meselesini elbette tartışacağız, tekrar tekrar tartışacağız; bundan kaçış yok. 

Fakat… 

O da ne? 

“İBB’nin Şeb-i Arus törenindeki Türkçe ezan skandalı”nı belgelediği ileri sürülen videoyu izleyince neye uğradığımı şaşırdım. 

Ben mi yanlış duyuyorum diye tekrar tekrar dinledim. 

Yok, Türkçe ezan değil bu. 

Başka bir Kemalist icat: Türkçe teşrik tekbiri! 

Ezanı da Türkçe oku(t)maya mütemayil kimselerden bahsettiğimiz muhakkak; ama bu videoya istinaden onları sadece teşrik tekbirinin aslî haline sadık kalmadıkları için eleştirebiliriz.

Efendimizin (sallallahu aleyhi vesellem) sünneti olan, kalplerimize sürur veren teşrik tekbiri; hani kurban bayramlarında Mustafa Itrî Efendi’nin içe işleyen o güzelim bestesiyle okuduğumuz -bu şekilde okunuşuna “Segâh Tekbir” dediğimiz- tekbir var ya, o işte:  

Allahu Ekber Allahu Ekber 
Lailahe İllallahu Allahu Ekber 
Allahu Ekber Velillahi’lhamd 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin söz konusu etkinliğinde, Itrî’nin bestesini fenâ halde zorlayarak şöyle okumuşlar “Segâh Tekbir”i: 

Allah Büyüktür Allah Büyüktür 
O’ndan Başka İlah Yoktur, Allah Büyüktür   
Allah Büyüktür, Hamd Allah’adır 

O videoyu “Türkçe ezan” diye ilk kim sunduysa, herkesi bir güzel faka bastırdı. 

Eleştiren de savunan da yanlış şey üzerine konuşuyor. 

Videoyu izlemeden konuşanlar bir yana, izledikleri halde “Türkçe ezan” diyenlere hayret ederim.  

Tamam, beste hemen tanınmayacak kadar zorlanmış, ilk duyuşta akla “Segâh Tekbir” gelmeyebilir; ama bunun Türkçe ezan olmadığı çabucak anlaşılmalı değil miydi? 

Ve biraz olsun dikkatle dinleyenlerin, geleneğe yabancı kimseler değillerse şayet, ‘Haaa, sözüm ona Segâh Tekbir bu’ demeleri gerekmez miydi? 

Gülsem mi ağlasam mı, bilemedim. 

*** 

Dinî hayatımızı zenginleştiren büyük bestekârımız Buhûrîzâde Mustafa Itrî Efendi’ye -ki bilhassa Ramazan geceleri camilerde okuduğumuz “Segâh Salat-ı Ümmiye”nin bestesi de ona aittir- Cenâb-ı Hak’tan ganî ganî rahmet dileyelim bu vesileyle. 

Ve Yahya Kemal’in mısralarıyla bitirelim: 

Büyük Itrî'ye eskiler derler,  
Bizim öz mûsıkîmizin pîri;  
O kadar halkı sevkedip yer yer,  
O şafak vaktinin cihangîri,  
Nice bayramların sabâh erken,  
Göğü, top sesleriyle gürlerken,  
Söylemiş saltanatlı Tekbîr'i 

Bu yazı toplam 1571 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar