TÜRKİYE'NİN IMF'DE HATASI YOK
Yeni Şafak, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ile İstanbul'a tepeden bakan İş Kuleleri'ndeki çalışma ofisinde görüştü. Özince'nin güncel ekonomiye ilişkin görüşleri ezber bozacak cinstendi.
Enflasyon beklentisi çok aşağıya düştü. Faizlerde tek haneler görülebilir mi?
Tek hanelere gitmemeli diye düşünüyorum. Bütün dış faktörlere rağmen ekonomiyi daha canlı tutmaya çalışmalıyız. Bu ülkenin üretimleriyle ilgili birikimlerimizi talebin daraldığı bu dönemde kaybetmeyecek önlemleri almamız lazım. Bu da para harcamak demek. Devlet ya yatırım yapacak veya vergileri azaltarak bizim para harcamamızı kolaylaştıracak. Bunun için devletin kaynak bulması, borçlanması demek.
GEREKİRSE İÇ BORÇLANMA
Nasıl olacak bu borçlanma?
Devletin enflasyonu çok azdırmamak kaydıyla, özel sektörü de kullanmak suretiyle bilhassa lokomotif sektörleri harekete geçirmek amaçlı harcamalar yapabilmek için gerekirse devlet iç borçlanmasını dahi artırması gerektiğini düşünüyorum. Enflasyonu çok fazla aşağıya çekmememiz gerektiğini söylüyorum. Merkez Bankası, 'ekonomi taşikardi yapmasın' diyor ama 'kış uykusuna yatmayalım' demek istiyor. Enflasyondan korkmamak lazım şu dönemde bence.
Borçlanma deyince sözü IMF'ye getireceksiniz sandık. Neden İMF değil de iç borçlanma?
IMF ile ilgili özel bir merakım yok. IMF'den benim beklentim şudur: Bizim bölgemiz dünyanın güçlü büyüyen bölgelerinden biri. Uluslararası Para Fonu bu ve bunun gibi bölgelerin güçlü büyüme ihtiyacını destekleyecek bölgesel önlemler alsın.
TÜRKİYE'NİN IMF'DE HATASI YOK
Bunu krizden çıkış için reçete olarak mı görelim?
Kesinlikle. Türkiye'nin iki yakasını bir araya getirecek bir çareye ihtiyacı yok. Türkiye'nin yöresinde lokomotif olmaya ihtiyacı var. Fon ilişkilerinde Türkiye'nin bir hatasının olduğunu düşünmüyorum. Faiz dışı fazla gibi konular ikincil konular. Dünyada gelişme temayülü olanı destekleme en önemli. Sermaye piyasaları doymuş. Artık ezberi bozup gençlere yatırım yapılması lazım. Yani genç devletlere, genç ekonomilere. Yaşlıların kas yapması beklenemez ki!
ÇİN SEDDİ
Milyar dolarlık paketler bu yüzden mi işe yaramıyor?
Onlar kendi ekonomilerini Çin seddiyle örüyorlar. O paketler ne işe yarar ki ticaret olmadıktan sonra? Dünya finansal piyasasını yeniden yöresel piyasalardan başlayarak kurmamız gerekiyor. Daralmadan sanal ekonomiyle mi çıkılır. Gerçek işlerle çıkılır. Gerçek işler de bizim gibi ülkelerde.
Krediyi çiçek coşturan olarak görmemiz lazım
Kredilerdeki hareketleri izleme kabiliyeti açısından ekonomideki değişimleri devletten önce görüyorsunuz. Talepte canlılık var mı?
Var da çok zayıf. Bireysel kredilerde de, küçük kredilerde de... Neticeye bunlar tesir ediyor. Çok büyük havuzlar. Bunlar genellikle geri de ödenen krediler. Kredi talebinin artmaması piyasadaki talep daralmasından kaynaklanıyor. İş az olunca, kredi ihtiyacı az oluyor. İnşaat duruyor, üretim duruyor. Yatırım neredeyse tamamen durmuş vaziyette. Bireysel kredilerde ufak tefek kıpırdanmalar var. Bunlar bir şey var diye kaale alınacak seviyelerde değil. Kredi iş yapmak için istenir. Çoğunluk, borcu kapatmak için, borcu borca eklemek için kredi istiyor. Proje için, işini geliştirmek için istemiyor. Kredi ilaç diye isteniyor. Krediyi gübre gibi, çiçek coşturan gibi görüp, işini büyütmek için isteyen yok. Varsa da çok az.
Bir şirkete verdikleri para yeter
Türkiye ve çevresindeki ülkelerin ekonomilerini bir araya toplasanız, bugün Amerika'daki bir şirket ya da bir sektörü kurtarmak için yapılan enjeksiyon kadar para gitmez. Sigorta şirketi AIG'e bile 85 milyar dolar aktarıldı.
Yeni Şafak