Türkmenlerden 'Cenevre' Tepkisi
Suriye geçiş hükümetinin Türkmen bakanlarından Vecihi Cuma, Cenevre’de başlayan görüşmelere Türkmenlerin davet edilmemesine tepki gösterdi, “Yok sayılmamız bilgisizlik ve samimiyetsizliğin göstergesi” dedi.
İsviçre’nin Cenevre kentinde 6. gününe giren Suriye görüşmelerine Türkmenleri temsilen hiç bir ismin davet edilmemesi, Suriyeli Türkmenlerin tepkisine neden oldu.
Suriye geçici hükümet kabinesinde yer alan iki Türkmenden Sağlık Bakanı ve aynı zamanda Suriye Türkmenleri Milli Hareket Partisi Başkanı Vecihi Cuma, Al Jazeera Türk'e Cenevre görüşmelerini değerlendirdi. Görüşmeleri ‘fiyasko’olarak niteledi.
‘Biz 1000 yılı aşkın süredir Suriye’de yaşayan ve sayıları milyonları aşan bir topluluğuz, ayrıca sahada savaşan binlerce Türkmen genci ve onlarca Türkmen grup bulunuyor. Bu toplantıda yok sayılmamız uluslararası camianın Suriye konusundaki bilgi ve samimiyetinin de bir göstergesi olmuştur’ diyen Vecihi Cuma sözlerini şöyle sürdürdü:
“BM Temsilcisi Staffan de Mistura Cenevre’de olmamızı istemedi. Bundan önce tertiplenen toplantılara da görüşmeler başladıktan sonra Türkiye’nin ısrarı ile davet edilmiştik. Türkmenlerden çok ama çok daha küçük siyasi ve etnik yapılar Cenevre’ye davet edilirken bizim yok sayılmamızın tek nedeni hoşlarına gitmeyecek bazı şeyleri duymak istememelerinden kaynaklanıyor. Biz Cenevre’de en azından görüşme süresince varil bombardımanlarının durmasını talep edecektik. Bu talebimiz yıllardır bizi benzer görüşmelerle oyalayan uluslararası camianın Suriye konusunda dürüstlüğü anlamak adına küçük ama önemli bir adım olacaktı. Bu ve benzeri nedenlerle görüşmelere çağrılmadık ve Türkiye’nin de Türkmenlere yönelik bu tutumdan rahatsız olduğunu biliyoruz.
'Cenevre 3 ölü doğdu'
‘De Mistura Annan tecrübesini tekrarlıyor, asıl hedef daha fazla oyalamak’ diyen Vecihi Cuma’ya göre görüşmeler Suriye muhalefeti için ‘sayısız tuzak’ barındırıyor:
"Öncelikle Esed tarafı tek blok olarak, nizami devlet olarak görüşmelere katılıyor. Muhalifler ise kurumsal bazda değil kişiler bağlamında muhatap alınmakta. Bu çok ince bir taktik. Bize siz aradan geçen 5 yıla rağmen halen birlik olamadınız biz de sizi bölük pörçük kabul ediyoruz mesajı veriyorlar. Doğrusu Cenevre görüşmeleri ve Moskova toplantılarını tertip edenler açıktan 'biz Esed için çalışıyoruz' dese çok daha saygın bir iş yapmış olurlar."
‘De Mistura Şam elçisi gibi çalışıyor’
‘Esed’in katliamlarına sırt dönen ve kasıtlı bir biçimde göz yuman aktörlerin masada herhangi bir kazanımımıza razı olacaklarını düşünmüyoruz’ diyen Vecihi Cuma, De Mistura’nın Şam rejimi tarafından atanmış bir elçi gibi çalıştığını iddia etti ve şunları söyledi:
“Muhammed Dabi, Kofi Annan ve Lahdar Brahimi’den sonra Birleşmiş Milletler tarafından Suriye konusunu diplomatik yollarla çözmesi için Staffan De Mistura’ya görev verildi. Bu şahsın tüm girişimleri ise Esed’e zaman kazandırmaktan ve katliamın dozajını artırmasını sağlamaktan öte geçmedi. Halep’te bombardımanın durması için bir dizi faaliyet yürütttü. Ancak De Mistura döneminde Esed Halep’e yönelik bombardımanı 2-3 katına çıkardı. Yine De Mistura döneminde kimyasal kullanımı artık aleniyet kazandı ve hiçbir biçimde BM gündemine dahi gelmeyen sıradan bir durum oldu. Son Cenevre toplantılarında Muhalif kanadı 40 parça, Esed Rejimini ise meşru devlet gibi kabul eden diplomasi kurnazlığı ile de bu iddiamı ispatlamıştır"
‘Türkmen lobisi yok’
“Uluslararası düzeyde lobi eksikliğimiz” var diyen Türkmen Bakan bu konuda entelektüel birikim ve siyasi donanım eksikliklerinin bulunduğunu ifade etti.
Türkiye’nin bu konuda ciddi desteğine ihtiyaçları olduğunu belirten Vecihi Cuma, Türkmen Meclisi’nin de son olaylar çerçevesinde kendi misyonunu gözden geçirmesi gerektiğini hatırlattı.
‘Batı Suriye’de çözümden yana değil’
‘Cenevre 1,2 ve Moskova toplantıları ve şimdi de Cenevre 3 görüşmeleri bize gösterdi ki Batılılar Suriye’de kalıcı ve Suriye halkını mutlu edecek bir çözümden yana değil. Onların derdi gelecekte kimin daha fazla menfaatlerini garanti edeceği ile ilgili. Biz bunu yaşayarak öğrendik’ diyen Vecihi Cuma umutlarının Suriye’nin özgürlüğü için savaşan sahadaki gruplarda olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Uluslararası ayak oyunları değil sahadan gelecek başarılar Suriye’nin geleceğini tayin edecektir."
Kaynak: Al Jazeera