Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Umutsuzluk yok

Allah (cc) dağına göre kar verir. O’nun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Kemal aynı zamanda zevalin eşiğidir. Tamam, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada, ufukta zor günler bekleniyor. Biz ahir zaman peygamberinin ümmeti değil miyiz, ne bekliyordunuz ki! 

Maide 105’te Allah (cc) mealen şöyle buyurdu: “Ey iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin. Siz doğru gittiğiniz takdirde yanlış yola sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır ve yapmakta olduğunuz her şeyi o zaman Allah size bildirecektir.”

Hep tekrarlayıp durmuyor muyuz, bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir!

Kaderimizden başka bir kader mi var?. Bakın, hiç kimse, ecelinden önce ya da sonra ölmeyecek. Hiç kimse rızkından bir lokma az ya da çok yemeyecek. O zaman telaşımız ne..

Önemli olan, bütün bunlar olurken, biz ne yapıyoruz. Nerede duruyoruz, nereye bakıyoruz, kimlerden yanayız.

Siz, Allah’ın indindeki yerinizi merak ediyor musunuz? Çok basit. Sizi neyle meşgul ettiğine bakın.. Söz ve eylemleriniz onun rızasına uygun mu, değil mi ona bakın.

Zor bir dönemden geçiyoruz. Fitne zamanıdır. Tüm dünyada değişim zamanı. İnsanların korkusu umudundan fazla. İnsanlık bir korku salgınına kapıldı, iman edenler, iyi şeyler yapanlar, sabredenler ve sabrı tavsiye edenler, bu anlamda daha emin bir konumdalar.

Tabii afetler dediğimiz hadiseler, salgın hastalıklar, savaş, terör, suikastlar, toplumsal olaylar böyle zamanlarda sürpriz olmaz. Kendilerinin ıslah ediciler olduğunu söyleyen bozgunculara dikkat.

Corona süreci devam ediyor. Bir siyahinin öldürülmesi ile başlayan olaylar ABD’de bir yandan Trump’a karşı gösterilere dönerken, bir yandan da sömürge döneminin “kahramanları” (!?) da öfkeye dönüştü ve onların heykelleri devrilmeye başladı. Olaylar Avrupa’da da devam ediyor.

Yaz gelsin salgın biter diyorlardı, şiddetleniyor. Bir yandan aşı, ilaç tartışmaları devam ediyor, öte yandan mikrobun mutasyona uğradığından söz ediliyor. Hâlâ mikrobun nasıl ortaya çıktığı çözülebilmiş değil. Bir yandan chip takmaya hazırlanıyor birileri, birileri 5G istasyonları kurmaya devam ediyor, bir yandan uzayın işgali devam ediyor. Çözüm önerilerinde bir değişiklik yok bu arada koronayla ilgili, evden çıkma, maske tak, alini yıka, fiziki mesafeye dikkat et, kolonya kullan! Artık bu tedbirler de sorgulanmaya başlandı.

Yaz zor geçeceğe benziyor. Ezoterik bir döneme giriyoruz bir yandan da. Astrologlar “Eskiden müneccim denilirdi”, kâhinler, modern zamane kâhinleri stratejistlerinin hepsinin dediği bir şey var, dünya değişiyor ve bu değişim sancılı olacak. Çok ağır bedeller ödenecek. Ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ya nesnenin kendisi değişecek ya da algısı..

Süreç birilerinin planladığı gibi giderse, (Allah korusun) modern kölelere dönüştürmeyi planlıyorlar insanlığı. Bu senaryoyu yazanların ataları idi, Kızılderilileri öldürüp, siyah derilileri köleleştirenler ve sarı ırkı sömürenler. İki dünya savaşı, bir soğuk savaş “armağan eden” insanlığa son bir yüzyılda. Ve kendi aralarında sömürge mirasını paylaşamadıkları için kendi aralarında 100 yıl savaşanların siyasi mirasçıları, zihniyet ikizleri bunlar. Eğer anlaşamazlarsa dünyayı sıcak bir savaş bekliyor. Bu konuda Borsa İstanbul’da verdiğim coğrafi keşiflerle ilgili bir konferansım var, izlemek isteyenler için: https://www.youtube.com/watch?v=DkbQZI0ieGs&t=232s Youtube adresinden “Abdurrahman Dilipak” adı ile de aratabilirler, orada Alevilik, Korona, Kenevir ve daha birçok konuda yüzlerce video bulabilirler.

Tabi, onların bir planı varsa, Allah’ın da bir hükmü var. Evdeki hesaplarının çarşıya uyması, insanlığın bu süreçte liyakatine, aklına, cesaretine ve dürüstlüğüne bağlı. Allah’ın yardımı olmadan kazanamayız. Allah ise, cahillere ve zalimlere, müstekbirlere ve mütrefinlere, münafıklara, inkârcılara ve fasıklar topluluğuna yardım etmez. Onlarla birlikte yürüyenlere de! Aksine onların işlerini sarp dağlara sardırır.

Bir siyahi öldü diye haftalardır yaşananları biliyorsunuz. ABD’de koronadan ölenlerin sayısı 125.000’i geçti. Bunların üçte ikisinden fazlası siyahi. Kimsenin sesi çıkıyordu. Koyun can derdinde, kasap et derdinde.

Gelecek günler geçen günleri aratabilir de! Tabi düzelme ihtimali de var. Bizim durmamız gereken yer, Havf ile Reca, yani korku ile umud arası bir yer. Umudumuz biraz daha baskın olmalı.

Unutmayalım ki, “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden” biz de helak olabiliriz. Onlara karşı direnirsek, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmaz ise umulur ki, kurtuluşa erenlerden oluruz.

Sabırlı olalım, dürüst olalım ve cesur olalım. Her gecenin bir sabahı vardır. 

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 1114 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar