Hasan Karakaya
Üniformalı HDP’liler, “tezgâhlanan büyük oyun”un figüranlarıdır!
Önceki gece Akit TV’deki “Arka Plan” programında; Haber MüdürümüzKenan Kıran ve İstihbarat Şefimiz Murat Alan’ın “deşifre” ettiği, dün de“Akit’in manşeti”nden yayınlanan “belge”leri görmüş olmalısınız...
Öncelikle, bu “belge”lere ulaşıp; gerek Akit TV’de, gerek gazetemiz Akit’te“Üniformalı HDP’liler” başlığı ile yayınlamamıza katkıda bulundukları için,Kenan Kıran ve Murat Alan’ı tebrik ediyorum...
Neydi olay?..
Özetle şöyle:
• Şırnak’taki Yeni Mahalle İmam Hatip Lisesi’nde oy kullanan polislerin yüzde 75.71’i; Nazmiye Demirel Kız Meslek Lisesi’nde ise polislerin yüzde 74.84’ü HDP’ye oy verdi ve “HDP’nin barajı aşmasını” sağladı!..
• Batman’da subay ve astsubayların oy kullandığı “1196 nolu sandık”ta, HDP birinci parti oldu. HDP bu sandıkta 124, AK Parti ise 41 oy aldı. Polislerin oy kullandığı 6 sandıktan da HDP birinci çıktı.
•HDP, Diyarbakır’daki polis lojmanlarında da birinci parti çıktı. Lojmanlarda kalanlar Şehit Polis Mehmet Erçin Ortaokulu’nda oy kullandı.HDP 1545, AK Parti 1050, MHP 448, CHP ise 155 oy aldı.
PARALEL’E SUÇÜSTÜ!
Tabiî, bir de “1195 ve 1196 numaralı sandıklar” vardı ki, bu sandıklarda da, HDP “yüzde 80.7” ve “yüzde 66.6” oranlarında oy alarak, yine “birinci parti” olmuştu!..
Bu, neyin ifadesidir?..
Bu demektir ki;
HDP ve Paralel, “işbirliği” halindedir!.. “Paralelci subay ve polisler”in tercihi, “HDP’den yana”dır!..
Bu, aslında “bilinmeyen bir sır” değil... Tam aksine, “herkesin bildiği bir sır”dır ama bu haberlerle “suçüstü” olmuşlardır!..
Evet; “Paralel-HDP işbirliği” bir defa daha “tescil” edilmiştir!..
“Abiler” ve “Ablalar” bir yana da; “Cemaat(!) tabanı”, bu “işbirliği”ne acaba ne der, ne düşünür, bilemem!..
EKREM’İN TWİTLERİ!
Merak ediyorum, acaba Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ne der bu “Paralel-HDP işbirliği”ne?..
Seçim öncesi, kendi ekranlarından; “avurtlarını şişire şişire” ve de“ağzından tükürükler saçarak”, son derece “agresif” tavırlarla bana saldırıp, “hakaret” ederken; MHP’li Semih Yalçın’ın; “Yılanla aynı torbaya girmeyiz” diyerek, “HDP’ye kapıları kapattığı” bir Türkiye’de, “HDP’ye kapılarını açan ve hatta HDP’nin barajı aşmasını sağlayan Ekrem Dumanlı; belgelenen bu “işbirliği”ne acaba ne der?..
Öyle ya;
Ekrem Dumanlı’nın geçmişte attığı “twit”ler elimde...
Dumanlı; sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki şahsi hesabından 22 Eylül 2011 tarihinde, “Siirt’te bir araya gelip PKK vahşetini lanetleyen Kürtleri tebrik ediyorum. Tarih onları asla unutmayacak; kanlı eylemleri unutmadığı gibi...” şeklinde bir “twit” atmıştı... 28 Eylül 2011 tarihinde ise“Öldürülen annenin sezeryanla kurtarılan bebeği de hayatını kaybetti. PKK şimdi gerçekten bebek katili olduğunu ispat etti” paylaşımında bulunmuştu...
PKK’ya karşı “hayli sert yazılar” yazan Dumanlı; 22 Eylül 2014 tarihinde de, “PKK, 23 okul yaktı geçen hafta. Herkesi yerden yere vururken silahlı eylem yapan gruba karşı gıkınız çıkmıyorsa...” demiş, 26 Ekim 2014tarihinde ise “Buna ne dersin vali bey? İşte inkar edilen haber: PKK, Cizre’de özerklik ilan etti” şeklinde twitler atmıştı!..
İşte bunun için soruyorum;
“Paralelci subay ve polislerin HDP’ye oy verdiği” tescil edildiğine göre,Ekrem Dumanlı acaba ne der?..
DİCLE’DEKİ SANDIK SONUÇLARI
Diyeceksiniz ki;
“Sen kime soruyorsun?.. Ekrem Dumanlı dediğin adam; HDP’nin Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile Arka Kapı Diplomasisi yürüten ve burada, Paralel-HDP işbirliğine zemin hazırlayan, bu görüşme deşifre olunca da Öcalan’a Sayın diye hitap eden adam değil midir?..
Ortada gizli-saklı bir şey yok ki!.. Adam, gazetesinde de, sürekli HDP’ye destek vermedi mi?”
Siz de haklısınız!..
Ama ben, yine de; Dumanlı’nın 2011 ve 2014’te attığı ve bugün Öcalan’a“Sayın” dediği halde dün “Bebek katili” dediği “twit”leri hatırlatıp;“arşiv”lere girmesini istedim!..
Yoksa; o görüşmenin, “Pensilvanya’nın aldığı randevu” ile gerçekleştiğini ve Dumanlı’nın da “talimata uyduğunu” bilmiyor değilim!..
Her neyse... Bir “tablo” daha verip, bu mevzuyu kapatacağım...
Efendim; “Paralelci” olduğu iddia edilen Ayşegül Jale Saraç’ın “Rektör”olduğu Dicle Üniversitesi’nde kullanılan oylarda da, “HDP birinci parti”çıkmış, iyi mi?..
Buyrun, işte sonuçlar:
HDP: 1548
AK Parti: 525
CHP: 29
MHP: 21
Bağımsız: 11
Sadece not edin!..
KÜRTLER ÇOK PİŞMAN!
Biliyorum; Ekrem Dumanlı, şimdi ortaya çıkıp, diyecek ki; “Bizimkiler, nihayetinde HDP’ye oy vermiş!.. Bunun PKK ile ilgisi ne?..
Biz PKK’ya karşıyız,
HDP’ye değil ki?”
Mi, acaba?..
Manzara ortada...
Bu seçimi, kesinlikle HDP kazanmamış, PKK kazanmıştır!..
Eğer “PKK’nın ölüm tehditleri” olmasaydı; HDP, acaba “yüzde 13” oy alabilir miydi?..
Dün de yazdığım gibi;
“Her şey millet için” diyerek yola çıkan bir AK Parti; 7 Haziran’da milletten bir “şefkat tokadı” yemiştir!..
Evet, şefkat tokadı!..
Ama, “tokadın dozajı”nı biraz fazla kaçırdı ve AK Parti’yi “sendeletti!..”
Öyle sanıyorum ki;
“HDP’nin azgınlıkları”nı, hemen her gün sergilediği “şımarıklık”larını ve“cinayet”lerini gördükten sonra, milyonlarca insan “pişman” olmuş ve “Ne yaptım ben?!?” diye sormaya başlamıştır!..
Doğu ve Güneydoğu’daki “Kürtler”den, hemen her gün telefonlar alıyorum...
Diyorlar ki;
“Keşke canımızı verseydik de,
Oyumuzu HDP’ye vermeseydik!”
Biliyorum, birçok Kürt; “kapı kapı, ev ev dolaşan PKK’lılar” tarafından“ölümle tehdit” edildi ve sırf; “kendisinin ve ailesinin canını kurtarmak”için oy verdi HDP’ye!..
SANDIKLARI PKK DOLDURDU!
Kaldı ki; “oy vermeseler bile”, o sandıklardan yine “HDP” çıkacaktı!.. Çünkü, “PKK’nın dağ kadrosu”na mensup militanlar şehirlere inmiş, “oy pusulaları”nı ellerine almış, “merdiven altları”nda, HDP’nin üzerine “Evet”mührünü basıp, sandığa atmıştı!..
Malûm, bu durum, “fotoğraf”larla da belgelendi...
Mardin Nusaybin’de “HDP’li kılığına girmiş PKK’lılar”ın; bir okulda,“merdiven altında, pusulalara toplu mühür bastığı” görüntülendi.
Şanlıurfa’da ise; elinde çok sayıda oy pusulası ile kabine giren Ömer Mutlu adlı bir HDP’li, evet mührünü teker teker bütün pusulalara basarken, bir başkasında da zarfları sandığa atarken fotoğrafını çektirmişti.
HDP’YE KANDİL FIRÇASI!
Bütün bunlardan sonra;
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; kalkmış diyor ki;
“Demokratik bir zafer kazandık!”
Ne demokrasisi Allah aşkına?..
“Oyları resmen ve alenen, yani göstere göstere çaldılar!”
Dolayısıyla, Demirtaş başta olmak üzere, hiçbir HDP’li; gözlerimizin içine baka baka; “Barış kazandı, demokrasi kazandı” mavalları okumasın!..
Ne barışı?.. Ne demokrasisi?..
Adamın kafasına “Keleş”i dayamışsın, “HDP’ye oy vermezsen, kafana sıkarız” diye tehdit etmişsin, ondan sonra da; kalkmış, “barış, demokrasi”mavalları okuyorsun!..
Gayet açık ve net; Kürt halkı, “özgür iradesi” ile oy kullanmamış,“sandıklar PKK tarafından doldurulmuş” ve nihayetinde HDP, “yüzde 13”oy almıştır!..
Yani HDP, seçim filan kazanmamıştır!.. Seçimi, “silah gücüyle” kazanan,PKK olmuştur!..
Buyrun, işte ispatı:
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder sonuçların açıklanmasından sonra demişlerdi ki;
• “Bize inanarak, hangi gerekçeyle bize oy vermiş olursa olsunlar; hiç kimseyi mahcup etmeyeceğiz... Bize emaneten oy vererek, HDP’nin ve demokratik siyasetin önünü açmak isteyenleri de mahcup etmeyeceğiz...
lBizim aldığımız oyda, bize emanet edilen oylar olduğu gerçeğini çok iyi biliyoruz ve hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Bize emanet oy veren bütün yurttaşlara da bunun teminatını veriyoruz. Sağ olsunlar, var olsunlar.”
Sonra da; tıpkı “Çarkçı Kemal” gibi, bu sözünden çarkedip, demişlerdi ki;
• “Biz, yüzde 13.02’ye yakın oy aldık. Bunun içinde bir tane bile emanet oy varsa bu bizim için kıymetlidir. Fakat biz emanet oylarla barajı aşmış değiliz. Çok güçlü, örgütlü bir tabanımız var. Tabanın desteğiyle barajı aştık.”
Peki, niye “bu açıklamayı yapmak zorunda” kalmıştı?..
Çünkü, “Kandil’den fırça” yemişti!..
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Demirtaş ve Önder’in bu açıklamaları üzerine; Med Nuçe TV’de katıldığı canlı yayında demişti ki;
•“Şunu da söyleyelim, emanet oylar falan yoktur!.. HDP’liler, bunu yanlış değerlendiriyor!.. Her parti yeni seçmenler kazanabilmek için seslenmiyor mu? Herkes birbirinden oy alabilmek için seçime girmiyor mu? Mesela Alevilerin oyu emanet değildir.”
Kendi jargonlarıyla demek istiyordu ki;
•“Emanet oy da ne demek lan?!?.. Sanıkları biz doldurduk, sen kalkmış emanet oydan bahsediyorsun!”
Bu “fırça”dan sonra;
Demirtaş, çarketmesin de n’aapsın?..
NUSAYBİN’DE YÜZDE 90!
Tek örnek, bu da değil!..
Sorarım size;
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin’in “Nusaybin” ilçesine niye“özel teşekkür” etmiştir?..
“Özel teşekkür” etmiştir, çünkü;
“Nusaybin’de HDP’nin aldığı oy oranı yüzde 90.42 olmuştur!”
Lütfen dikkat; “Yüzde 90.42”
Bu “yüzde 90” oy oranı, size neyi hatırlatır?..
“Yüzde 90” denildiğinde, siz; Türkiye’de Kenan Evren’i, Suriye’de Beşşar Esed’i, Mısır’da Mübarek’i, Irak’ta Saddam’ı, Tunus’ta Zeynel bin Abidin’i, Şili’de Pinochet’i, Kuzey Kore’de Kim Yong’u hatırlamaz mısınız?..
Bu “despot”lar, bu “diktatör”ler nasıl ki, her seçimde “yüzde 90”almışlarsa, “Demirtaş’ın HDP’si” de Nusaybin’de “yüzde 90.4” oy almış!..
Bu mu demokrasi!..
Söyleyin Allah aşkına;
Nusaybin’de sandığa “Kürt halkının özgür iradesi” mi yansımıştır, yoksa“PKK’nın ölüm tehditleri” mi?..
“EKMELEDDİN, BAŞBAKAN!”
Söyleyecek söz çok...
Ama, şu kadarını; “altını kalın çizgilerle çizerek” tekrar edeyim ki;
“Yüzde 13 oyu, kesinlikle HDP almamış, PKK almıştır!.. Paralel İhanet Çetesi de, bu başarıya(!) yardım ve yataklık etmiştir!”
“Paralel İhanet Çetesi”nin; “İsrail’i otorite kabul ettiğini” de hatırlarsak,“seçimin böyle sonuçlanmasında kimlerin, nasıl bir rol oynadığını” çok daha rahat görürüz!..
“Haçlı-Siyonist İttifakı ve yerli işbirlikçileri”, tam da böyle bir sonuç istiyordu... “1915’te, Ortadoğu’nun sınırlarını cetvelle çizdikleri” gibi;2015’te de, “partilerin sınırlarını mühürle belirlediler!”
Şimdi istedikleri şu:
“CHP+MHP+HDP Koalisyonu!”
Ya da; “HDP’nin dışardan desteklediği bir CHP+MHP koalisyonu!”
MHP’li kurmaylardan Semih Yalçın, her ne kadar; “MHP, yılanla aynı torbaya girmez” dese de; “uluslararası güç odakları”nın ve “Paralel Yapı”nın, MHP’ye “yoğun bir baskı” yaptığını biliyoruz...
İddialara göre; böyle bir koalisyonun kurulması için; CHP’nin, MHP’ye bir“jest”(!) yapacağı ve Kılıçdaroğlu’nun, “Başbakanlık’tan feragat” edip,“MHP’li bir milletvekili”nin, yani Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “Başbakan”olmasını teklif edeceği bile konuşuluyor kulislerde!..
Bahçeli’nin ve MHP kurmaylarının;
Bu “baskı”lara direnip de, “yılanla aynı torbaya girip girmeyeceğini” ve de“MHP tabanı”nın böyle bir formülü kabul edip etmeyeceğini elbette göreceğiz!..
Ama, “Haçlı-Siyonist plânı” bu!..
Hem de;
“Sinüs-Kosünüs”lerine kadar incelenip, “aylar önce” yapılmış bir plân!..
Şu günlerde, herkes sınavda!..
MHP ise, “yol ayrımı”nda!..
Olanları gördük...
Olacakları da, bekleyip göreceğiz!..
yeniakit