Hakan Albayrak
Unutulan Bir Afrika Kahramanı
Afrika Birliği Teşkilatı’nın kuruluş tarihi olan 25 Mayıs (1963), her sene Afrika Günü olarak kutlanır. Geçen Cumartesi 56’ncı kez kutlandı. Kutlamalarda “Kurucu Babalar”dan bolca söz edildi. Başta tabii ki Kwame Nkrumah’tan.
Afrika Günü’nde Nkrumah ve diğer Afrika Birliği Teşkilatı kurucuları anılırken, onların yolunu açan Edward Wilmot Blyden’in de anılması gerekirdi. Ne yazık ki kutlamalarla ilgili haberlerde, makalelerde ve sosyal medya paylaşımlarında bu isime hiç rastlamadım. Öyleyse o eksikliği karınca kararınca ben gidereyim.
Mütefekkir, siyasetçi, eğitimci Edward Wilmot Blyden (1832-1912), Pan-Afrikanizmin (Birleşik Afrika davasının) öncüsü kabul edilir. “Afrika Afrikalılarındır” sözünü söylediği bilinen ilk kişidir.
3 Ağustos 1832’de, İngilizlerin köleleştirdiği Afrikalıların soyundan gelen bir ailenin çocuğu olarak Virgin Adaları’nda (St. Thomas) doğdu. 18 yaşındayken ABD’ye göç etti, fakat orada sadece yedi ay kaldı. Ata yurdunun dışında yaşamayı kendine yakıştıramadığı için Afrika’ya geçti. ABD’li yöneticilerin köleleriyken azat edilen Afro-Amerikalıların Batı Afrika’da kurduğu bir devlet olan Liberya’ya yerleşti.
Paganizmin yaygın olduğu Afrika’nın kurtuluşunu Hıristiyan misyonerliğinde gören genç Blyden, 1851’de, Presbiteryen Kilisesi’ne bağlı Monrovia Alexander Lisesi’ne kaydoldu. 1855-1856 yıllarında Liberia Herald gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Yine 1856’da ilk kitabı A Voice From Bleeding Africa’yı (Kanayan Afrika’dan Bir Ses) neşretti. İki yıl sonra Pesbiteryen rahibi olarak Monrovia Alexander Lisesi’nin müdürlüğüne getirildi.
Blyden’ın siyasi kariyeri, 1861’de, Liberya Hükümeti’nin Britanya ve ABD ile münasebetlerden sorumlu temsilciliğine getirilmesiyle başladı. 1862’de ABD’de Liberya Hükümeti adına “Zencileri Ata Yurduna Dönüşe Davet” kampanyasını yürüttü. İki yıl sonra dışişleri bakanı oldu ve 1866’ya kadar süren bakanlığı döneminde Mısır, Lübnan ve Suriye’yi ziyaret ederek Liberya ile Osmanlı Devleti arasında yakınlık kurmaya çalıştı.
Afrikalıların kolektif yükselişini murad eden Blyden, Liberya’nın komşusu Sierra Leone’ye de hizmet verdi. 1872-1873 yıllarında, o zamanlar İngiltere’ye bağlı olan Sierra Leone’nin başkenti Freetown’da The Negro (Zenci) gazetesini neşretti ve Sierra Leone Hükümeti İçişleri Sorumlusu olarak görev yaptı.
1885’de Liberya Devlet Başkanlığına aday oldu, fakat seçilemedi. Siyasete ara verip tefekküre daldı. 1886’da Presbiteryen Kilisesi’nden ayrılarak bağımsız bir “hakikat vaizi” olduğunu ilan etti. Müslüman alimlerle girdiği tartışmalardan çıkardığı dersler, kiliseden uzaklaşmasına yol açmıştı. (Blyden’in Arapça öğrenerek temel İslami kaynakları okuduğu biliniyor.)
1887’de Christianity, Islam And The Negro Race (Hıristiyanlık, İslam ve Zenci Irkı) adlı abidevi eserini neşretti. Bu kitabında ve daha birçok makalesinde, ABD’li ve Avrupalı misyonerlerin rahle-i tedrisinden geçen Afrikalıların aşağılık kompleksine kapıldığını ileri sürdü. Blyden’e göre Hz. Meryem, Hz. İsa (Hıristiyanların itikadında tanrı) ve bütün “aziz”ler beyaz tenli olarak tasvir edildiği için, Hıristiyanlığı kabul eden Afrikalılar kendi ırklarını ikinci sınıf bir ırk olarak görüyorlardı. Din büyüklerini resmetmenin yasak olduğu İslam kültürü ise böyle menfi bir tesirde bulunmadığı gibi siyahları onore eden bir özelliğe de sahipti: Ümmet-i Muhammed’in doğuşu anlatılırken kaçınılmaz olarak Bilal-i Habeşi’den de bahsediliyor, İslam’ın sembolü olan ezanı okuyan ilk kişinin bir Afrikalı olduğu anlatılıyordu. İslam’ın siyasi-iktisadi-içtimai prensipleri ve alimlerle sanatkarların İslam Medeniyetindeki itibarlı konumları da takdire şayandı. (Eserlerinde bunları heyecanla anlatan Blyden’in ihtida edip etmediğine dair bir kayıt bulamadım.)
Hıristiyanlık, İslam ve Zenci Irkı’nın ABD’li entelektüellerden büyük ilgi görmesi üzerine, Blyden, 1889-1890 yıllarında bu ülkede bir dizi konferans verdi. Bunlardan ikisi hakkında bilgi sahibiyiz: Chicago’daki konferansında, Afrikalıların İslam’a gösterdikleri büyük ilgiyi, “Kur’an’ın Afrikalıları egemen kültür sahibi Araplar ve Avrupalılar karşısında aşağılık kompleksine girmekten alıkoymasına” bağladı. Washington DC’deki konferansında ise medeniyetin ve edebiyatın Ren yahut Thames değil Nil nehrinde doğduğuna dikkat çekerek, Afrikalıların, Batılılar tarafından ruhsuzlaştırılan medeniyeti yeniden ruh sahibi kılacaklarını ileri sürdü.
1901’den 1906’ya kadar Sierra Leone Muhammedi Eğitim Müdürü (Director of Muhammedan Education) olarak İslam dünyası ile iyi ilişkilerin geliştirilmesine hizmet edecek kadrolar yetiştirmeye çalıştı. Bu gayretinden haberdar olan Sultan 2. Abdülhamit, onu Mecidi Nişanı ile taltif etti.
Blyden, 7 Şubat 1912’de Freetown’da öldü.