Bunca derdin arasında tarikat savaşlarını, cemaat kapışmalarını istemeyerek de olsa izliyorsunuzdur?

Eğer birilerine karşı çıkmazlarsa, birileriyle kavga etmezlerse var olduklarını, bu ülkede böyle bir şahsın ve grubun bulunduğunu kimse bilmeyecek.

“Kim bunlar” diye sorulduğunda; “filancalara karşı çıkanlar, falanlardan dövüşerek ayrılanlar...” diye bilinirler, çünkü kendilerini belirleyen başka bir özellikleri yoktur.

Muhterem kardeşler, lütfen şu günlerde alevlenen ve had safhaya ulaşan Müslümanlar arası kavgadan ve çekişmelerden uzak duralım! .

Hatta bu kavga ve çekişmelerde kendimizi düşünce itibariyle taraflardan birine yakın hissetsek bile onlara katılmayalım.

Her şey bir yana, şu an kavgalar genellikle ölü gündemler üzerinden sürdürülmekte, bir başka ifadeyle böylece esas gündemler öldürülmekte, Müslümanları ânın vacibinden uzaklaştırmakta, Allah Teala’nın bizlerden beklediği, istediği işlerden alıkoymaktadır.

“Biz bu kavgalarda yokuz” demesini bilmeliyiz. Biliyoruz, bu kavgaların nefislerimize cazip gelen, bizi tutup içine çeken yönleri var. Hele bir de elimizde rakip gördüklerimizi susturacak birtakım malzemelerimiz varsa kavgaya katılmaya can atıyor olabiliriz. Ama bütün bunları bir tarafa bırakarak ümmetin aleyhine olan bu kör döğüşlerinden mutlaka uzak durmalıyız.

Hatta birileri işin içine bizi de katmak için çırpınıyor, kolumuzdan tutup çekmek istiyor olsalar bile hiç bir zaman bu hayırsız kavgalarda yer almamalıyız.

Daha da önemlisi bu ölü gündemi mutlaka değiştirmeliyiz, asıl gündemi belirlemeliyiz. Bunun yolu da şu an ümmetin maslahatına olan ve kendimize ait bir iş, bir eylem koyabilmektir. Bunun için bir tezimizin olması gerekir.

Hem de ortaya koyacağımız tez Müslümanlar arasındaki bu anlamsız kör dövüşü bastıracak güçte olması gerekir.

Yani sadece kavgaya karışmamak değil kavgayı bastıracak, önemsizleştirecek güçte olması gerekir.

Allah aşkına hem Gazze’den daha önemli gündem ne olabilir ki, siyonistlerden ve Amerika’dan daha büyük düşman kim olabilir ki!

Selam ve dua ile.