Merve Kavakçı
Vicdan Bakanlığı
Buluşmamızda vicdan kavramına defaatle referans yaptı Dr. Sema Ramazanoğlu. Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak oturduğu koltuğa dinamizm, enerji ve yeni kan getiren birini gördüm karşımda. Hekim kimliğinin de verdiği “insandan yana” tavrı, siyasetinde de içselleştirdiği açık yeni bakanımızın. Tabiri caizse kolları sıvamış Türkiye’nin yaralarını sarmak için yollara düşmüş. Konusuna hakim ve net. Biraz Amerikan siyasetçilerini hatırlattı bana. İfadeleri sarih ve nokta vuruşlu. Yani açık, yani dolandırmadan. Evet, doktor olması bu duruşunda etken olmalı. Zaman dar ve değerli, yapılacaklar çok, söz kısa ve öz… Göçmen sorunundan, Güneydoğu’da teröre, ensestten, cinsiyet adaletine kadar bir dizi konuda fikir alışverişi yapma imkanı buluyoruz.
Bütçesi, önemine orantılı olarak kısa bir sürede rekor düzeyde artırılmış bir bakanlık bahsettiğimiz. 18 küsur milyardan, yaklaşık 24 milyara artmış bir kurum. Ben konuya hem bir kadın olarak içeriden, hem de bir akademisyen olarak dışarıdan bakıyorum. Görüyorum ki masada farklı çevre, kültür ve siyasi ideolojilerden gelen bizler aynı ve benzer sorunlara işaret ediyoruz. Alanın ve sorunlarının ne denli interdisiplener olduğuna bir kez daha şahitlik ediyoruz. Mesela, göç konusunda, ülkemize gelmiş olan 3 milyona yakın sığınmacının hayatlarını kolaylaştırmak için kurulmuş Göç İdaresi, Başbakanlık’taki Göç masasının dışında, şimdi Bakan Ramazanoğlu’nun kurduğu ve müjdesini ilk bizimle paylaştığı Göç Dairesi bir arada çalışarak sorunların üstesinden gelmeye çalışacak. Konu sadece göç olsa, bunun milli eğitim, içişleri, güvenlik, dışişleri gibi boyutları da var ama zaten öyle de değil. Sorun tek değil. Sorun kadına karşı şiddet, sorun çocuk, sorun aile, sorun kadın, sorun erkek, sorun toplum, sorun eğitim, sorun para, sorun töre, yani kısacası bu bakanlık toplumun bütün kesimleriyle, bütün vatandaşlarıyla ve onların hayatlarındaki eğitimden, sağlığa, ekonomiden, dine kültüre kadar bir dizi detayı ile de ilgilenmek durumunda. Onun için de ortak akıl üzerinden diğer karar ve yürütme mercileriyle interaktif bir ilişki içinde çalışmak zorunda. Sayın bakan bunun idrakinde, elindeki bütün imkanları hizmet aşkı ile seferber etmiş durumda. Bunu gördüm.
Pratik, çözüm odaklı bir siyasetçi oturuyor karşımızda. Enerjisini ekibine de yansıtmış. Şu anda terör sebebiyle en mağdur bölgelerimizden olan Güneydoğuya çıkartma yapmış bakanlığı. Ülkenin dört bir yanından insanları seferber ettik diyor, gözlerindeki heyecanla bakan hanım.” Yarın biz de Diyarbakır’da olacağız” diye ekliyor. “..Aç, açıkta, üşüyen kimseyi bırakmadık, kapı kapı yardıma koşuyoruz..”
ASDEP yani Aile Sosyal Destek Projesi’ni de diriltmiş Bakan Ramazanoğlu. Daha önce başlatılmış, ancak anladığım kadarıyla aktif hale geçirilmemiş bu projenin yeniden çalıştırılmasıyla ülke sathına hizmet güçlendirilmiş. Kısa adı SONİM olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin hizmet verdiği kadın, çocuk, erkek sayısı kurulduğundan bu yana geçen üç senede dört katından farzla artmış.
Cinsiyet ayrımcılığı, eşitliği ve adaleti konusunda Bakan hanım cesur olduğu kadar kararlı bir duruş sergiliyor. Ayrımcılığa karşı olduğunun altını çizdikten sonra “evet cinsiyet adaleti diyorum” diyor. Eşitliğin adaleti tesis etmediğini ifade ediyor. Bu adaleti sağlamak adına atılmış doğum izni, anneye maddi destek gibi adımlardan bahsediyor.
Hiç şüphesiz Türkiye’de kadın olmak deyince, kadının ta kendisini, çocuklarını, ailesini kısacası toplumu ilgilendiren bir dizi sorunla karşı karşıya buluyoruz kendimizi. Bunların hepsini “vicdan” üzerinden aşmaya inanmış bir bakan var karşımızda. “Mevzuat bir tarafta, biz vicdanı olanı yapacağız” diyor.
Allah (c.c) yardımını esirgemeyecektir.
yeniakit