Hakan Albayrak
Vira Bismillah
2006 yılında Batı Şeria ve Gazze'de demokratik seçimler yapıldı. Filistinlilerin büyük çoğunluğu bu seçimlerde HAMAS'a oy verdi. HAMAS, iktidar için ortağa ihtiyaç duymadığı halde, El-Fetih ve diğer partilerle koalisyona hazır olduğunu ilan etti. Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas'la Türkiyeli yetkililerin Filistin meselesinde İsrail'le müzakere etmesine karşı çıkmayacağını da ilan etti.
İsrail, ABD, İngiltere vs, vs, vs, verilen uzlaşma mesajlarına rağmen HAMAS'a tavır koydu. El-Fetih'in HAMAS'la işbirliği yapması Siyonist emperyalistler tarafından engellendi ve iktidara tek başına gelmek zorunda kalan HAMAS bahane edilerek Filistin'e boykot / ambargo uygulanmaya başladı.
Bir süre sonra HAMAS ile El-Fetih anlaşarak koalisyon hükümeti kurduysa da, El-Fetih yönetiminin Siyonist emperyalistler adına giriştiği yıkıcı faaliyetler (HAMAS'lı Başbakan İsmail Heniye'ye silahlı saldırı dahil) yüzünden bu koalisyon yürümedi. Amerikalı general Keith Dayton'dan emir alan Muhammed Dahlan gibi El-Fetih kurmayları -Başkan Abbas'ın desteğiyle- Gazze'de HAMAS'a karşı askeri darbe teşebbüsüne girişince ipler koptu.
HAMAS, Gazze'yi Dahlan ekibinden temizledi. El-Fetih yönetimi, buna mukabil, Gazze'deki İsmail Heniye'yi başbakan olarak tanımadığını ilan ederek Batı Şeria'da yeni bir başbakan tayin etti. Siyonist emperyalistler bu gelişme üzerine Batı Şeria'ya yaptırımları kaldırdılar, Gazze'ye yaptırımları ise sertleştirdiler.
Dikkat buyurun: Gazze'ye ambargonun sebebi HAMAS'ın füze saldırıları filan değil, Filistinlilerin demokratik tercihleri ve bu tercihe karşı girişilen askeri darbe teşebbüsünün boşa çıkarılmasıdır. HAMAS, İsrail'e füze fırlatmaya son vermişti. Hatta İsrail'le bir saldırmazlık anlaşması imzalamaya hazır olduğunu bile duyurmuştu. Uzlaşma arayışında,"1967 sınırları"nı telaffuz ederek, Birleşmiş Milletler'in vazettiği çözüme hazır olduğunu ima edecek kadar da ileri gitmişti. Ambargo kararı işte böyle bir konjonktürde alındı. İsrail'e füze saldırılarının yeniden başlaması bu alçaklığa tepki olarak gündeme geldi. Öyle olmasaydı bile, 1.5 milyon Gazzelinin, kadınların ve çocukların, füze saldırıları bahane edilerek aşsız ve ilaçsız bırakılması mazur görülemezdi. Kaldı ki HAMAS İsrail'e son birbuçuk yıldır füze fırlatmıyor. Fakat ambargo devam ediyor. İlaç ve tıbbi malzeme yokluğu yüzünden insanlar ölmeye devam ediyor Gazze'de. İsrail bombardımanlarında evleri yıkılan Gazzeliler hâlâ açıkta. Birleşmiş Milletler'in "İsrail Gazze'ye uyguladığı ablukayı kaldırmalıdır" diye karar almasının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtiği halde, uluslararası toplum bu kararı uygulatmak için harekete geçmiyor.
Apaçık bir haksızlık, apaçık bir vicdansızlık, apaçık bir zulüm sözkonusu. Korkunç bir suç. Kolektif bir suç. Uluslararası toplum, Gazze'yi İsrail'in insafına terk ederek, İsrail'in suçuna ortak oluyor. Adeta dünyanın el birliği ile soykırımdan geçiriliyor Gazze.
İHH İnsani Yardım Vakfı ve Free Gaza gibi uluslararası yardım kuruluşlarının Gazze'ye yardım filosu kampanyası, işte bu vicdansız dünya resminden duyulan utancın bir ifadesidir. Bir vicdan ayaklanmasıdır bu. "İsrail'in dümen suyunda giden bir dünyaya hayır!" nidasıdır.
İlaç, tıbbi malzeme, çimento ve demir gibi malzemelerle yüklü İHH yardım gemileri nasipse bugün saat 11:00'de İstanbul Sarayburnu'ndan demir alıyor. İlk hedef Antalya. Yolcular (Filistin dostları) gemilere orada bindirilecek ve Pazartesi sabahı saat 10:00'da Antalya limanından Kıbrıs'a doğru hareket edilecek. Kıbrıs açıklarında Free Gaza ve diğer uluslararası yardım kuruluşlarının gemileriyle buluşulacak. Sonra ver elini Gazze...
İsrail donanması bu gemileri durdurmaya kalkabilir. Uluslararası toplum da böyle bir korsanlığa göz yumabilir. Ama, ne yaparlarsa yapsınlar, bu vicdan ayaklanmasını bastıramayacaklar inşaallah. 9 gemiyi 19 gemi, 19 gemiyi 119 gemi takip edecek ve abluka illa ki kaldırılacak. Gazze'ye insanlık harekâtı başlamış, ok yaydan çıkmıştır. Vira Bismillah...