Viyana'da

Bir ara Viyana'ya gitmiştim. Notlarımı Yeni Şafak okurlarıyla paylaşmayı unutmuşum. Geç olsun, güç olmasın...

* * *

1990 senesinde YENİDEN VİYANA diye bir dergi çıkaracaktım.

Hatta, ÇETE dergisinin "Azerbaycan nî Sayısı"na YENİDEN VİYANA'nın reklamını bile koymuştum.

Ne yazık ki –belki de iyi ki- o dergi çıkmadı.

Neyse"

Asıl söylemek istediğim: Viyana kalbimde bir yaraydı.

Nitekim, geçen hafta ilk kez ziyaret ettiğim Viyana'nın girişinde bir tuhaf oldum, acayip bir hüzün çöktü üzerime, aslında tanımlayamadığım bir şey çöktü, hüngür hüngür ağladım.

Sonra, şehri gezdikçe, keyfim yerine geldi.

TÜRKENSTRASSE'yi (Türk Caddesi'ni) gördüm, kendimi iyi hissettim.

Saplanıp kaldıkları duvarda yüzyıllardır 'sergilenen' ve halen Viyana'nın en önemli turistik zenginliklerinden birini teşkil eden TÜRKENKUGEL'leri (Türk gülellerini) gördüm, kendimi iyi hissettim.

Savunmayı adeta trans halinde yarıp Viyana'nın içlerine kadar ilerleyen ve Kızılelma'nın orta yerinde şehadet şerbetini içen büyük mücahit Çerkez Dayı'nın heykelini gördüm, kendimi iyi hissettim.

"Türkleri durduran kahramanların anısına" akan çeşmeyi gördüm, kendimi iyi hissettim.

Evet evet, o çeşmedeki kitabeyi okuyunca da kendimi iyi hissettim.

Hatta, Osmanlı ordusunun sancaktarını atıyla ezen Haçlı askerinin heykelini görünce bile kendimi iyi hissettim.

Niye?

Çünkü adamlar beni yenmiş olmakla övünüyor!

"Biz burada Osmanlı'yı durdurduk. Dikkat buyurun; boru değil, Osmanlı!" diyorlar.

Bu bana ilaç gibi geldi.

"Niye böyle mutlusun? Biz burada yenildik be kardeşim!" diyen arkadaşlara dedim ki:

"Doğru, BURADA yenildik. Viyana'ya kadar gelelim de, gene yenilelim!"

Avusturya hükümeti yanlış anlamasın; Avusturyalılarla savaşmak gibi bir niyetim yok, Viyana'da gözüm de yok.

YENİDEN VİYANA dergisinde de zaten "3. Viyana Seferi'ne çıkalım" filan demeyecektim.

Viyana sadece bir sembol.

Uzak ufukları sembolize ediyor.

"Enerjimizi birbirimize karşı kullanarak heba etmesek enginlere sığmayıp taşacağız" anlamında bir şey.

Milletimin ufkunu genişlesin, "2. Lozan'a Hayır!" demenin pek matah bir şey olduğu yanılgısına düşmesin, gol yeme fobisini aşıp gol atmaya yönelsin diyorum; hepsi bu.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 3980 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar