Viyana"da Aile Festivali

Geçtiğimiz hafta sonu, Viyana İslam Federasyonu (VİF) tarafından düzenlenen Aile Festivali"nin konuğu olarak, Viyana"daki kardeşlerimizle birlikte idik.

Tuna kenarında yemyeşil bir alanda gerçekleştirilen programda, Viyana ve yakın çevresinden gelen aileler, hakikaten çok güzel 4 gün yaşadılar.

Kur"an ziyafeti, paneller, konferanslar, sohbetler, ilahi ve ezgi konserleri, folklor ve spor gösterileri; kitap fuarı, Türkiye mutfağının zenginlikleri, çocuklar için düşünülmüş oyun alanları" Her şey çok güzeldi gerçekten.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatiboğlu, Ömer Karaoğlu, Hüseyin Goncagül, Sıdkı Aslıhan; Avusturya Müftüsü Ramazan Yıldız, programın konukları arasında idi.

Avusturya Milli Görüş tarafından bu sene ilki gerçekleştirilen Aile Festivali, bundan sonraki senelerde, daha da güzelleşerek tekrarlanmak durumunda olacak anlaşılan.

VİF Başkanı Muhammed Turhan"ın; geniş bir ilgi ve memnuniyetle karşılanan bu faaliyetin, bundan sonraki senelerde Avusturyalılara da açılarak, daha da mükemmel bir hale gelmesi için şimdiden hazırlanmaya başladıklarını söylemesi de, bunun işareti zaten.

Viyana"da bulunduğumuz birkaç gün içerisinde, orada yaşayan insanlarımızla çeşitli muhabbetlerimiz oldu.

Avrupa"nın hemen her coğrafyasında, her zaman olduğu gibi, konuşmalarımız, ne olacak bu memleketin hali çevresinde dönüp durdu genellikle.

Halinin ne olacağı merak edilen memleketin Türkiye olduğunu, söylemeye bile gerek yok.

Avrupa"da bulunan insanımız için söylenen "bedenleri Avrupa"da ama akılları Türkiye"de" sözünün ne kadar doğru olduğunu, bir kez daha görmüş olduk böylelikle.

Türkiye"nin gündemi, oralarda yaşayan insanımızın da temel gündemi ve ülkemizin problemlerinden bir an önce sıyrılarak, hak ettiği yeri alabilmesi, onların da temel meselesi.

Avusturya"daki insanımızın artık sadece çalışan değil, üreten ve istihdam sağlayan bir hale gelmiş olması, sevindirici bir gelişme.

Çeşitli iş sahalarında Avusturya"nin ticaret ve sanayi hayatında yer almayı sürdürüyor insarımız ve dünün misafir işçileri; bugünün ve yarının patronları, işverenleri olma konusunda da oldukça başarılı gözüküyorlar.

Ama esas sevindirici olan, çocuklarımızın ve gençlerimizin, eğitim hususunda mesafe almaya kararlı olmaları belki de.

Dil farklılığının doğurduğu sıkıntıları avantaj haline getirmeyi başaran gençlerimizin, Avusturya"nın önemli okullarında alacakları eğitim, kendileri ve bizler açısından güzel sonuçlar getirebilecek bir husus.

Avusturya"da yaşayan ailelerin çocukları ve tabii ki başörtüsü başta olmak üzere çeşitli sebeplerle  eğitimlerini orada sürdüren gençlerimizin; temel değerlerini muhafaza ederek, çağın ilimlerini en iyi şekilde tahsil ediyor ve kendilerini hemen her hususta geliştiriyor olmaları, geleceğe ümitle bakmamızı gerektirebilecek kadar önemli.

60"lı yıllarda mecburiyetten başlayan Avrupa"ya işçi akınının günümüzde aldığı hali, başta kimse tahmin edemiyordu belki.

Başlangıçta, dünyalığının hiç değilse bir kısmını temin etmek üzere Arupa"ya gitmiş olan insanımız, şimdi artık oraların vatandaşı olmuş ve kök salmış durumda.

Milli Görüş Teşkilatları başta olmak üzere, oralarda oluşturulan kuruluşlardan bazıları, belki ilgilenilmese çoğu kaybolacak insanımızın kendini muhafaza etmesi ve değerleri ile var olabilmesi hususunda, unutulmaz hizmetler görmüşler ve görmeyi de sürdürüyorlar.

Yakın bir gelecekte, tek meselesi başörtüsü yasağını sağlamak olmayan batı üniversitelerinde yetişmiş, asli değerlerine sıkı sıkıya bağlı gençlerimizin, ülkemizin hayatında önemli roller oynayacağını görmemiz mümkün.

Gurbetin her halükarda var olan sıkıntılarının yanında, işin bu yönü önemli bir teselli kaynağı"

milli gazete