Vuslat Dergisi Raid Salah'la Görüştü
Vuslat Dergisi Raid Salah'la Görüştü
Vuslat Dergisi, Filistin İslamî Hareketi Lideri Raid Salah’
"Filistin Davası, şuur, inanç ve tarihe sadakatle ayakta kalacaktır"
Râid SALAH, Filistin'in 1948'de işgal edilmiş bölgesinde ki Filistinliler arasında faaliyetini sürdüren ve HAMAS gibi Müslüman Kardeşler cemaatinin bir kolu durumunda olan İslâmî Hareket'in lideridir. Aynı zamanda Ummu'l-Fahm şehrinin eski belediye başkanı olan Şeyh Râid SALAH, yıllarca İsrail zindanlarında kalıp tüm baskılara rağmen geri adım atmayan nadir insanlardan biri olarak kabul ediliyor.
Uluslararası Kudüs buluşmasına davetli olarak geldiği İstanbul'da, kendisiyle işgal güçlerinin kazı çalışmalarını, Annapolis konferansını ve İslam ümmetinin Kudüs sorumluluğunu konuştuk.
Azmi ERMURAT: Öncelikle, sizler gibi Mücahid kardeşlerimizi aramızda görmekten büyük memnunluk duyduğumuzu söylemek istiyorum. Uluslararası Kudüs buluşması'nın İstanbul'da yapılıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu buluşmanın hedefleri ve beklentileri hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?
Râid SALAH: Allah'a şükrediyorum ki bu toplantı çok iyi bir zamana denk geldi. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın itibarını ve şerefini korumak konusunda şunu tekrar hatırlatıyorum ki, Kudüs ve Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ve insanlığın ortak değeridir. Bu buluşmaya dünyanın her yerinden, gerek İslam âlimleri ve gerekse kanaat önderlerinin de içinde bulunduğu çok sayıda insanın katılması, konuya verilen önemi göstermektedir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için çalıştıkları ve bu görevi önemsedikleri kanaati bizlerde oluşmuş oldu.
Buradan kurtuluş için güzel sonuçların çıkması ve özellikle İslam ümmetinin bu konudaki duyarlılığı, Türk halkının bu konudaki samimiyeti bizleri mutlu etmiştir.
Azmi ERMURAT: Siyonist işgal güçleri, Mescid-i Aksa’nın altında ve civarında yapmış olduğu kazılarda neyi amaçlıyor?
Râid SALAH: İsrail bilinçli olarak bu topraklardaki İslam kültürünü tahrip ediyor. Mescid-i Aksa'nın altında sürdürdüğü kazılarla Yahudi kültürüne ait sözde kanıtlar bulmaya çalışıyor. Tabii bu faaliyetlerle Müslümanların çalışmalarını da engelliyor. İsrail, hukuksuz olarak işgal ettiği toprakların gerçek sahiplerini mağdur etmeye hiç çekinmeksizin devam ediyor.
Kazı projelerinde, Mescid-i Aksa'nın önce bir takım eklemelerle Yahudi ibadetine açılacağı, sonra da çeşitli gayretlerle tamamen ortadan kaldırılarak yerine Süleyman heykelinin dikileceği amacı açıkça görülmektedir.
Bu kazılar İsrail'in işgalinden bu tarafa devam ediyor. 1966 yılından bu tarafa… İlk önceleri tüm dünyaya bunun yalan olduğunu söylediler. İlk kazı çalışmalarına başlarken kaybolan heykeli aradıklarını iddia ettiler. Seneler sonra, 40 yıl dolduktan sonra, heykel adına bir şey bulamadılar. Buldukları yalnız kendileri için bir serap ve yalandı. Bir şey bulmaları mümkün değildi zaten. Çünkü bu onların uydurdukları bir yalandı ve bu yalan sayesinde Mescid-i Aksa'yı yıkmak istiyorlardı.
Kendi uydurmuş oldukları bu yalan haber ve bu kazılar sayesinde siyasi bir hak kazanmak ve bu çalışmaları meşrulaştırmak istiyorlar. Yalanlarını örtmek için hala kazı çalışmalarını dünyanın sessizliği ve gözü önünde devam ettiriyorlar. Biz, birinci ve ikinci kaybolan heykelleri arıyoruz diyerek yalan ve vehimlerini devam ettiriyorlar. Bu sayede de kendilerinin gerek Mescid-i Aksa ve gerekse Kudüs üzerinde hakları olduğunu iddia ediyorlar.
Mescid-i Aksa'yı Yıkma Planında Mağripliler Kapısının Rolü
Azmi ERMURAT: Son dönemde gündeme gelen mağripliler kapısının çevresinde ki kazıların, bu çalışmalara etkisi nedir?
Râid SALAH: Mescid-i Aksa'nın yıkılmasında belki de en önemli rolü mağripliler kapısı oynayacak. Mağripliler kapısı uzun süredir işgal devletinin kullanılmasına izin vermemesi yüzünden kapalı bulunuyordu. Dolayısıyla bu kesim çok bakımsız kaldı. Kapının kenarında bulunan surlar bakımsızlık ve surların yanında yapılan kazılar sebebiyle yıkıldı. İsrail burayı yeniden yapma bahanesi ile bir harfiyat başlattı. İşgal güçleri şimdi bu kapıya üzerinde buldozerlerin bile rahatça çalışabileceği, tankların bile girebileceği genişlik ve sağlamlıkta bir köprü inşa ediyor. Buldozerler buradan Mescid-i Aksa'nın içine kadar girebilecek. Mescid-i Aksa ile Kubbetül Sahra arasında bulunan ağaçlık alana Hz. Süleyman heykelini inşa edecekler.
Ancak bu dönüşümü çok yavaş ilerletecekler. Müslümanların bir yapıyı kabullendiklerine kanaat getirince yeni bir yapı için çalışmalara başlayacaklar. İşgalci İsrail, bütün dönüşümleri kabul ettirdikten sonra, altı oyularak iyice zayıflatılan Mescid-i Aksa'nın görünüşte normal yollarla yıkılmasını sağlamayı planlıyor.
Azmi ERMURAT: Türk hükümeti tarafından kazı çalışmalarını yerinde incelemek üzere görevlendirilen teknik heyetin, siyonistlerin faaliyetleri üzerinde bir caydırıcılığı olabileceğine inanıyor musunuz?
Râid SALAH: İşgalci İsrail kazılara devam ediyor, hiç de durmadı. Türk heyeti gelmeden, geldikten sonra ve döndükten sonra da Mescid-i Aksa altındaki kazılara devam ettiler. Gün be gün bu kazı işini sıklaştırıyorlar. İşgalciler, hedeflerine ulaşmak için çok hızlı ve her koldan çalışmalarına devam ediyorlar. Ama şunu tekrar etmek istiyorum ki, bu hedeflerine Allah'ın izni ile ulaşamayacaklar, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar bunu başaramayacaklar inşallah.
Ayıca iddia ettikleri gibi heykel veya başka bir şeye de ulaşamayacaklar. Bu sadece onların bir hayalidir ve boş bir hayalden öte değildir.
Kudüs Davası Bizim, Sizin Değil Tüm Ümmetin Davasıdır
Azmi ERMURAT: İşgalcilerin başı Şimon Peres, geçtiğimiz günlerde Türkiye'deydi. Türkiye'de yaşayan Müslümanlar bundan rahatsızlık duyduklarını gösterilerle ifade ettiler. Bu Müslümanlara bir mesajınız var mı?
Râid SALAH: Türk halkının Kudüs için yaptığı yardımlar ve tarihten bu tarafa gelen destekleri bizleri mutlu etmektedir. Nasıl ki Abdulhamid İsrail’e bir karış toprak satmadı ve Kudüs'ün özgürlüğü için çalıştıysa, şimdi sizlerin de aynı düşüncede olmanız bizleri mutlu ediyor ve bu meselenin yalnız bizim değil, sizin ve tüm ümmetin sorunu olduğunu bildiğimiz için, oralarda yapılanları sizlere anlatmak ve desteğinizi almak için buralara geldiğimizi hatırlatmak istiyorum.
Sizleri yanımızda görmek, yakın hissetmek bizleri sevindiriyor. Kudüs konusundaki hassasiyetinizden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Hepimiz ümmet olarak bu mukaddes beldeyi korumamız gerekir.
Azmi ERMURAT: Sizce İslam ülkelerinin bu desteği yeterli mi? İşgalin bertaraf edilebilmesi için bunların ötesinde neler yapılabilir?
Râid SALAH: Tabii ki bahsi geçen bu destek yeterli değil, Yahudiler milyon dolarlarla iş yapıyorlar. Harekete geçilmezse Yahudilerin güçlü çalışmaları sonucu Müslümanların Mescid-i Aksa'yı kaybetmeleri bile söz konusu olabilir. Yahudiler, İslam eserleri de dâhil olmak üzere her şeyi yıkıyorlar, ya da satın alıyorlar. Gerçi Filistin halkı mallarını ve mülklerini satın almak isteyen ve bunun için maddi değerinin on katı fiyat teklif eden Yahudilere karşı gayet bilinçli bir tavır ortaya koyuyor. Fakat sadece Kudüs ve çevresinde tahrip edilen, yıkılan, kumarhane ve gece kulübüne çevrilen camilerin sayısı 1200 civarında. Bu, meselenin ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyan bir istatistik sanırım.
Biz, Mescid-i Aksa'nın Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü nezdinde korunmasını teklif ediyoruz. Kudüs tehlike altında, Kudüs'teki kültürel varlığımızı korumak ve buradaki mevcudiyetimizi devam ettirebilmek için İslam dünyasının desteğine ihtiyacımız var. Kudüs için bir fon oluşturabilir, Müslüman işadamları Kudüs'e yatırım yaparak ekonomik destek olabilirler. Ancak şüphesiz ki Filistin davası, şuur, inanç ve tarihe sadakatle ayakta kalacaktır.
Azmi ERMURAT: Bu ayın sonunda Annapolis'te yapılacak görüşmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Râid SALAH: Biz kesinlikle işgalcilerle yapılan bir anlaşmayı kabul etmiyoruz. İşgalci İsrail’in amacı, kendi basın yayın organları vasıtasıyla dünya kamuoyuna kendilerinin barışçı olduğunu duyurmak ve Filistin'de yapmış olduğu zulmü unutturmaktır.
Onlar dikkatleri farklı noktalara çekip, Kudüs'te yapmak istediklerini rahat bir şekilde yapabilmek için bu tür gündemler oluşturuyorlar.
Bunları yaparken, Filistin meselesini farklı boyutlara çekmek, Batı Şeria ve Gazze'de yapmış oldukları zulmü unutturmak, İsrail askerlerinin tüm Filistin'de yapmış oldukları işgal ve zulmün haklılığını ortaya koymayı amaçlamaktadırlar. Tabi Annapolis gibi toplantıları, hep ABD'nin desteği ile yapmakta olduklarını da görebilmek gerekir. (www.vuslatdergisi.com)