Abdullah Dai
Yaratılış Gayesine Göre Yaşamak
Sinâ dağına
Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre). Doğrusu Biz, insanı en güzel bir biçimde yarattık."1 diye buyurmakta Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celle.
Ve yine buyurmakta:
"Andolsun, Biz, Âdemoğlunu yücelttik. Onları, karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık."2
İnsanların Rabbi, Meliki ve İlâhı Allah Teâlâ, iki eliyle yaratmış olduğu3 insan kullarına verdiği değeri ve onların kıymet derecesini bu şekilde beyan buyurmuştur"
Yaratmış olduğu kullarının birçoklarından üstün kıldığı insan kullarını en güzel bir biçimde yaratan Rabbimiz Allah, onları yüceltmiş, onlara temiz ve güzel rızık vermiş, karada, denizde ve havada çeşitli vasıtalarla taşımıştır"
Âdemoğullarının Allah tarafından üstün kılınışını on bir yönüyle değerlendiren Müfessir âlimler şöyle demişlerdir:
Birincisi: Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail vb. gibi bir grup melek hariç, diğer yaratıklara üstün kılınmışlardır.
Bunu, Ebu Salih, İbn Abbas"dan demiştir.
Buna göre maksad mü"minlerdir. Onların üstünlükleri de imanlarıyladır.
İkincisi: Diğer hayvanlar ağızlarıyla yer, insan ise eliyle yer.
Bunu, Meymun b. Mihran, İbn Abbas"dan rivayet etmiştir.
Bazı müfessirler de: Bu üstünlükten maksad, elleriyle yemeleri ve aldıkları gıdaların temiz olmasıyladır, demişlerdir.
Üçüncüsü: Onlar, akılla üstün kılınmışlardır.
Bu, İbn Abbas"dan rivayet edilmiştir.
Dördüncüsü: Konuşma ve ayrımı gücüyle üstün kılınmışlardır.
Bunu, Dahhak demiştir.
Beşincisi: Boylarının endam ve dikliği iledir.
Buna, Atâ demiştir.
Altıncısı: Muhammed (s.a.s.)"in onlardan olmasıyladır.
Bunu, Muhammed b. Ka"b demiştir.
Yedincisi: Dünyada yiyecek ve lezzetlerle üstün kılınmışlardır.
Bunu, Zeyd b. Eslem demiştir.
Sekizincisi: Şekillerin güzelliğiyledir.
Bunu, Yemân demiştir.
Dokuzuncusu: Diğer yaratıklara hâkim olup, onları hizmetlerinde kullanmalarıyladır.
Bunu, Muhammed b. Cerir demiştir.
Onuncusu: Emir ve yasaklardır.
Bunu, Maverdî zikretmiştir.
On birincisi: Erkeklere sakal ve kadınlara saç verilmesiyledir.
Bunu da, Sa"lebî zikretmiştir."4
Rabbimiz Allah, yücelttiği ve üstün kıldığı insan kullarına birçok nimetler bahşetmiş ve onların dışındaki varlıkları, onların emrine âmâde kılmıştır"
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Allah, gökleri ve yeri yaratan ve gökten su indirip onunla size rızık olarak türlü ürünler çıkarandır. Ve O"nun emriyle gemileri, denizde yüzmeleri için size, emre âmâde kılandır. Irmakları da sizin için emre âmâde kılandır.
Güneşi ve ayı hareketlerinde sürekli emrinize âmâde kılan, geceyi ve gündüzü de emrinize âmâde kılandır."5
"Ve hayvanları da yarattı. Sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz.
Akşamları getirir, sabahları götürürken onlarda sizin için bir güzellik vardır.
Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlerle onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şübhesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir.
Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı). Ve daha sizin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır!
Yolu doğrultmak Allah"a aiddir. Kimi (yollar) ise eğridir. Eğer O dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi.
Sizin için gökten su indiren O"dur. İçecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız.
Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şübhesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi. Yıldızlar da, O"nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şübhesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.
Yerde sizin için üretip türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şübhesiz bunda, öğüt alıp düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.
Denizi de sizin emrinize veren O"dur. Onda taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar,) 0"nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir.
Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.
Ve (başka) işaretler de (yarattı), onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.
Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp düşünmez misiniz?
Eğer Allah"ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir."6
"Görmüyor musun ki, şübhesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize âmâde kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip tamamlamıştır."7
"Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şübhesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır."8
"Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O"dur."9
Rabbimiz Allah Teâlâ, ayetlerinde beyan buyurdukları bunca nimetlerini helâl ve temiz olarak insan kullarına ikram etmiştir" Her çağda olduğu gibi, yaşadığımız çağda da nice teknolojik buluşlar ve gelişmelere insan kullarını ulaştırmış, bu nimetten de faydalandırmıştır" Birçok teknolojik buluşlar ile insanların işleri kolaylaşmış, dünya hayatlarında rahata kavuşmuş ve zor işleri kolayca başarabilmişlerdir" Bütün bu nimetlere kavuşan insanlar, akıllarını kullanabilirlerse, düşünebilirlerse ve nimetlerin kadrini bilebilirlerse, bu nimetleri veren yegâne Rabbleri Allah"a gereği şekilde kulluk eder, şükreden kullardan olurlar"
Rabbimiz Allah, bu gerçeği ayetlerinde şöyle açıklıyor:
"Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız: "Onları, üstün ve güçlü (Aziz) olan, bilen (Allah) yarattı" diyecekler.
Ki O, yeri sizin için bir beşik kıldı ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti.
Ki O, belli bir mikdar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık. Siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
Ki O, bütün çiftleri yarattı ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyleri var etti.
Onların sırtlarına binip doğrulmanız, sonra doğrulduğunuz zaman, Rabbinizin nimetini zikretmeniz ve: "Bunlara bizim için boyun eğdiren (Allah) ne yücedir, yoksa biz bunu (kendi hizmetimize) yanaştıramazdık, demeniz için.
Ve biz, elbette Rabbimize çevrilip döneceğiz."10
Hamdin yalnızca kendisine mahsus olduğu, Rahmân, Rahîm ve din gününün sahibi Allah Teâlâ, bütün bu nimetleri insan kulları için yaratıp onların hizmetine vermiştir" Allah, bu nimetleri bunun için yaratmıştır, ya insan kullarını niçin yaratmış, onların yaratılış gayesi nedir?
Sorunun cevabı için Rabbimiz Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:
"Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım."11
"Yalnızca Bana ibadet etsinler, yalnızca Bana kul olsunlar, Rabb, Melik, İlâh olarak yalnızca Beni tanısınlar, yalnızca Benim hükmüme itaat etsinler ve bunları emrettiğim şekilde yaparlarken hiç kimseyi Bana ortak kılmasınlar diye yarattım!"
Ayet-i Kerimelerde böyle buyurmaktadır Rabbimiz Allah:
"(Rabbimiz,) yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz."12
"Oysa onlar, tek olan bir İlâh"a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar."13
"De ki: "İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların Melikine. İnsanların İlâhına."14
"Hüküm, yalnızca Allah"ındır. O, kendisinden başkasına kulluk (ibadet) etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler."15
"Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."16
Yalnızca Allah"a ibadet etsinler diye yaratılan insanlardan bazıları, bu yaratılış gayesine tabi olmuş ve yalnızca Allah"a ibadet etmişlerdir" Allah"ın, kendilerine gönderdiği hayat kitabındaki emirlere itaat etmiş, nehiylerden tamamen uzaklaşmış, helâl olanı işlemiş, haram olanı ise reddederek terk etmiştir" Bunu yaparken de, Rabbleri Allah"ın gönderdiği Kitab ile beraber, kitabı kendisine vahyettiği Peygamberlerine itaat ederek, onları hayat örneği edinmişlerdir" Çünkü Allah, gönderdiği Peygamberlerine itaat edilmesini emir buyurmuştur:
"Biz, elçilerden (peygamberlerden) hiç kimseyi ancak Allah"ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik."17
Allah tarafından gönderilen "Hayat Kitabı" na ve Hayat örneği olan Peygamberlerine itaat edip Allah"a emrolundukları şekilde kul olanlar, dünyada da, ahirette de kurtulanlardan olmuşlardır!.. İyiliği emredip, kötülükten alıkoyan bir toplum oluşturmuş, Tevhid Medeniyeti kurmuş ve erdemli toplum hâline gelmişlerdir"
Yalnızca Allah"a ibadet etmek, yani kul olmak için yaratılan insanların çoğu da, yaratılış gayelerinden sapmış, hak İlâh olan Allah"a isyan etmiş ve O"ndan başka rabler, ilâhlar edinmiş hevâlarını ilâhlaştırmış, birbirini rabler edinerek birbirlerinin kulları olmuşlardır" Böylece Tevhid"in yerine Şirki, imanın yerine küfrü tercih etmişlerdir"
Küfür ve şirk içinde olan insanların oluşturduğu toplumlar, cahiliyye toplumlarıdır" İnsanın insana rab ve ilâh olduğu, insanın insana kul ve köle hâline geldiği toplumlar: Cahiliyye toplumları!.. Şirkin, kanun olarak egemen ve müşriklerin iktidar olduğu toplumlar, yaratılış gayesinden tamamen sapan toplumlardır" Bu toplumlarda, kötülükler emredilip yasallaşır, iyilikler ise yasaklanarak işleyenler cezalandırılır"
İyilikler ve kötülükler, yani ma"ruf ve münker konusunda tek ölçümüz Kur"ân ve Sünnet"tir" Allah ve Rasulü (s.a.s.)"in iyi (Ma"ruf) dediği iyidir, kötü (Münker) dediği kötüdür!.. Helâl ve haram koyma, sınırlarını belirleme hakkı Allah ve Rasulü (s.a.s.)"e aiddir"
Şöyle buyurur Rabbimiz Allah:
"Kendilerine Kitab verilenlerden, Allah"a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Rasulü"nün haram kıldığını haram t
Vuslat