"Tunus Devrimi, Bir Müjde ve Bir Uyarı: Şimdi Sıra Diğerlerinde" başlıklı yazımızda, "En belirgin özelliği ülkede şiddetli bir hicab yasağı uygulamak olan Tunus diktatörü Zeynelabidin bin Ali"nin bir halk devrimi sonucu devrilmesiyle birlikte, genelde tüm dünyanın zalim diktatörlerine, özelde de İslam dünyasındaki zorba iktidarlara iyi bir mesaj verilmiş oldu: "sırtını müstekbirlede dayayıp halka zulmeden, inançlarına, mukaddesatına savaş açan, hak ve özgürlüklerini elinden almaya kalkan tüm zalimlerin akibeti er geç hüsran olacaktır!" diye yazmış ve sormuştuk:

"Dün tam ve azgın bir zorbalıkla başörtüsüne yasak koyan Tunus diktatörü, bugün kurtuluşu kaçmakta bulduysa, acaba Azerbaycan"da hicabı yasaklayarak İslam"ın mukaddesatına savaş açan Aliyev"ler soluğu nerede alacak?"

Ve aynı yazımızda Mısır Firavun"u Hüsnü Mübarek"in akibetinin Tunus diktatörü Bin Ali"nin akibetinden farklı olmayacağını belirterek sormuştuk: "Acaba yarın Kahire, Riyad ve Amman kentleri, Tunus halkının gerçekleştirdiği intifadanın bir benzeri ile karşılaşmayacağını kim söyleyebilir? Hangi kral ve diktatör, hangi zorba ve işbirlikçi kendini böyle bir akibetten kurtarabilir?"

Ve bugün, yerini oğlu Cemal Mübarek"e bırakmayı hedefleyen Mısır firavun"u Hüsnü Mübarek 30 yıllık diktatörlüğünün sonuna gelmiş durumda. Mübarek"in ölümcül bir hastalığa yakalandığı ve ölmek üzere olduğu yönünde haberler çıkıyordu; görülen o ki, Hüsnü Mübarek "devrik diktatör" sıfatıyla toprağa konulacak.

Veliahd olarak yerine bırakmayı planladığı oğlu Cemal Mübarek'İn hanımı ile birlikte Mısır'dan kaçtığı haberleri geliyor.

"Zulmedenler yakında nasıl bir inkılabla devrileceklerini bileceklerdir" (Şuara 227) ayeti, zalim, gasıp, despot, müstekbir, tağut tüm egemenlere bir hitaptır: ilahi mukadderat her birini gelip bulacak, İslam"a ve ümmete ihanet eden tüm zalimler ergeç tarihin çöplüğüne atılacaktır...

Tunus devrimi üzerine değerlendirmelerde bulunan analistler, bu devrimin bir "domino" etkisi yapacağını ve diğer Arap ülkelerinde de devrimleri tetikleyeceğini belirtmişlerdi.

Bunu şimdi açıkça Mısır'da görüyoruz. Onbinlerce Mısır halkı başta başkent Kahire olmak üzere, ülkenin bir çok kentinde büyük çaplı protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Gösteriler çığ gibi büyüyerek devam ediyor.

Özellikle AMerika ve siyonist rejim ile yaptığı işbirliği ile Gazze'yi boğmak için elinden geleni yapan, kendisi gibi hain işbirlikçi El Fetih çetelerini eğitip besleyen, Gazze tünellerini gaz bombalarıyla bombalayıp Filistinlileri o tünellerde canlı canlı katleden Firavun rejimi, Sedat'lardan sürüp gelen ihanet dosyalarının tamamı bir kenarda olsa da, sadece Gazze'nin ahı ile bin kere yıkılmaya mahkumdu.

Musa'nın asası ve yed-i beyza'sı devirmişti, kendini ilah sanan Firavun düzenini; ne Haman ne Karun ne ordular kurtaramamıştı onun zulüm rejimini.

Bugün Gazze'nin ahı ve Mısır halkının öfkesi bir Asa-i Musa ve bir Yed-i Beyza'dır; acaba Mübarek için bir kurtuluş yolu kalmış mıdır?

Diğer yandan El Cezire televizyonunda yayınlanan gizli görüşme tutanaklarında, El Fetih liderliğinin Mahmud Abbad yönetiminin Filistinlileri nasıl sattığı mbütün çıplaklığı ile ortaya saçılınca, Filistin"deki bu hainlere karşı tam bir öfke patlaması gerçekleşti; aslında "Tunus" ve "Mısır" halkının "öfke"leri Mahmud Abbas gibilerinin nasıl bir sarsıntı ile karşılaşacağı müjdesini de veriyordu.

Filistin halkının meşru temsilcisi ve hükümeti Hamas hareketine karşı kanlı saldırılar, çok yönlü komplo ve tuzaklar, Siyonist rejimle anlaşıp direnişin tasfiye edilme girişimleri, Siyonist rejim işgal güçleriyle işbirliği yaparak İslami direniş liderlerine saldırılar ve tutuklamalar, El Fetih"in bitişinin açık göstergeleriydi; ancak El Cezire"de yayınlanan gizli oturum belgeleri El Fetih"in tabutuna çakılan son çivi gibi oldu.

Gözlerimizi yine Azerbaycan"a çevirecek olursak; siyonist rejim işbirlikçisi İlham Aliyev"in hicab yasağı ile başlattığı azgınlık acaba kendi saltanatını uzatmaya yetecek mi?

Tunus diktatörünün hazin sonu onu da gelip bulmayacak mı?

Gözlüyoruz...

"Ey Kavmim! Elinizden geleni yapın. Şüphesiz ben de (elimden geleni) yapacağım. Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz. Gözleyin. Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum." (Hud 93)

"De ki: "Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz." (Enam 158)