Hakan Albayrak
Yeni partilerin mana ve ehemmiyetine dair
Ali Babacan liderliğindeki yeni parti nihayet resmen kuruldu.
İsmi DEVA; Demokrasi ve Atılım Partisi.
Babacan’ın açıklamalarından biliyoruz ki, özgürlük ve adaletin ihyasını / inşasını, ekonomi yönetiminde ıslahatı, kamuda eş dost kayırmacılığını bitirerek işi ehline vermeyi önceleyen bir parti bu; tıpkı Gelecek Partisi gibi.
Siyasi hayatımıza hoş geldi, sefa getirdi.
Hayırlı olsun, Allah utandırmasın.
Evvelce KARAR’da yazmıştım, bu vesileyle biraz güncelleyerek tekrar etmek isterim:
Siyasette alternatifsizlik çürüme getirir.
Muhafazakâr taban, kuruluş ilkelerinden uzaklaşan AK Parti’ye mahkûm edilemez.
Muhafazakâr veya değil, demokratlar AK Parti-CHP yahut Cumhur İttifakı-Millet İttifakı diyalektiğine mahkûm edilemez.
Bir taraftan Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi, öbür taraftan Ali Babacan liderliğindeki Demokrasi ve Atılım Partisi, siyasete yeni bir soluk getirerek bu kısır döngüyü kırmaya aday.
Beraber olsalardı belki solukları daha kuvvetli olurdu, ama belki de ayrı olunca daha geniş bir potansiyele hitap edecekler (ve belki de o potansiyeli bir ittifak çatısı altında toplayacaklar); hayırlısı inşallah.
AK Parti’de ısrar edenlerimiz de bu yeni partileri memnuniyetle karşılamalı diye düşünüyorum.
‘Umulur ki onların tazyikiyle AK Parti kendine çekidüzen verir. Olmadı mı? Bari iktidar değişikliği kaçınılmaz hale geldiğinde bizim içimizden çıkmış kimselerin başını çektiği alternatifler bulunsun’ deseler, buğzetmeseler ne güzel olur.