Mehmet GÖKTAŞ
Yeniden Dirilişi İsteyenler, İstemeyenler
Başkalarına iyilik yapmayı kendisine şiar edinmiş bir gençle tanıştırdılar, zaten kısacık beraberliğimizde her şey anlaşılıyordu. Fakat inancının olmadığını da söylediler, üzüldüm, bir şeyler söylemek zorunda hissettim kendimi;
“Gördüğüm kadarıyla çok merhametli birisiniz, zorda kalan herkesin yardımına koşuyorsunuz. Çocuklara karşı apayrı bir ilgi duyuyorsunuz” dedim.
“Eh işte, gücümüzün yettiği kadar koşturmaya çalışıyoruz” dedi.
“Hayvanlara olan sevgi ve merhametiniz de takdire şayan. Sıcak yürekli olmak bambaşka bir şey öyle değil mi?”
“Elbette, başlı başına bir mutluluk” dedi.
Sözü bu defa zalimlere, acımasızlara, vicdansızlara getirdim. Çevresindekilere, hatta en yakınındakilere karşı kötülük yarışında olanlardan örnekler verdim, sohbete katılanlar bu örnekleri çoğalttılar.
Hayvanlara karşı insafsız ve merhametsizler ayrı bir dertti.
Sohbetin yönünü değiştirmenin sırasıydı, iyiliksever arkadaşa yöneldim;
“Biliyorsunuz sıramız gelecek ve bir gün hepimiz öleceğiz. Siz de öleceksiniz, sizin gibi iyilikseverler de ölecekler. İstemez misiniz yaptığınız bunca iyiliğin bir karşılığı olsun? Yani yeniden dirilelim ve iyiliklerimizden dolayı bir mükafatımız olsun?
Daha da önemlisi; şu anlattığımız vicdansızların, zalimlerin yaptıkları yanlarına kâr kalsın ister misiniz? Bunca kötülüğün, bunca barbarlığın karşılıksız kalmasını kabullenebiliyor musunuz?
Meseleyi bireysellikten çıkaralım ve dünyayı sarsacak büyüklükteki katliamlara getirelim, binlerce, yüz binlerce hatta milyonlarca insanın katillerine getirelim; sizce söz konusu zalimler, diktatörler yaptıklarının cezasını bu dünyada çekmişlerdir, başka bir cezaya gerek yoktur diyebilir misiniz?
Ve mazlumlar. Şu anda toprağın altında yatmakta olan mazlumların, mağdurların, katliama uğrayanların çektikleri bu zalimlerin yanlarına kalsın öyle mi?”
Derin düşüncelere dalan arkadaş sonra ne yaptı bilemem, Rabbim hidayet nasip eylesin.
Meseleyi “yeniden dirilişe inananlar veya inanmayanlar” açısından ele almıyorum, iman apayrı bir konu. Bu işin bizim isteğimize bırakıldığını farz edelim ve meseleye bir de öyle yaklaşalım diyorum.
Böyle bir kaç yerde ahiret ve diriliş konusunda sohbet açılmıştı da oradakiler benden ayet hadis okumamı beklemişlerdi, “Ben sadece Firavun ve benzerlerini düşündükçe başka bir delile gerek duymadan mutlaka ve mutlaka ahiretin olması gerektiğine inanıyorum. Siz buna bir de iyileri ekleyin, yaptıkları iyiliklerin karşılığını almadan gidenleri düşünün.