Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yine Evanjelizm!

Amerika’da üç kişiden biri, Protestanların yarıya yakını bu kafada. Buna bir de Yahudileri eklerseniz, ABD’de seçimin sonucunu belirleyecek olanlar bunlar. İsrail’deki Yahudiler de geleceklerini bu adamlara bağlamış durumda.

Hz. İsa gelecek ve bir rivayete göre. 150.000 kişiyi uzayda bir yere taşıyacak.  Kimilerine göre, Mesih bu yeni dünya ile eski dünya arasında sürekli bir tur düzenleyerek insanları dünya cehenneminden kurtaracak. Kimine göre, dünya yeniden ıslah edilecek ama o zamana kadar bütün şehirler harap olacak, insanların çok büyük bir kısmı helak olacak, geriye bir avuç insan kalacak.

Kurtuluş dedikleri bu! Sonra her şey yeniden başlayacak kimine göre. Nuh tufanı gibi bir olay yaşanacak yani. 8 milyar insan yok olacak sonuçta.

Film, Media sektörü, bilim kurgu romanları, çizgi filmler, belgeseller ve bilgisayar oyunu  alanlarında liderlik bunlarda. Subliminal mesajlarla dünyayı zihnen böyle bir geleceğe hazırlıyorlar.

Gallup 1976 yılındaki bir anketindeki sonuçlara göre, ABD halkının % 34’ü “born again / yeniden doğuş” inancını kabul ediyor. Bu arada Protestanların % 48’i kendilerini “Evanjelik” olarak tanımlıyor. O yıl Amerika’da “Evanjelik yılı” olarak ilan edildi.

Bugün dünyada tarihin sonuna endeksli 4 ülke var. Vatikan, ABD, İsrail ve İran! Japon imparatoru da ‘Güneşin oğlu” ama onların din anlamında bir egemenlik iddiaları yok. Ya da bazı Budist ve Hindu devletler gibi! Irak savaşında İran kendi ordusuna “Mehdi’nin ordusu” adını verirken, Amerikan askerleri kendilerine “Mesih’in ordusu” adını vermişti.

Bugün bu “cemaat” hem Demokratlar, hem de Cumhuriyetçiler arasında örgütlü. Beyaz Sarayda, Pentagon’da, FED’de, Kongrede, Temsilciler Meclisinde FBI’da, CIA’da bu yapının izlerini görmek mümkün. Dahası bu hareket sadece ABD sınırları içine hapsolmuş da değil. Dünyanın birçok ülkesinde etkililer..

Bu Evanjelikler bir garip topluluk. Aralarında Baptistler de var, Methodistler de. Hatta Scientologystler de. İlginçtir bu mezhep, Amerikalı bilim kurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından kurulmuş. İlk başlangıçta Hubbard tarafından “kişisel gelişim” için kurgulanan bir düşünce ve eğitim programı iken daha sonra zaman içinde bir dinî akıma dönüşüyor. İnanç sistemlerinin bir başlangıç, tarih, bugün ve bir de gelecek algısı vardır. Evanjelikler daha çok kıyametle ilgililer ve bugün ona göre şekillendirilmesi gereken bir zaman. Bu konuda çok acımasızlar. Hristiyan ve Yahudiler dışında kimseyi insan yerine koymuyorlar ve bu gayeye yönelik olarak yalan söyleyebilir, cinayet işleyebilirler. Sonunda bu tanrısal bir misyonun gereğidir ve affedilecektir.

Bu anlamda Evanjelizm, Amerika’daki Hristiyanlar içinde en muhafazakar ve radikal kanadını oluşturur.. Aslında bugün bu akıma “kapitalizmin gizli dini” de denebilir.  Bu anlamda derin örgütler, istihbarat örgütleri, askeri kurumlar, ezoterik ve masonik yapılar bu şeytani inanç sisteminin uzantısı konumundadır. Bu yapı, adına “Philosemitizm” de denilen  Yahudi aşkı” ile temellendirilen kökü 1700’lere kadar uzanan, dini görünümlü politik bir harekettir. Hristiyan Siyonizminin tarihi 1897 yılında Basel’de toplanan ilk Siyonist Kongresi ile başlar.. “Filistin’de bir Yahudi yurdunun kurulmasının, Mesih’in gelişinin alametlerinden biri olacağı” yönündeki fikirler 17. YY’da Oliver Cromwell ve Paul Felgenhauever gibi liderler ve teologların gündeme getirdikleri bir konudur. Bu konuda Kahinlerin geleceğe ilişkin ezoterik yorumları yaygındır.

1985’de Basel’de ilki ile aynı yerde yeni bir Siyonist kongresi daha yapıldı. Bu kongrenin adı “1. Hristiyan Siyonist Kongresi” idi.. Bu kongrede “Tüm dünya Yahudilerinin İsrail’e göç etmeye çağrılması” ve “İsrail›in 1967›de işgal ettiği Batı Yaka’yı ilhak etmesi” çağrısı da yer alıyordu. Bu çağrıya bazı Yahudiler karşı çıksa da Yahudilerden daha Yahudi Evenjelikler, “İsraillilerin bu konuda ne düşündüğü umurumuzda değil. Biz Tanrı›nın sözüne bakarız ve Tanrı, o toprakların Yahudi malı olduğunu söylüyor.” Evanjelistlerin referans aldığı İncil “Scofield İncili” olarak bilinen farklı bir İncil. Yahudiler, Hz. İsa’yı Mesih olarak kabul etmiyor. Ama bunlara göre Mesih’in yeniden dönüşünde iman edecekler ve Armagedon savaşında kurtuluş için Hz. İsa’nın koruması altına sığınacaklar.

Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” ya da Huntington’un “MedeniyetlerarasıÇatışma”sı bu konuyla ilgili olabilir mi? 11 Eylül, DAEŞ, PKK, FETÖ, Arap Baharı, Arap NATO’su, BOP, NATO, 15 Temmuz, “Tehlikenin rengi’nin Kırmızdan Yeşil’e dönmesi” bu büyük komplo ile ilgili olabilir mi? Öyle görünüyor ki, Siyonizm başlangıçta Anglikanların himayesinde gelişirken, bugün Siyonistlerin hamisi Evenjelikler olmuştur ve ABD bunu hem dünya hem de dünya dışı geleceğinin bir çıkış kapısı olarak görmektedir. Bugünkü İsrail seküler İngilizler için de seküler Amerikalılar içinde bir Truva atı’ndan başka bir şey değildir..

Erdoğan, ABD ile “Fırat’ın doğusu”nda ortak girişim konusunda “oyalandıklarını gördüklerinde B Planlarının hazır olduğunu” söyledi.. ABD’nin Türkiye’ye karşı bugüne kadarki dostluk, müttefiklik ve söz verdiği konularda sözüne sadakat konusunda sabıkası kalabalık. 15 Temmuz’da ABD’nin bu işin içinde olduğunu biliyoruz. PKK’yı donatan da, eğiten de ABD, FETÖ’ye yardım ve yataklık eden de. İncirlik’in 15 Temmuz’da nasıl kullandığını da bilmeyen yok. Aslında sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gerekir. Konjonktür ve “reel politik” denen mecburiyetler sebebi ile Doğu Fırat konusunda sonucu belli bir dostluk testini bir kez daha kabul ediyoruz. Aslında kriz çıkmasın diye ötelenen her kriz, sözkonusu krizi daha da derinleştirmekten başka işe yaramıyor. 

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. İnşallah korkulan olmaz. Bu kanlı, karanlık komplo bölgemizi cehenneme çevirmez..

Aman dikkat! “Fıratın doğu”suna da, “El Bab”a da “destur”suz girilmez. Orası sadece tarihin nabzının attığı yer değil, geleceğin tarihinin yazılacağı yerdir. Orası, teolojik ve esoterik beklentilerde sözü edilen “gökten inecek olan” ve “yerden yükselecek olan”ın, çöküşün yaşanacağı, ateş ve dumanın yükseleceği, Lut kavminin yerine battığı, onların başına taşların yağdığı, müfsit varlıkların her şeyi talan edeceği yerdir. Sözünü ettiğimiz yerin kalbinde vahyin coğrafyası var. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa var, Turi Sina var, Mukaddes Tuva var, ilk kanın döküldüğü Şam var, Kerbela’nın yaşandığı coğrafya var. Destur isteyin! Talud da, Calud da asker topluyor. Kim kimin ordusuna asker yazılıyor bakalım..

Yani demem o ki, zor bir coğrafyadayız ve zor bir görevle karşı karşıyayız. Aman dikkat! Yüzümüzü Hakk’a dönelim. Eğer Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen kişi, söz ve işlerden arınmaz isek halimiz yaman! ABD’nin bölgedeki varlığı, adalet, barış, özgürlük, insan hakları ve hukuk devleti için değil.. Trump, Evanjelik uzmanlarının okumalarına göre, bölgede yeryüzünde bir cehennem oluşturarak onu tutuşturmak istiyor.

Selâm ve dua ile..

Bu yazı toplam 1140 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar