Abdurrahman Dilipak
Zombi kuşağı
Şimdilerde artık “Z kuşağı”ndan söz eden yok. Deizm de artık moda değil. Şimdi Moda Agnostizm.. Şamanizm, “Yerli ve Milli” etiketi ile pazarlanmaya çalışıldı ama tutmadı. İşin içine cin-büyü katılınca bizim millet korkar.. Oysa Şamanizm pagan ayinleri ile oldukça hareketli, folklorik öğeler taşıyan bir inanç. Ama tutmadı. Hatta birileri Şamanizm’in akaidini, ilmihalini, sosyolojisi, psikolojisini yazacaktı ama müşterisi fazla yok. İlginç ama Satanizm daha hızlı yayılıyor sanki!
Bakalım Karay, Nuhi Yasalar, Hazara işi tutacak mı? O da bu saatten sonra zor. CHABAT tapınaklarındaki Satanist Pedefolik Siyonistleri gördükten sonra, Gazze’de yaşanan trajedilerden sonra aklı ve vicdanı olan kimse bunlardan uzak durur.
Ama yine de onlar umutlarını canlı tutuyorlar. AGARTHA cemaatı, fuhuş, kumar, uyuşturucu, alkol sarmalı içinde Epstein’in ayak izinden ilerleyecek birilerini bulmakta zorluk çekmeyecekler gibi. Onlar artık “insan olma” özelliğini kaybetmiş, insin Şeytanlarına dönüşmüş canlı organizmalardır. Bu BİREY’lerden oluşan ZOMBİ KUŞAĞI için altyapı İstanbul sözleşmesi ve Lanzarote ile hazırlandı. Bunların gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyor. Acıma duyguları da yok. Troller, Amigolar, Holiganlar bu gruptan çıkıyor. Ama onlar Yargıç koltuğunda otururken, ya da savcı kılığında, Politikacı, bürokrat, gazeteci, iş adamı, bilim adamı, doktor, hemşire hatta cemaat ve kanaat önderi olarak da görebilirsiniz. Mafia özentileri arasında çokça görüldükleri gibi VIP ve CIP’ler arasında da bunları görmek mümkün. Epstein ve Diddy skandallarını bunu bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi. İsrail bunun din kisvesi altında, devlet ölçekli bir şekilde hayat bulan formu olarak önümüzde duruyor.
Bugün toplum hayatında Zombi kuşağının nasıl cinayetler işlediklerini görüyor. Şimdi giderek piyasa “Zombi kuşağı”nın eline geçiyor. Zombi’ler kredi kartları ile çılgınca harcama yapıp sonra alkolden başlayıp uyuşturucuya, oradan intihara sürükleniyorlar.
Küçük esnafta da Zombi etkisi gözüküyorken, iş ortak ölçekli piyasa kurum ve aktörlerini vurdu. Şimdi orta üstü işletmelerde aynı etki söz konusu. Bundan sonra büyük işletmelerde göreceğiz onları. Bu durum bankacılık sistemini ve Maliyeyi, yukarıdan aşağı bütün piyasayı vuracak.. Bundan sonra ne olacağını görmek istiyorsanız, önce Ocak sonunu, sonra da Ramazan sonunu bekleyin.
Gerçekleri algılarla bir yere kadar götürürsünüz, ama gün gelir, biriken ve ertelenen öfkeler volkan gibi patlar. Baraj patlayınca da önünde kimse duramaz.. Bugün barajdan sızan sular, aslında böyle bir geleceğin habercisi ama, birileri gerçeklerin üstünü örterek zaman kazanmaya çalışıyor ama bu erteledikleri krizin şiddetini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Beyin kontrol, ya da hipnozla, herhangi biri ölüme öldürmeye gönderilebiliyor. Bunlar yaptıkları işi, eğer hayatta kalırlarsa rüya gibi hatırlıyorlar.
Piyasa ve eğitim, zombi’ler troller, holiganlar, katiller, köle insanlar üretiyor. Gazze’de bunu görmeye devam ediyoruz. Esed’in zindanlarında yaşanan insanlık dışı şeyler, aslında hayatın başka alanlarında da var. Ve onlar bize ya gösterilmiyor ya da farklı anlatılıyor.
Obama’nın danışmanı olduğu filmde bir “Zombi geyik” hikayesi vardı. ABD’nin Wisconsin eyaletindeki geyiklerde görülen bir beyin hastalığı. Bu hastalığa yakalanan geyiklerin beyinleri süngerimsi bir hal alıyor ve giderek küçülüyor ve giderek ne yapacaklarını bilemiyorlar. Sürü halinde hareket ediyorlar ve ölüyorlar. GlobalResetçiler bazı ülkelerde böyle bir hastalık için hazırlık yaptıkları söyleniyor. Tabi bir yandan da aşı ve ilaca ihtiyaçları var. Mikrob bulaştırmadıklarını korkutup aşıyla halletmeleri gerek. CoVID günlerinde mRNA üzerinden bu Şeytani oyun oynandı. Şimdi farklı ülkeler için farklı mikroplar hazırladıklarına ilişkin haberler geliyor.
Zaten eğitim başlı başına bir bela. Düşünmüyorsanız, çok bilmek, tek başına “kitap yüklü eşek” olmaktan öte bir anlam taşımaz. Media üzerinden algılarınız yönetiliyorsa kalabalıklar bu şekilde Zombi haline geliyorlar. İyi-Kötü, Doğru-Yanlış, Güzel-Çirkin, Hak-Batıl hepsi birbirine karışıyor. Zevki peşinde koşan bir GENOM’a dönüşüyorsunuz.
İnsanlar Zombileştirilerek, kendi inancına, kendi tarihine düşman hale getirilebiliyor. Onlar artık, “Biyonik bir robot”, “sistematik bir geri zekalı”ya dönüşüyor. Bugün dünyada insanların çoğu sürü halinde hareket ediyorlar. Din-ahlak, tarih algıları ile oynanmış, Hakikat bilgisi’nden yoksun BİREY’ler, Artırılmış Sanal Gerçeklik algısı ile ölümüne hayali gerçeklere yönlendirilebiliyorlar. Siyasiler toplum mühendisleri üzerinden toplumun algılarını kontrol ederek daha kolay yöneteceklerini düşünüyorlar. Bu şekilde bilerek ya da bilmeyerek, yönettikleri halkın İlahı ve Rabbi konumuna yükseltiyorlar kendilerini. Onlara, onların duymak istedikleri şeyi söylüyorlar, ama yapacaklarını kendilerine saklıyorlar.
Cemaat yapıları da dini kullanarak, kendilerini İlah ve Rab konumuna yükseltip, iradelerini teslim aldıkları müntesiblerini sürüye dönüştürmediler mi? Hitler, Musolini, Stalin bunu yapmadı mı?, İdeolojik önderler bunu yapmıyorlar mı?
Aileler evlerinde bilerek ya da bilmeyerek çocuklarını zombileştirmiyorlar mı? Kör bir taraftarlık neyin nesidir. Irkçılık, hemşehricilik, her türlü taraftarlık böyle bir şey değil mi! İnsanların “ahlak, adil şahidlik ve adalet duyguları”nı yok ederseniz o artık bir BİREY olarak, Havuç ve Sopa tercihinden birini seçmeye zorlandıklarında onlar Havucu seçeceklerdir. Ve Havuç’a bağımlı bir tavşana dönüşecektir. Bugün dünya “Zombi Tavşan”larla dolu. Havuç’a uyuşturucu da katsanız, Fuhuş da katsanız, o artık her şeyi yer ve zaman içinde nereden geldiğini unutur ve nereye savrulduğunun bile farkına varmayabilir. Hatta inandığı gibi yaşamayı terkedince yaşadığı gibi inanmaya başlar. Kendine uygun şeyhler bile bulur. Yoksa da kendi o Şeyhi imal eder. Çünkü süreç içinde ilerleyerek İns’in Şeytanına dönüşmüştür ve Şeytanların nezdinde itibar sahibi olmuştur.
Hakikat duygusunun baskılandığı her yer ZOMBİ’lerin mekanıdır. Tabelasında Din, Devlet, İnsanlık, ne yazarsa yazsın. Unutmamak gerekir ki, Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Eğer Zombileşmek istemiyorsanız, Allah'tan başka kimseyi, din ve devlet büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin. Akleden, adil şahidler olalım. Akıl, ilimden öte Hakikat bilgisine ve Ahlakilik ve “Fıtratı koruma” iradesinden vazgeçmeyelim. Dünya malına, mülküne, parasına, makamına tamah etmeyelim. Gerektiğinde “Hayır” deme iradesini kaybetmişseniz, Zombileşme’ye başlamışsınız demektir.
Bu gidişle kafamıza bir Chip takmadıkları kaldı. Zaten o zaman biz bir NESNE’ye dönüşeceğiz. Bugünden artık bizi, Kişilik, Şahsiyet sahibi, bir Ferd olarak değil, Din, ahlak, gelenek, hatta biyolojik cinsiyetimizden bağımsız bir BİREY olarak tanımlamıyorlar mı? NeuraLink, bu anlamda biyolojik insan için yolun sonu! İnsan 2, sadece GENOM diye tanımlanan ruhsuz, canlı bir organizmadan başka bir şey olmayacak. Bu anlamda yediklerimiz, içtiklerimiz, İlaç, gıda, kozmetik, bizi kuşatan hava, su, toprak, sosyal, ekonomik ve politik çevremiz, hepsi bu Transformansyon için dönüştürülüyor. TransHumanizm’in ana hedefi Zombi bir toplumdur. Bu Cehenneme varmamız için önümüzde uzun bir zaman yok. Hatta Cehenneme doğru, yokuş aşağı koşar gibi gidiyoruz, önümüzde siyaset, bürokrasi, cemaat, akademi, Media, STK’lar ve en önde o taşlanmış Şeytan.
Önce siyasilere sesleniyorum. Sıra sizin çocuklarınıza, torunlarınıza gelmeden bir şeyler yapın. Yoksa bu haksızlıklar karşısında susanlardan olursanız, dilsiz Şeytan olursunuz. Şeytan azapta gerekir. Başkalarının çocukları yanarken sessiz kalırsanız, onları yakan ateş gün gelir sizin çocuklarınızı da yakar. Başkalarının çocuklarının başına gelenler, sizin çocuklarınızın da başına gelir.
Sahi biz ne zaman, Bu Şeytanlara karşı bir İhrahimi duruş, bir Haacer duruşu, bir İsmail duruşu sergileyeceğiz?. Hz. İbrahim’e ve ailesine selat ve selam olsun. Selam ve dua ile.