Zulme Direnmek Soylu Bir Erdemdir (FOTO)
Van'da 65. haftasına giren başörtüsü eylemleriyle VAHÖP, havanın bütün olumsuzluğu ve tipi şeklinde devam eden kar fırtınasına rağmen eylem kararlılığını yine ortaya koydu.
Sanat Sokağı’ndaki eylemde başörtüsü zorbalığının bütün hukuksuzluğuyla devam ettiği, platform olarak da eylemlerin bundan bağımsız ama bununla birlikte devam edeceği ifade edildi. Buna bağlı olarak hem yerel hem de küresel çapta devam eden İslam düşmanlığının bazı Vanlı milletvekillerince de misyon olarak benimsenmesinin köklü bir ayıp olarak tarihe kaydedildiğini de beyan etmeleri önemli ve dikkat çekici bir vurgu idi. Sloganlarla sık sık bölünen basın açıklaması daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
VAHÖP adına Memur Sen İl Temsilciliği’nin hazırladığı basın açıklamasının tam metni:
Hukuksuz ve ahlaki olmayan başörtüsü yasağını protesto etmek üzere 65. kez meydanlardayız. İnsani ve medeni değerlere aykırı olan başörtüsü zulmü devam ettikçe, zulme karşı direnişimiz de hız kesmeden devam edecektir. Zorbalığa karşı hukuku, bedeviliğe karşı medeniyeti, oligarşiye karşı adaleti savunmak, ülkemize ve gelecek nesillerimize sunulacak en önemli hediye ve en önemli değerdir. Çünkü ‘sözlerin en güzeli zalimin yüzüne söylenecek hak sözüdür.’ Zulme direnmek soylu bir eylemdir. Bizler 65 haftadır sürdürdüğümüz direnişle bu soylu eylemi gerçekleştirmekteyiz. Şüphesiz direnişimize verdikleri tepkiler sayesinde sivil toplumun ve siyasi partilerin samimiyet ve cesaretini de test imkanı bulmaktayız.
Başörtüsü namaz gibi, oruç gibi ilahi bir emirdir. Başörtüsünü yasaklamak namazı ve orucu yasaklamak hükmündedir. İnsanların ibadetlerine ve inançlarını yaşamalarına engel olmak evrensel ve ulusal yasalarımızda geçen din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır. 21. asırda dahi böyle bir tavır sergilemek ilkelliktir, gericiliktir. Yasakçı zihniyet, bu tutumuyla din ve inanç düşmanlığı yapmaktadır. Yasakçı zihniyet, bu yaklaşımıyla vatandaşlar arasında ayırım yapmaktadır. Yasakçı zihniyet, erkek ve kadınlar arasında hatta kıyafetlerine göre kadınlar arasında çifte standart uygulamaktadır. Başörtüsü yasağı gerekçe gösterilerek devlet dairelerinin, hastanelerin, kışlaların, okulların ve üniversitelerin kapısı inandığı gibi yaşamak isteyen vatandaşlarımıza kapatılmaktadır. Yasakçı zihniyetin uydurduğu ‘kamusal alan yasağı’nın hiçbir ahlaki, hukuki ve insani gerekçesi bulunmamaktadır. Hangi sözlük, hangi lügat ve hangi hukuk inançlı insanları kamunun dışında saymaktadır? Hangi medeni ülkede kamuya ait alanlar kamuyu oluşturan inançlı insanlara yasaklanmıştır? Hangi Avrupa Birliği ülkesinde üniversitelerin kapısı başörtülü öğrencilere kapatılmıştır? Kimliğinde Hıristiyan yazan Avrupalının başörtüsüne gösterdiği hoşgörüyü, kimliğinde Müslüman yazılı Türkiyeli yasakçılar ne zaman gösterecektir? Gelin bu zulümden vazgeçin ve bizleri, “zalimler için yaşasın cehennem” temennisinde bulunmaya zorlamayınız.
Başörtüsü yasağının kalkması için toplumsal mutabakatın sağlanmasını beklemek ‘hukuk devleti’ olma iddiasında bulunan bir ülke için utanç vericidir. Ancak yasakçılardan korktuğunuz için toplumsal mutabakatın arkasına gizleniyorsanız, bilin ki, yapılan bütün anketlerin sonucunda toplumsal mutabakatın mevcut olduğu ortaya çıkmıştır. Mutabakatın yüzde yüz oranında gerçekleşmesini bekliyorsanız, boşuna beklersiniz. Kalbi mühürlenmiş olan pek çok yasakçının ikna olabilmesi ancak beyin nakli ile mümkün olabilecektir.
Bilindiği gibi 28 Şubat sürecinde Kur’an Kurslarına 12 yaşından küçük olan çocukların gitmesi yasayla engellenmiş, katsayı uygulamasıyla fırsat eşitliği ilkesi ihlal edilerek İmam-Hatip Liselerinin önü kesilmiştir. Kılık kıyafet dayatması sonucunda kız öğrencilerin eğitim hakkına mani olmuştur. Kamusal alan safsatasıyla da vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden yararlanmasının önü kesilmiştir. Bütün bu olumsuzlukların engellenmesi için bütün siyasilerin seferber olması gerekirken, maalesef aralarında ilimiz milletvekilinin de bulunduğu DTP sözcüleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ile laiklik konusunda aynı yaklaşım içinde olduklarını ifade etmişlerdir. İnançlı seçmenin oylarıyla Meclise giden DTP’nin, insan hakları ve demokrasi konusunda nasıl bir çifte standarda sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Sivil Anayasa çalışmalarını sürdüren TBMM ve Hükümetten başörtüsü konusunda kalıcı çözümler üretmesini beklemekteyiz. Basına ve Kamuoyuna saygıyla arz olunur.
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU (VAHÖP) BİLEŞENLERİ:
ANADOLU GENÇLİK- DERNEĞİ / GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ
İNSAN-DER / MAZLUMDER / MEMUR-SEN / UMUT-DER
haksöz