Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

2014’e girerken yazdıklarım

Kurtarıcı beklemek, kafayı kiraya vermek!” başlığı ile Yeni Akit’te 21 Aralık 2013 günü çıkan bir yazım vardı. O yazımı bugün tekrar yayınlamak istiyorum.. Korkarım o korkulan felakete doğru dolu dizgin gidiyoruz..

2014 yılı, geleceğe dair senaryolar üreten hemen hemen bütün dini, mezhebi toplulukların şuuraltında korkulu bir sürecin başlangıcı olarak kayıt edilmiş gibi.. 2014’ün ilk altı ayı nerede ise geride kaldı.. Ay sonu Ramazan.. Bakalım bu süreçte neler olacak..

Suriye, Mısır derken Yemen, Libya patladı patlayacak. Buna bir de Filistin eklendi. Zaten Filistin’de hiç sular durulmadı ki, İsrail’in kuruluşundan beri..

Evet, 21 Aralık tarihli yazıma geri dönüyorum: “Kafanızı hiç kimseye kiraya vermeyin.. Bilmediğiniz şeyin peşine takılmayın.. Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin.. Gözünüze at gözlüğü takmayın. “Raina demeyin, unzurna diyin”.. Birileri size bir şey söylerse, o sözün üzerinde düşünmeden kabul ya da reddetmeyin.. Şunu unutmayın: Kurtarıcı yok! Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır.. Peygamberlerin bile kurtarıcı gücü yok. Kalpleri çeviren yalnız Allah’tır.. Peygamberler, kurtarıcı değil, kurtuluşa çağırırlar.. Peygamberler insanları kendisine değil, Allah’a, resulüne ve kitaba, yani kendine bildirilene çağırırlar..

Sanki yakın bir gelecekte bir Mehdi fitnesi bizi bekliyor gibi.. Mehdi ve Mesih meselesi tartışmalı bir konu.. Şia’ya göre bu konu iman meselesi.. Bazı Sünni, Sufi hareketlere göre tevatür derecesinde önemli bir konu. Bazı fakih ve muhaddisler ise bu iddialara itibar etmezler.. Yahudilikte “Meşiyah” beklentisi var. Hristiyanlar da Mesih’i beklerler. Hristiyanlar bir de anti Crist, yani bizim literatürdeki Deccal’ı beklerler.. Ama bunlar tam zıt karakterdekilerdir.. Müslümanlar arasında, genel olarak, hem Mesih, hem Mehdi ve hem de Deccal beklentisi vardır.. Ve bir de Dabbetül Arz. Ve yine Yecüc-Mecüc! Yecüc Mecüc’ün Hristiyan dünyasındaki karşılığı Gog-Magog!

Yine Yuhanna Vahyinde, dağdaki vaaz ve tamamı, Ege bölgesindeki 7 kiliseye ilişkin anlatılanlar, İncil’de sanki kıyametin şifresini vermektedir.. Bu Mehdi meselesi artık bir şekilde Cemaatin de işin içinde olduğu bir tartışma.. Cemaatin bu konudaki temel referansı Sikke-i Tasdik-i Gaybi. Bizim Mustafa Kaplan, Sikke-i Tasdiki Gaybi’nin yorumunda camia gibi düşünmediği için başına gelmeyen kalmadı.. İş bu konulara geldiğinde hoşgörü falan kalmıyor tabi! İran devrimi sırasında Cuma namazlarında “Hudaya Hudaya, ta ki zuhuru Mehdi, Nigahdarı Humeyni” nidaları yeri göğü inletiyordu.. Irak savaşı sırasında ABD askerlerine “Mesih’in ordusu” adını vermişti, İran’da “Mehdi’nin ordusu”.

Ahmedi Nejat’ın Hüccetiyesi bir ara “Mehdi geldi, ilanı için işaret bekleniyor” deniyordu. Hatta Ahmedi Nejat’ın mesaj alıp verdiği, Mehdi ile mesajlaştığı da söylendi.. Şimdi durum ne bilmiyorum.. Ahmedi Nejat’ın temas kurduğu Mehdi, bizim Sünnilerin beklediği Mehdi değil.. Çünkü İran’ın beklediği Mehdi ise, İmam Hasan el Askeri’nin kayıp oğlunun yeniden bedenlenmesi, yani bir Şia imamı olarak gelecek.. Tabi söyleyeceği ilk söz de, “Tek bir İslam vardır. O da Şianın. Sünnilik, muharref bir yoldur ve sapmadır.”  Sünnilerin Mehdi’si ise, elbette “Din 70 fırkaya ayrılmıştır. Tek bir İslam vardır o da ehli sünnet vel cemaat yoludur. Fırkai Naciya budur. Şia sapmadır”. “Cemaat”e göre, Mehdilik şahsi değil, tüzel kişiliktir, ancak onu biri tedvire memur olacaktır.. Sahi Cemaatin kanaat önderi, Alevi-Sünni cami cemevi birlikteliğini savunuyor da, bu Mehdi meselesini nasıl çözmeyi düşünüyor.. Kaç tane cemaat var, kendi şeyhini Mehdi makamına yükselten, ama en ilginç isim Adnan Hoca. Onun Mehdiyeti zaten Tevrat’ın şifresinde var ve onu da Hahamlar bulmuşlar.. Sahi Mason bir Mehdi’ye ne dersiniz?. Birileri Mehdi, Mesih’le uğraşırken, Evrenesoğlu Resullüğünü ilan edeli çok oldu aslında!

Beni en çok endişelendiren, bunlar değil.. Yıllardır yazıyorum ya, ABD ya da İngiltere, İsrail, eş zamanlı kadrolu profesyonel iki Mehdi’yi piyasaya sürünce ne olacak! Düşünebiliyor musunuz teri gül kokan, gittiği yere, fosfor emdirilmiş kumaşı ile gece karanlığında çevresini nur gibi aydınlatan bir Mehdi! Yeni Mehdi sizden gelecek tüm sorulara cevap verecek kadar donanımlı olacak. Belki de çok yakından tanıdığınız, güvendiğiniz birileri de onların peşine takılacak. Kerametinden söz edilecek.. Dünyanın farklı yerlerinde olağanüstü hadiseler olduğu haberleri ile çalkalanacak media belki de.. Ve ikisi de birbirini tekfir eden Mehdiler. İkisi de siyah sarıklı, Peygamber soyundan geldiğini söylüyor, bülbül gibi Arapça konuşuyor, âyetleri ve hadisleri ezbere sıralayabiliyorlar.. Sakının! Fasıklar size bir haber getirdiğinde hemen inanmayın.. Evet, kafanızı kimseye kiraya vermeyin, lideriniz, örgütünüz, Şeyhiniz de olsa.. Musalla taşında meyyid olmayın!.. Sizi atomize etmek, agnostik hale getirmek istiyorlar. Neye inanacağını şaşırtıp, mayınlı tarlalara sürmek istiyorlar sizi..

Mehdi olduğunu söylese de, hesabını veremeyeceğiniz şeylerin peşine düşmeyin.. Tanımadığınız biri de olsa, doğru şeyler söylüyorsa, “bu söz doğru” deyin. Her doğru söyleyenin peşine de hemen takılmayın. Çünkü unutmayın ki, “ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”. Kurtuluş umudu”nuz “dua ile istenen bela”ya dönüşmesin.. Şimdilik bu kadar. Aslında daha söylenecek çok söz var da.. İşler farklı yönlerde gelişmeye başlarsa, yine yazarım.. Selam ve dua ile.” Evet Şeytan bizi Allah’la aldatmasın! Birileri bizlerin kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor.. 

Cemaat” de, sikke-i tasdiki gaybiden yola çıkarak 2014’e vurgu yapıyordu hep.. 2014 geldi gidiyor. Bakalım bundan sonra neler olacak.. Akılla çözemediğimiz sorunları hayat çözecek ve olacak olanları yaşayarak öğreneceğiz. Biz tarihin yaşayan tanıklarıyız. Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 805 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar