Abdurrahman Dilipak
Antep, Urfa..
Önceki gün Antep’teydim, ardından Urfa’ya geçtim.. Kar-kış, maceralı bir yolculuk oldu..
Benim için bu coğrafyanın ayrı bir anlamı var.. Bu topraklarda kendimi peygamberlerin ayak izlerinde yürür gibi hissediyorum.. Antep, Hatay, Maraş, Urfa, Diyarbakır.. Buralar arzı mev’ud coğrafyası içinde yer alan topraklar.. Buralar Nil ile Fırat’ın arasındaki topraklar, Mescid-i Aksa’nın mikad alanı içinde kalır..
Hz. Adem Adn (Edene) köyünde yaşadı. Hz. Musa asasını Hz. Şuayb’dan Şuayb köyünde aldı.. Hz. İbrahim şurada doğdu. Hz. Yusuf’u kardeşleri şurada kuyuya attılar. Hz. Eyyûb şu kuyudan su içti. Habibünneccar Camii’nde hangi havarilerin mezarları var biliyor musunuz?
Büyük İskender’in Çanakkaleli Eflatun’un (Plato) yazdığı “Devlet” kitabını alıp, Haran’a geldiğini ve burada annesinin adına yaptırdığı kütüphaneye bir numara ile kaydettirdiğini biliyor mu idiniz! Hatta Devlet kitabının Grekçe’ye Arapça’dan çevrildiğini..
Biz bu coğrafyanın tarihine ne kadar tanığız..
Ne Tuva vadisinden haberimiz var,
Ne de Hz. Eyyûb’e iç ve yıkan denilen şifalı sudan!
Hz. İsa yaşarken Kudüs’teki Yahudiler Hz. İsa’yı taşlarken, o zamanki Urfa Hz. İsa’ya iman etmişti..
Ben bu topraklarda dolaşırken, kendimi bir mitoloji kahramanı gibi hissediyorum..
Zaten baba tarafından Maraşlıyım.. Urfa İmam-Hatipte de okudum bir dönem.. Urfa benim için bölgesi- çevresi ile birlikte Kudüs’ün bir yansıması gibidir..
Süleyman mabedinde, ilk dönemde, mabedde zeytin yağları, Fırat’ın suları ile sulanan zeytinlerden sıkılırdı. Hahamlar yazlık elbiselerini Fırat’ın suları ile sulanan pamuklardan dokurlardı. Kışlık elbiseleri, Fırat’ın suları ile sulanan kuzuların yünlerinden eğilirdi.. Orada ikram edilen etler, meyveler, sebzeler Fırat’ın suları ile sulanan bahçelerden elde edilirdi.. Biz içinde yaşadığımız ülkenin sahib olduğu zenginliğin pek farkında değiliz..
Mesela Birecik diyince hemen aklınıza kelaynaklar geliyor değil mi? Tamam kelaynaklar var da, biliyor musunuz, eskiden ipek yolu Siverek’ten sonra, nehirdeki akış rejimi düzgün olduğundan, Siverek’ten Basra körfezine ırmak gemileri ile mal ve insan taşınırdı. Hindistan’dan gelen baharatlar, ipekliler, değerli taşlar, Basra’dan Siverek’e gelirdi. Siverek bir liman şehri idi.. İnşallah gün gelir Siverek’e yeniden liman yaparız..
Bu toprağın tarihine, kültürüne şahidlik etmemiz gerekiyor..
Birçok kişi, Hatay’ın dünyanın ilk modern şehri olduğunu ve ilk olimpiyatların Hatay’da yapıldığını bilmez.. Atina zanneder. Öyle öğretmişlerdir çünki. Oysa Hatay “Ben Hur” filminin tabii platosudur..
Haran’ın (Harran) değil. Haran, Hz. İbrahim’in kardeşinin adı idi. Haran kadim bir uygarlık merkezi olarak mantık, matematik, felsefe, astronomi, tıp alanında dünyanın en önemli merkezlerinden biri idi.. Ustarlub buradan yayıldı dünyaya..
Eflatun Yunan değildi. Yunanistan’a maledildi. Aristo’nun felsefe okulu, Antalya Serik’te idi..
Sanırım birçok şeyi yeniden okumamız gerek.
Filedelfiya’nın aslının Amerika’da değil, Ege’de olduğunu biliyor musunuz? Yuhanna vahyindeki 7 kiliseden haberimiz var mı? Bunların bugünki değeri ve anlamı hakkında ne biliyoruz..
Hz. Davud’un Tarsus’la ilişkisi ya da Tarsuslu Saulun Katolik inanışındaki yeri.. Rodos, Girit, Malta şövalyeleri ile ilişkisi..
Sadece yakın tarihin içini boşaltmadılar. Kadim uygarlıkların ve tarihin de içini boşalttılar..
Rabia kuşağının sorumlulukları çerçevesinde Antep’te ve Urfa’da üniversitede bu konuları konuştuk. Sonra Şehitkamil belediyesinin kongre merkezinde halkla konuştuk..
Yeni bir medeniyetin ihya ve inşasında sorumluluk üstlenecek yeni bir münevver neslin, havasını, sorumluluklarını kuşanması için bir davetti bizim konuştuklarımız..
Bu etkinliklerle ilgili olarak özellikle üniversitelerimizin öğretim üyelerine, yöneticilerine, öğrenci konseylerine, belediyelerimize, bu arkadaşları bir araya getiren sivil toplum örgütlerimize teşekkür ediyorum.
Kısa süre önce Kayseri’deydim. Sıvas’a gittim, döndüm İstanbul ilahiyatta yine öğrencilerle bir araya geldik. Ardından Antep ve Urfa..
Rabia kuşağına selâm olsun. Selâm ve dua ile.
yeniakit