Abdurrahman Dilipak
Başbakan'ın yapması gereken
Başbakan bazı şeyleri yaptığı için değil, yapmadığı için zorda.
Eğer yapsaydı, o zaman başka zorluklarla karşılaşacaktı.
Yapması gereken iki şey vardı: Anayasa değişikliği ve çetelerin üzerine gitmek..
Bu iki işi de savsakladı. Hiçbir şey yapmadı değil, ama olayların üzerine gitmedi. Ya da gidemedi. Erteledi. Bazan da tam tersi şeyler yaptı..
Adana savcısının görevden alınması ve Şemdinli savcısının başına gelenler aslında bir milad özelliği taşıyor.
Ve tabii Nokta dergisinin kapatılması ile sonuçlanan süreç. İktidar petrol kaçakçılığının üzerine açıkça, cesaret ve kararlılıkla gidemedi.. Ama bu çevreleri tedirgin etmekten de çekinmedi..
Sonuç ortada..
Bu noktadan geriye dönüş mümkün değil. Kılıçlar çekildi ve hesaplaşma kaçınılmaz.
Erdoğan bundan sonra yeni bir atak başlatabilir mi?
Bu imkansız değil, ama geçen her dakika AK Parti ve Erdoğan'ın aleyhine işliyor. Mevzi kaybediyor. Karşı tarafın cür"et ve cesareti artıyor. Dostları, büyük bir tedirginlik içinde etrafından dağılıyor..
Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz..
Bir kez daha hatırlatalım; siyasette vefa yoktur. Ayakta iken elinizi öpenler durdunuz mu saldırırlar ve düşerseniz vururlar..
Erdoğan çetelerin üzerine gitmesi için ayağına verilen topları hep taca attı.. Şimdi tekrar bu çevrelere karşı bir atak başlatır mı? Bana göre kolay kolay teslim olmayacak.. Giyotine kafasını uzatmayacak ama, geçen zamanın aleyhine işlediğini görmesi gerek..
Gördüğüm kadarı ile beklediği bir şeyler var. Parti kapatmasına fazla kilitlenmiş gibi.. Anayasa değişikliğini erteliyor. Önce Anayada değişikliği ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını ardından da parti kapatma davasının seyrini görmek istiyor..
Erdoğan kapatma kararı verilemeyeceğini düşünüyor olabilir, ama birçok işaret kapatma yönünde karar verileceğini gösteriyor.
Burada hukukilik filan yok. Siyasi bir karar sözkonusu..
Eğer iktidar bekle-gör siyaseti izlemeye kararlı ise, göreceği çok şey var. Parti kapatılmayacaksa bile, birileri başka yollardan bu sonuca ulaşmak isteyebilir..
AK Parti'nin ek süre istemeden savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne göndermesi, süreci uzatmak istemediğinin bir işareti sayılabilir..
Erdoğan parti çevrelerinin ve milletvekillerinin görüşlerini almaya devam ediyor.. Genel olarak kanaatler Anayasa değişikliğinin yapılması ve olayların üzerine gidilmesi yönünde ama Erdoğan bu konuda susmayı tercih ediyor. Herkes de reisin bir bildiği olduğunu düşünüyor..
İddianame bu haliyle bırakın hukuki bir belge olmasını mantiki tutarlılık açısından bile tartışmalı bir metin. Bu şekilde bu dava açılabildiğine göre aynı şekilde kapatma kararı da verilebilir..
Erdoğan'ın son anda ani bir çıkışı ile gelişmeler nasıl etkilenir, sonucu ne olur kestiremiyorum.. Bildiğim bir şey varsa kaybedilen zamanın faturasının ağır olacağı, çatışmanın keskinleşeceği..
Eğer AK Parti kapatılırsa, erken bir genel seçim kaçınılmaz olacak demektir.. Bu durum Türkiye'deki ekonomik dengeleri ne yönde etkiler ve seçim sonucu ne olur, kestirmek kolay değil..
Erdoğan ani bir kararla yerel seçimleri erkene alıp bir gövde gösterisi yapma yoluna gider mi? Bu da uzak bir ihtimal değil..
Şimdi sırada 19 Mayıs var. Haziran'dan sonra tatil.. Temmuz'da askeri şûra tartışmaları başlar..
Anayasa Mahkemesi'nde Mayıs içinde hem Anayasa değişikliği konusu gündeme gelebilir, hem de kapatma davasının duruşmaları başlayabilir..
Erdoğan bir karar vermeden önce hem Anayasa değişikliği konusunda mahkemenin kararını görmek ve hem de AK Parti'nin yazılı savunması karşısında savcının esas hakkındaki mütalaasını görmek istiyor gibi sanki..
Başsavcının esas hakkında mütalaasını vermek için zamanı uzatacağını sanmıyorum..
Şimdi bu arada iki şey öne çıkıyor. Bir mediada yeni sansasyonlara, iki, ulusalcıların ve çetelerin yeni provokatif eylemlerine hazırlıklı olmamız gerekiyor..
Bu arada bol bol komplo üretilecek. Her gün yeni bir senaryo ile uyanacağız.. İlginç iddialar atılacak ortaya.. Sağda ve solda yeni arayışlar gündeme gelecek.. Media ve sermaye çevrelerine yönelik yeni operasyonlar gündeme gelebilir, yeni çeteler ortaya çıkartılabilir..
Dış politikada da kritik bir döneme giriyoruz.. Filistin topraklarının işgali sonucu İsrail'in kuruluşunun 60. yılının ardından Ortadoğu'da sürecin hızlanacağını düşünüyorum.. AB ve ABD ile ilişkilerde de sorunlar yaşanabilir.. Bu çerçevede Suriye ve İran ile ilgili sorunlar yaşanabilir..
Ekonomide ciddi bir sorun gözükmese de global marketteki dalgalanmalara karşı Türkiye daha sıcak ve hızlı tepki verebilir.. Dövizde bir sorun gözükmese de, petrol ve tahıl borsasındaki gelişmeler önemli..
Neyse ki yaza girerken tahıl tüketiminin azaldığı bir dönemde, bu dalgalanmalar daha geç hissedilebilir..
Ekonomiden çok siyasi ve askeri krizler daha çok can sıkacak gibi gözüküyor..
Şimdi gözler Erdoğan'da.. Selâm ve dua ile..
vakit
Bu yazı toplam 1288 defa okunmuştur