Abdurrahman Dilipak
Bir siz eksiktiniz
Dünyada garip olaylar oluyor. Rusya ve Kuzey Kore sanki bir savaşın eşiğine gelmişlerdi. Şimdi bir anda canciğer kuzu sarması oluverdiler. ABD, AB ile canciğer kuzu sarması idi, şimdi düşman olma noktasına geldiler.
Yarın ne olur bilinmez. ABD, Kuzey Kore ile anlaşırsa, herhalde 2 Almanya’nın birleşmesinin ardından sıra iki Kore de birleşir.
İki Yemen birleşmişti, bakarsanız onlar da yarın bölünür.. Suudi Arabistan bölünürken Körfez ülkeleri birleşebilir.
Son gelen haberlere göre İtalya, YPG/PKK›ya destek için asker gönderdi. NATO 30.000 askerin katılacağı yeni, kapsamlı bir tatbikata hazırlanıyor. Ankara Kandil’de sona yaklaştıklarını ve bölgeden hemen ayrılmayı düşünmediklerini açıkladı.
İtalyan ordusu, ABD ve Fransa güçlerinin yanında terör örgütü YPG/PKK›ya destek olmak için Suriye›nin Irak sınırındaki Deyrizor’da görev yapacakmış.
İtalya askerleri YPG/PKK işgalindeki alandan, Irak üzerinden girmiş.. ABD dışında İngiliz ve Fransızlardan sonra İtalyanlar da bölgede. Afrin’deki tünel ve kulelerin inşasında Almanların da rolü olduğunu biliyoruz. Bir İtalyanlar eksikti, onlar da geldi. Onlar da yağmadan payını almak istiyor olabilir.
İtalyanlar Fransız bölgesinden giriyor ama “Terör örgütü DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon bünyesine dahil olarak” Haseke, Deyrizor koridorundan Ömer petrol sahasındaki ABD üssüne yerleşiyor. G7’de birbirlerine girdiklerine bakmayın, yağma konusunda birlikteler..
Kuzey Kore konusuna geri dönecek olursak, bu gelişme bölgede ABD ve ABD’nin Asya’daki askeri varlığı yanında Kore, Çin, Japonya ve Filipinler’i de yakından ilgilendiriyor.
Trump, Singapur’da Kim ile masaya oturdu ya, şimdi de Trump Lobisi Trump’ı Nobel Barış Ödülüne aday gösteriyor. Bari Kim’i de aday gösterseler. Trump’a bu ödülü sakın Kudüs kararından dolayı istiyor olmasınlar!?
ABD ile Kuzey Kore ile ilgili size bazı sayısal bilgiler vereyim: ABD’nin nüfusu 324 milyon. Kuzey Kore’nin nüfusu ise sadece bir küsurat; 24 milyon. Birinin yüzölçümü 9 milyon 834 bin km², öbürü küsurat bile sayılmaz: 120 bin 540 km². ABD’nin asker sayısı 1 milyon 400 bin, K. Kore’nin 700 bin. % 50 yani. Yedek asker sayısı ABD’nin 1 milyon 100 bin, K. Kore ABD’nin dört katı; 4 milyon 500 bin. ABD’nin tank sayısı 8.848, Kuzey Kore’nin 4.200. ABD’nin savunma bütçesi 581 milyar dolar, Kuzey Kore’nin savunma bütçesi 7.5 milyar dolar.
ABD, iktisadi yoldan ya da siyasi olarak veya dünyanın her bir tarafında kurduğu üslerle, o bölgeyi doğrudan ya da dolaylı bir şekilde kontrol altına alıyor. Dünyadaki yabancı askerî üslerin % 95’ine sahip olan ABD dünyadaki üslerin dörtte üçüne sahip. 1000’e yakın askerî üste 350 bin civarında asker bulunduruyor.
ABD’nin Afrika’da üssü ve askerî bulunan ülkeler: Kenya, Cibuti, Etiyopya, Uganda, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Cezayir, Nijer, Moritanya, Çad, Nijerya, Liberya, Mali, Burkina Faso, Nijerya, Fildişi Sahili, Liberya ve Senegal’dir. Tabi ABD’nin aynı zamanda dünyanın dört bir yanında çok ciddi donanması ve denizde askeri gücü de bulunmaktadır.
Afganistan ve çevresinde 200 bine yakın, Almanya’da 50 bin civarında, bir o kadar Japonya’da, Hawaii’de ve Güney Kore’de 20.000 civarında ABD askeri görev yapıyor. ABD; Kuzey Afrika, Ortadoğu, Doğu ve Güney Asya’da 200.000’e yakın, Avrupa’da 100.000’e yakın, Asya’nın doğusu ve Pasifik bölgesinde 50.000 civarında askerî personel bulunduruyor. Aslında normal şartlarda planlanan asker sayısı 250.000 kadar. Bu birliklerin % 44’ünü Amerikan Kara Kuvvetleri, % 30’unu Hava Kuvvetleri, % 26’sını Deniz Kuvvetleri oluşturuyor.
ABD hedef ülkelerde önce terörü örgütlüyor, sonra terörü gerekçe göstererek askeri varlığına gerekçe oluşturuyor ve bölgede casusluk ağını genişletiyor. Önce mikrop saçıp sonra ilaç satmaya çalışan birine benziyor ABD bu tavrı ile. Afrika’daki gözetleme noktalarından küçük, insansız ve silahsız uçaklarla toplanan bilgiler Pentagon’a iletiliyor. Bu uçaklar her türlü sinyali topluyor, fotoğraf ve video çekebiliyor. Bu imkânlar ABD’yi Afrika’da baskın bir güç haline getiriyor. Bu gücü sayesinde ABD, Afrika’nın her yerinde dominant bir güç haline geliyor.
ABD, dünyada en fazla nükleer silaha sahip ülke. Dünyada ilk ve tek nükleer silah kullanma sabıkasına sahip ülke. Dünyada nükleer silahların yasaklanmasını isteyen de kendisi ama öte yandan ‘görev zararlarını’ en aza indirmek için yeni nükleer başlıklar geliştirmekle de övünüyor. “Nükleer silahsızlanmayı öngören NPT antlaşmasını dünya ülkelerine dayatan ABD”, elinde binlerce nükleer silah bulunduruyor. Dünyanın “nükleer silah deposu” konumundaki ABD, aynı zamanda nükleer donanmalara da sahip..
Birçok ülkeyi biyolojik ve kimyasal silaha sahip olmakla suçlayan ve uluslararası kurumlarda bu ülkelere karşı yaptırım kararları aldırtan ABD’nin, “ele verir talkını, kendi yutar salkımı hesabı” dünyanın en büyük “biyolojik” ve “kimyasal silah” üreticisi olduğunu da hatırlatmak gerek.. Bakara 44’de ne deniyordu: “Siz Kitab’ı (Tevrat’ı) okuyup durduğunuz hâlde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (Yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor musunuz?”
ABD’nin sahip olduğu kimyasal silah miktarının 30 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Hatırlayın 2003’teki Irak işgalinde ABD, ülkede kitle imha silahları olduğunu bahane ederek başlatmıştı. Ama öte yandan aynı ABD, BM’nin kimyasal ve biyolojik silah üretimini yasaklama girişimlerini engellemeye devam ediyor. Dünyaya insan hakları karnesi veren ABD’nin sabıkası oldukça kabarık. Kimyasal silah ve biyolojik silah konusunda kendi vatandaşları da dâhil olmak üzere, birçok kişi üzerinde, kendilerinin denek olarak kullanıldığından habersiz onbinlerce insan üzerinde sayısız deney gerçekleştirdiği suçlamasının muhatabı olan bir ülke ABD. İddia o ki, bu ülke 1930›ların başından itibaren bu kirli işlerin içinde. 2. Dünya Savaşı sonrasında esir alınan Nazi ve Japon uzmanların tecrübelerinden de yararlanarak soğuk savaş döneminde dünyanın en büyük biyolojik ve kimyasal deposu haline geldi.
Ee, bir patlayıcı imalatçısının barış ödülü için herhalde Trump’tan daha iyisini bulacak değiller.
Selam ve dua ile.