Mehmet GÖKTAŞ
Biz bu cumhuriyeti hiç sevemedik arkadaş!
Bugün seksen altı yıl oldu ilan edileli, fakat biz hiç sevemedik bu cumhuriyeti arkadaş!
Peki ya neyi sevdik? Padişahlığı mı sevdik, krallığı mı sevdik? Hanlığı-hakanlığı mı sevdik? Saltanatı mı sevdik? Yönetimin mutlaka babadan oğula sürüp gitmesini mi istedik?
Hayır, biz bu ülkede padişahlığın geri gelmesi için uğraşan, bunun mücadelesini veren bir gurubu, bir akımı hiç duymadık, tanımadık, bilmiyoruz.
Evet, bu ülke insanı Osmanlıyı her zaman sevdi, Osmanlıya karşı hep vefakâr oldu, hayırla yâdetti, fakat Osmanlıyı severken hiç bir zaman padişahlık yönetimi olduğu için sevmedi.
Fakat bu aziz millet büyük bir çoğunlukla Osmanlının yerine kurulan bu kara rejimi hiç sevemedi.
Cumhuriyet kelimesi ortaya çıktığı günden bu yana hiçbir zaman böylesine küçük bir azınlığı çağrıştırmamıştı. Bir kelime ancak bu kadar ters anlamda kullanılabilirdi.
Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne diktatörlüğün en şiddetlisi, saltanatın en koyusu ve karanlığı, en uzun süreni geldi hep.
Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne ilk gelen şey dipçik oldu, jandarma oldu.
Bırakınız dipçiği ve tüfeği, bu milletin kendi parasıyla alınan tankları ve uçakları bile yıllar yılı bu milletin bizzat kendisine karşı kullanıla geldi, onlara göz dağı vermek için resmi geçit yapıldı.
Bu millet, tarihi boyunca ordusunun herşeyi bırakıp tamamen kendisini hedef aldığı bir dönemi hiçbir zaman yaşamamıştı.
Bu ülkeyi işgal eden kafir batılılar gibi yaşamıyorsunuz, onlar gibi düşünmüyorsunuz, onlar gibi giyinmiyorsunuz diye kendisine savaş açıldığını görmemişti.
Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne, kapatılan ve ahır yapılan camiler,
toplatılıp yakılan Kur'an'lar, müslümanca bir hayat yaşamayı sürdürdüğü için idam edilen, zindanlara doldurulan müslümanlar gelir.
Cumhuriyet denilince, şapka giymiyorsun diye bombalanan şehirler, idam edilen sayısız insanlar ve müslüman alimler gelir.
Bütün bunlardan dolayı bu millet bu rejimi hiç benimseyemedi arkadaş!
Hiç bir resmi törenine ve kutlamasına can u gönülden katılmadı. Zavallı çocukların, öğrencilerin omuzlarına yüklendi bu yük.
Milletin kendisi uzaklardan tedirginlikle seyredip durdu.
Çünkü bütün bu törenler ve kutlamalar bu aziz milletin bizzat kendisinin hakarete uğradığı yerlerdi, bu milletin inancına, imanına ve İslamına sövüldüğü yerlerdi.
Bu millet ne zaman "Cumhuriyet elden gidiyor!" diye bir ses duyduysa, "eyvah!" demiştir.
Çünkü biliyor, bu ses dinazorların sesidir, dinazorlar mutlaka kurban istemektedir, bu sesin ardından mutlaka bir saldırı gelecektir, bir darbe gelecektir.
Onun için biz hiç sevemedik bu cumhuriyeti arkadaş!
Kürdlere gelince; hele onlar hiç mi hiç sevemediler!
Çünkü bu milletin geneli bu rejimden ne zaman bir darbe yese, Kürdler mutlaka iki darbe yiyordu.
Birincisi Müslüman oldukları için,
İkincisi de Kürd oldukları için.
Dinlerinden, dindarlıklarından başına gelenler bir yana, bu arada kimlikleri, varlıkları inkar ediliyor, bastırılıyor, yok sayılıyordu.
Kürdler, tarihinin hiçbir dönemini böylesine karanlıklar içerisinde geçirmedi.
Kısacası bu cumhuriyet rejimi Kürdlere kandan, göz yaşından ve sefaletten başka bir şey vermemiştir.
İşte buradan ilan ediyoruz ki, biz bu rejimi hiç mi hiç sevmedik arkadaş!
Allah'a imandan sonra bu bizim en büyük özelliğimizdir!
doğruhabergazetesi