Mehmet GÖKTAŞ
Boşalır mı Bir Gün İslam Ülkelerinin Zindanları?
Bir mübarek gecede camide yapılan toplu duadan sonra çıkışta imam efendinin kolundan yavaşça tuttum;
“Muhterem hocam, her zaman yaptığınız; Ya Rabbi, dualarımızı Kâbe’de yapılan dualara ilhak eyle, Arafat’ta yapılan, Müzdelife’de yapılan, Ravza’da yapılan dualara ilhak eyle” diyorsun ya, ona bir de şunu ekleseniz; Ya Rabbi, dualarımızı Suud zindanlarında yatmakta olan, Mısır zindanlarında yatmakta olan, Suriye, Bangladeş ve diğer Müslüman ülkelerin zindanlarında İslam için yatmakta olan on binlerce kardeşimizin dualarıyla birlikte bizim dualarımızı da kabul eyle!” deseniz...
İmam efendi durdu düşündü hak verdi, fakat daha sonraki dualarına baktım yine değiştirmedi, bilmem unuttu, bilmem çekindi.
Ben bu ve benzer duaları başta imamlarımız olmak üzere herkese tavsiye ediyorum.
O zindanlarda imanlarının imtihanını veren o Müslümanların takvalarına, erdemlerine ve Allah katındaki değerlerini az çok şahid olduğumuz için dualarımızın onlarınkine katılmasını Rabbimizden her zaman istemişizdir.
Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği Hukuk Reformu dolayısıyla aklıma ilk gelen şey haksız yere zindanlarda yatan Müslümanlar oldu. Daha sonra da İslam ülkelerinin zindanlarında İslam davası için yatmakta olan on binlerce Müslümanı düşündüm.
Boşalır mı dersiniz bir gün? Kim ve nasıl boşaltır? Var mı onları çıkartacak bir güç, bir kuvvet?
Halkı Müslüman ülkelerin despot yöneticilerinin elinden kim kurtarabilir onları?
“Derhal bırakıver o zindandakileri, yoksa bedeli ağır olur!” diyebilecek bir güç çıkar mı dersiniz ortaya?
Öyle ya, bazılarını zindanda tutmanın bir bedeli vardır, yaptırımları vardır, ABD ve Avrupa’nın ödeteceği bir bedel.
İlla ki bu bedel bir savaş olmayabilir, kara liste olabilir, ticari ambargo olabilir, yatırım durdurma olabilir.
Gel gör ki bu tehditler Mursi ve arkadaşları için değildir, Suud zindanlarını dolduranlar için değildir, Bangladeş’te idam edilenler için değildir. Despotlar korkmasın, bunlardan dolayı bir bedel ödemezler.
Mesela Türkiye için Osman Kavala’yı, Ahmet Altan’ı ve o cenahtan bir takım gazetecileri içerde tutmanın bir bedeli vardır . Fakat İslami düşüncesinden dolayı yatanlar için ne Türkiye ve ne de halkı Müslüman olan diğer yönetimlerin ödeyeceği hiç bir bedel yoktur.
Erken yaşta evlendikleri için evlerinden alınarak, eşlerinden ve çocuklarından koparılarak zindana atılan binlerce kişi için de Türkiye’nin bir bedel ödemesi gerekmez, müsterih olsun.