Hakan Albayrak
Böyle bir ortamda nasıl doğsun hakikat güneşi?
Karar’ın 7 Ağustos tarihli manşeti: NE GEREKİYORSA YAPALIM ARTIK Mustafa Karaalioğlu’nun 9 Ağustos tarihli Karar’daki yazısının başlığı: BARİA-İ HAKİKAT, MÜSADEME-İ EFKARDAN DOĞAR (Hakikat güneşi, fikirlerin çatışmasından doğar) Budur kardeşim. Hepsi bu işte. *** Türk lirasının muazzam değer kaybı ve genel olarak iktisadî buhran alametleri; bunların iç ve dış politik sebepleri, etkileri, mevcut ve muhtemel neticeleri; bunlarla baş etmek ve vaziyeti düzeltmek için ne yapmak gerektiği hakkında birbirinden kıymetli fikirlerini yarıştırabilecek ehliyet ve liyakat timsali iktisatçılarımız, siyasetçilerimiz, uluslararası ilişkiler uzmanlarımız var; bunların tahlil ve tavsiyeleri havada uçuşmalı, hükümet o tahlil ve tavsiyeleri havada kapıp kapıp değerlendirmeye almalıydı. Niye Beştepe’de bir kriz masasında toplanıp enine boyuna ve ille de özgürce konuşturulmaz, tartıştırılmaz bunlar? ‘Beriki bize sadık, öteki yolunu şaşırdı’ diye ayırmadan, hiç kimseye mim koymadan! “Müsademe” diyoruz, çatışmadan bahsediyoruz… Çatır çatır tartışılacak ki hakikat güneşi doğabilsin. Ahbap çavuş ilişkisiyle olacak şey değil ki bu. *** Bırakın Beştepe’yi, medyada bile sunulmuyor “baria-i hakikat”in önünü açacak o ortam. Bir tarafta Türkiye batsa “çıkıyor” demeye şartlanmış bir medya, öbür tarafta Türkiye çıksa “batıyor” demeye şartlanmış bir medya… İkisinin arasındaki çatışma fikir çatışması değil siyasi pozisyon çatışması… Ve ikisinde de aykırı fikirlere ancak muvazaa şartıyla yer veriliyor… Tartışma kültürü bundan ibaretken nasıl doğsun hakikat güneşi? Yapmayın efendiler, etmeyin efendiler, yazıktır millete. Başka ne diyeyim, bilemedim ki. Karar gazete