Hasan Karakaya
Cinayete ortak olmak istemeyen, CNN Türk’ü boykot etsin!
Geçen haftanın en önemli olayı, şüphesiz ki; önceki gün Ağrı’nın Diyadinilçesinde meydana gelen “silahlı saldırı” idi...
“Bahar Şenliği” adı altında halkı meydanda toplayan PKK’lı teröristler, onlara “HDP’li adaylara oy vermeleri” konusunda baskı yapmışlar, “Aksi halde, başınıza geleceklere hazır olun!” demişler!.. Açık açık da, “PKK’nın propagandası”nı yapmışlar!..
İşte o anda, “askerin müdahalesi” gelmiş... Asker, “PKK propagandası”yapılmasına izin vermemiş...
Vayy sen misin izin vemeyen?!?..
Güya “Bahar Şenliği”ne gelen PKK’lı teröristler; hemen “mikrofon”u bırakıp, “uzun namlulu silahlar”ına sarılıp, başlamışlar “asker”leri taramaya!..
“Biri ağır, 5 asker yaralı!”
Aralarında bir “üsteğmen”in de bulunduğu 5 yaralı, ilk tedavilerinin ardından Ankara GATA’ya getirilmişler!..
Çatışma uzun süre devam etmiş!..
Ve tabiî;
“Teröristlerden 5’i öldürülmüş!”
OKYANUS MEDYASI GÖRMEDİ
Önceki gün, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde meydana gelen bu olay, dünküAkit’te; “HDP ateşle oynuyor” başlığı ile “manşet”ten verildi...
Diğer “duyarlı gazeteler” de şu başlıkları kullandılar:
“Ağrı’da PKK ateşi”
“Ağrı’da çatışma”
“Kurşunun hedefi Leyla Zana ve çözüm”
“HDP için oy isteyip, askere saldırdılar”
“Sandığa sabotaj”
“Barışa kurşun sıktılar.”
İlginç olan şuydu:
Duyarlı gazeteler “HDP’nin ateşle oynadığını” ya da “Çözüm Süreci ve sandığa sabotaj düzenlendiğini” manşetlerine çıkarırlarken; “Paralelci gazeteler” ve “Paralel’in kucağında” yayın yapan gazeteler, “5 askerin yaralandığı PKK saldırısı”nı ya hiç görmediler, ya da “ufacık” verdiler!..
Acaba niye?..
Biz, çok iyi biliyoruz ki;
“Okyanus medyası” içinde bir “PKK lobisi” vardır ve onlar “PKK aleyhine olabilecek” hiçbir olayı vermezler, görmezden gelirler!..
Çünkü, “PKK aleyhindeki” her haber, aynı zamanda HDP’yi de zor durumda bırakır, “barajı aşması”nı zorlaştırır!..
Oysa, Okyanus medyası; “HDP’nin barajı aşması” için öyle “güzelleme”ler yapıyor ki, “Selahattin Demirtaş’ı cilalamaktan, adamın derisini incelttiler!”
Amaçları şu:
“HDP barajı aşsın, AK Parti’nin oyları düşsün!.. AK Parti, 330’un altında kalsın ki; Yeni Türkiye söylemleri ve Başkanlık sistemi rafa kalksın!”
Bu amaca ulaşabilmek için;
“Gönüllü olarak, teröre yardım ve yataklık” etmekten bile çekinmiyorlar!..
BU ADAYLARLA MI BARIŞ?
Meselâ; “Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı katleden DHKP-C’li teröristlerin atası” olan eski Dev-Yol ve Dev-Sol militanları Mahmut Memduh Uyan, Abdullah Bülent Uluer ve Mustafa Yalçıner gibi “eli kanlı militan”ların“HDP’den aday” yapılmalarını görmezden geliyorlar, ya da onları “halk devrimcileri” diye pohpohluyorlar!..
Ama, hiç; “HDP, bu adaylarla mı barış getirecek?” diye sormuyorlar!..
“Dindar bir ailenin çocuğu” olarak pazarlamaya çalıştıkları HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Ankara ve Eskişehir listelerinde, bu milletin “sapık” diye nitelendirdiği “homoseksüel, travesti ve lezbiyenleri aday göstermesini” de görmezden geliyorlar!..
Çünkü onların gündeminde ne “terörist”ler var, ne de “sapık”lar!..
Varsa, yoksa;
“HDP barajı aşsın!”
Barajı aşsın ki;
“AK Parti’nin oyları düşsün!”
Bütün dertleri bu!..
TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK!
Malûm, “Okyanus medyası” içindeki “PKK lobisi”, daha doğrusu “terör lobisi”, hayli etkin durumda!..
O kadar etkinler ki;
Bir “Anadolu Çocuğu” olan ama gözlerini “para hırsı” bürüyen Aydın Doğan gibi bir adamın televizyon ve gazetelerinde bile; hem de “Aydın Doğan’a rağmen, teröre yardım ve yataklık” ettiler!..
“Hükümet’e darbe amaçlı kirli 17-25 Aralık Operasyonları”nda “Paralel’le aynı çizgide” yayınlar yapan ve “kaos” peşinde koşan Aydın Doğan medyasının “kalemşör”leri ve “lafşör”leri; 31 Mart günü Çağlayan Adliyesi’ni basıp, “Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden, sonra da İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasına kurşun yağdıran DHKP-C’li teröristler”e bile “terörist” diyemediler!..
Dahası, “Doğan Yayın İlkeleri”ni bile paspas gibi çiğneyerek, “Şehit Savcı’nın teröristler tarafından rehin alındığı anın fotoğrafı”nı yayınladılar ve böylece “terörün propagandası”nı yaptılar!..
Aydın Doğan; gazetelerinde ve televizyonlarında, istediği kadar “devletin yanında” olduğuna ve “terörü kınadığı”na dair açıklamalar yayınlatsın, bu millet; Mirgün Cabas’ların, Melis Alphan’ların, Nevşin Mengü ve Şirin Payzın’ların attıkları “twit”leri, ya da yaptıkları “konuşma”ları unutmayacaktır!..
Yaptıkları, resmen ve alenen; “terör propagandası”dır, “teröre yardım ve yataklık”tır!..
Ki; bunu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, 9 Nisan Perşembe günü yüksek sesle dile getirdi ve dedi ki;
“Açık söylüyorum: Teröriste terörist diyemeyen, terörün ortağıdır!.. Kimi CHP ve HDP milletvekillerine bakıyorsunuz; teröriste terörist demedikleri gibi, güvenlik güçlerini devlet terörü ile suçluyorlar...
Mağdurun değil, teröristlerin yanında yer alan basın-yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum... Sayfalarını ve ekranlarını, sonuna kadar teröristlerin propagandalarına açan bu kuruluşlar, savcımızın şehit edilmesine ortak olmuşlardır!”
MİRGÜN CABAS OLAYI!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yüksek sesle dillendirdiği bu eleştiri medyada tartışılmaya başlanmıştı ki; 7 Nisan Salı akşamı, “Aydın Doğan’ın kanalı CNN Türk”te, gündeme bomba gibi düşen bir olay yaşandı...
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edildiği gün; “Bu eylem nasıl biterse bitsin, çıkarılacak tek ders var: Çocukları vurmayın, anneleri yuhalatmayın” şeklinde bir “twit” atan, sonra da “özür” dileyip, “2 gün izne ayrıldığını” açıklayan Mirgün Cabas, Salı günü çıktığı “CNN Türk ekranı”nda; “kimyasının bozulduğunu” öyle bir gösterdi ki, bütün “öfke, hınç ve kin”ini, adeta Savcı Sayan’dan çıkartmak istedi!..
AK Parti İzmir 2. Bölge 7. Sıra adayı Savcı Sayan’ı programına “davet”etmiş!.. Ama, “soru”lara öyle bir başladı ki; Savcı Sayan’ı sanki“konuşturmak” için değil, “dövmek, hırpalamak ve itibarsızlaştırmak” için çağırmış!..
Savcı Sayan da, attığı “twit”i hatırlatınca; Mirgün Cabas adeta çıldırdı, gözleri yuvalarından fırlayacak gibi saldırıya başladı!..
Ama dövemedi!..
Hırpalayamadı!..
Sonunda; “Amerikan CNN spikeri Christin Amanpour’un, Gezi’de İbrahim Kalın’a yaptığını” yaptı ve Savcı Sayan’ın önce “sesini kesti”, sonra da“yayından aldı!”
Anlayacağınız;
Amerikan CNN’inde Amanpour,
Türk CNN’inde Mirgün Cabas!..
Zihniyetleri aynı, yaptıkları aynı!..
Malum CNN Türk’te, Şirin Payzın, aynı tavrı Orhan Miroğlu’na sergilemişti...
KİM BU MİRGÜN CABAS?
Star’dan Ahmed Hamdi Çamlı, önceki günkü yazısında Mirgün Cabas’ı“tasvir” ederken; “CHP yapımı Eski Türkiye’nin tükenmeye yüz tutmuş neslinden Mirgün Cabas” diye başlamış yazısına ve şöyle devam etmiş:
l “Uyuşturucu bağımlısının, maddesiz kalınca girdiği kriz gibi, devlet bağımlısı bu grubun, imtiyazları kesilince yaşadığı krizlerin dışavurumuydu Mirgün’ünki.”
l “Cıvataları gevşemiş bir boynun üzerinde taşıdığı, rengi benzi atmış sarı kelledeki gözler fal taşı gibi açılmış spiker Mirgün’ün.”
l “Anlaşıldığı kadarıyla genç yaşına rağmen yaşadığı iktidarsızlık çenesine vurmuş.”
l “Amerikan vatandaşı olabilsin diye ABD’de çocuk doğurtan ulusçu (!) Mirgün, aklı sıra televizyonda Savcı Sayan üzerinden Anadolu çocuklarını nasıl hırpalarım’ı programlamış.”
Mirgün Cabas’ın; “genç yaşına rağmen iktidarsızlık” yaşaması ya da“Amerikan vatandaşı olabilsin diye ABD’de çocuk doğurtması” olayları, elbette onun “özel yaşam”ını ilgilendirir ve bunlar bizim ilgi alanımıza girmez!..
Ne var ki;
“Donkişot”luğa soyunanlar, bunların “deşifre” edileceğini de bilmelidir!..
Birine “ayar vermeye” kalkarsan, “sen kaç ayarsın”, ona bakacaksın arkadaş!..
CNN TÜRK’E BOYKOT!
CNN Türk’te yaşanan bu olay, “hayırlı bir kampanya” açılmasına da vesile oldu...
7 Nisan akşamı, olayı sıcağı sıcağına değerlendirdiğimiz Ülke TV’de,Turgay Güler’in “Sıra dışı” programında özetle dedik ki;
“Bu olay, bütün AK Partili belediye başkanlarına, il-ilçe teşkilatı başkanlarına, milletvekili ve bakanlara ders olsun!.. Eğer dayak yemek, hırpalanmak, aşağılanmak ve itibarsızlaştırılmak istemiyorsanız, bundan böyle CNN Türk’e, hele hele Mirgün Cabas ve onun dişi versiyonu Şirin Payzın’ın programlarına çıkmayın!..”
Bu çağrımız geniş yankı buldu...
Çeşitli programlara konuk olan “gazeteci” arkadaşlarımız, bizimle aynı görüşü paylaştılar ve hatta daha ileri gidip; “Gazeteciler de CNN Türk’ü boykot etsin” çağrısında bulundular...
Bu “şuurlu tavrı” sergileyenlerden biri de Hilal Kaplan’dı... 9 Nisan Çarşamba akşamı A Haber ekranlarında çağrıda bulunan Hilal Kaplan dedi ki;
“Cabas, Savcı Sayan’a büyük büyük kelimeler etmiş.. ‘Makbul değilsin, saygısızca konuşuyorsun, terbiyesizce konuşuyorsun, ayıp ediyorsun’ifadelerini kullanmış... (...) Neredeyse, o teröristler adına topluma parmak salladı. (...) AK Partililerin bu tavrı ortaya koyması lazım... Ben geçen hafta söyledim, Doğan Medyası’na çıkmıyorum. Özellikle bu adam orada çalışmaya devam ettikçe.”
Gördüğünüz gibi;
Hilal Kaplan, son derece “yürekli bir tavır” sergilemiş... Bu tavır, Hilal Kaplan’la sınırlı kalmamalı, bu ülkeyi seven bütün gazeteciler aynı tavrı sergilemeli ve “Mirgün Cabas’la, onun dişi versiyonları CNN Türk’te oldukları sürece, Aydın Doğan ekranlarına çıkmamalı”dır!..
Özellikle de, “AK Partili”ler!..
Ne yani, başka televizyon mu yok?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Terörist propagandası yapmak... Teröristlerin yanında yer almak ve cinayete ortak olmakla” suçladığı ekranlara çıkmak; ne “AK Partili”lere, ne de “Yeni Türkiye’nin gazetecileri”ne hiçbir prim getirmez!..
Sonuç itibariyle;
Mirgün Cabas ve Şirin Payzın o ekranlarda olduğu sürece, bu kanal“boykot” edilmelidir!..
Ki, “millete saygı”yı öğrensinler!..
Selâm ve saygılarımızla...
yeniakit