Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Çocuklarımız Bizimdir,Asla Rejimin ve Devletin Değildir!

Yeryüzündeki bütün dikta rejimlerinin ortak bir özelliği vardır; Eğitimi bahane ederek çocukların üzerine çullanmak, hâkimiyetini ispat etmek ve sürdürmek.
Çünkü firavunlar, martavallarını çocuklardan başkasına kolay kolay dinletemezler, büyüklere yutturamazlar.

İnsanların üzerinde rablığa kalkışan rejimler, kendilerine en ucuz, en zahmetsiz kul olarak çocukları seçerler.

İlahlığa yeltenenler, ilahlıklarını çocuklar üzerinde ispatlamak isterler, çünkü bu onlar için en kolay yoldur.

Okullar dolusu zavallı ve masum yavrular, firavunların nutuk çektiği meydanları dolduran ve onları uslu uslu dinleyen, güzergâhlarını hazır kıta dolduruveren beleş kalabalıklardır. Hesap soramayan, sorgulayamayan, kandırılması, memnun edilmesi çok kolaydır.

Kuruluşundan bu güne kadar Türkiye Cumhuriyeti rejiminin yaptığı da aynen budur: Kendisini çocuklar üzerinden kabullendirmek.

Artık her şey geçmişte kalmıştır, Allah"ın izniyle bu hep böyle sürüp gitmeyecektir!

Bugün Müslümanlar olarak şunu açık ve net bir şekilde bildiriyoruz ki, çocuklarımız bizimdir, asla devletin değildir. Hele hele asla rejimin değildir.

Çocuklar annelerinin babalarınındır!

Vergilerimizle yaptığımız o okullara, maaşlarını verdiğimiz o öğretmenlere niçin gönderiyoruz çocuklarımızı biliyor musunuz?

İki kere ikinin kaç ettiğini öğretsinler diye gönderiyoruz.

Toplamayı, çarpmayı, çıkarmayı, bölmeyi ve diğer işlemleri öğretsinler diye gönderiyoruz

Suyun kaç derecede donduğunu, kaç derecede kaynadığını, kaç derecede buharlaştığını öğretsinler diye gönderiyoruz.

Tarihi, coğrafyayı, fiziği, kimyayı öğretsinler diye gönderiyoruz.

Yoksa, çocuklarımızı devlete, rejime kul yapmanız için göndermiyoruz.

Kimi sevmelerini, kime tapmalarını öğretmeniz için göndermiyoruz

Çocuklarımızın kimi seveceğine, kime tapacağına ancak ve ancak babaları anneleri olarak bizler karar veririz.

Kimi kendilerine örnek almaları gerektiğine ancak ve ancak biz karar veririz. Belirli bir yaşa geldiklerinde de kendiler karar verirler.

Özellikle nasıl bir hayat tarzı yaşayacaklarına, nasıl giyineceklerine kesinlikle biz karar veririz. Daha sonra da büyüdüklerinde kendileri karar verir

Kızlarımızın hangi yaşta nasıl giyineceklerine bizler karar veririz. Kim ne karışır buna?

Bir yaşından itibaren kızlarımızın başını örtebiliriz, tesettüre büründürebiliriz.

Söyleyin, kim ne karışır buna?

Hem siz kendi yaşam tarzınızı kızlarınıza akil baliğ olduktan sonra mı veriyorsunuz? Bale yapmayı, dans etmeyi, şarkı söylemeyi ve özellikle sizin kimliğinize uygun giyinme tarzını çocuklarınıza akıl baliğ olunca mı veriyorsunuz?

Akil baliğ oluncaya kadar size benzemek zorunda mı kızlarımız, çocuklarımız?

Bu inançla kız çocuklarının okula başörtülü girmesi için uğraşan velileri jurnallemiş Cihan haber ajansı. "Bu işi planlı olarak Mustazaflar yapıyor, tam da üniversitelerde çözülecekken bunun bir provokasyon olduğunu" söylemiş, Haber7 de her zaman olduğu gibi mağribi gibi üzerine atlamış, alıp yayınlamış.

Önce şunu soralım:

Siz bugüne kadar üniversitelerde verilen başörtüsü mücadelesini hiç desteklediniz mi ki? Elinizde bunca gazete ve ekran bulunmasına rağmen yüzlerce haftadır sürdürülen eylemlerden, dev mitinglerden hangisini verdiniz söyleyin? Bırakın bu mücadeleye destek vermeyi, "Eyleme katılanlar, çarşafa bürünmüş erkeklerdir" diye saldırmadınız mı, jurnallemediniz mi?

Her şeyden önce, söyleyin, sizin başörtüsü diye bir sorununuz oldu mu ki?

"Açılın ve girin, olmazsa peruk takın" denildi ve siz de açıldınız vesselam.

Size göre sadece başörtüsü eylemleri değil, söyleyin Müslümanların hangi eylemleri provokasyon değil ki?

 

doğruhaber

Bu yazı toplam 3890 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar