Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

Darbeleri bitiren bir halk kahramanlığının adı: ‘15 Temmuz’

İkinci yıldönümünü idrak etmekte olduğumuz ve Müslüman halkımızın gerçekten de kahramanca direnişiyle kırılan Darbe Hıyaneti konusu bugünlerde daha bir yoğunluklu olarak konuşuluyor. Ülkemiz neredeyse her 10 yılda bir hükûmet darbesi yaşamak açısından dünyanın sayılı darbe-zede ülkelerinden birisidir. Ama, 15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nin bastırılmasındaki yüksek sosyal idrakin inşaallah, bu darbe geleneğini bitiren bir hayırlı sonuç vermesi umulur. *** O geceyi hâfızamda yeniden canlandırıyorum. Ankara’dan kızım heyecan içinde telefon edip, ‘Baba, Türkiye bir savaşa mı girdi? Meclis bombardıman ediliyor.. Korkunç patlamalar!’ gibi bir şeyler söyleyince.. Hemen TV ekranlarına bakmıştım, ama henüz bir şey yoktu. İnternet sitelerine baktığımda ise, ‘Boğaz köprülerinin, havaalanlarının askerlerce kapatıldığı’ bildiriliyordu. Biraz sonra da, TRT’den bir hanıma zorla okutulduğu anlaşılan bildiride, ‘ülke yönetimine ordu tarafından el konulduğu, Sıkıyönetim ilan edildiği, sokağa çıkma yasağı olduğu’ vs. açıklanıyordu. *** Tayyib Erdoğan’ın âkıbeti ise bilinmiyordu. Ama, ne zaman ki, Erdoğan canlı olarak tv ekranlarından gözüktü ve halkı, direnmeye çağırdı, direnişin sembolü, ezân ve salâlardı. ‘Artık, halk daha bir tutulamaz güce dönüşüyor; minarelerden yükselen ezan salâlar ile savaş uçaklarının bombardıman sesleri birbirine karışıyor ve bu durum halkı korkutmak yerine, tanklara ve diğer askerî silâh ve unsurlara karşı direnmekte daha bir kararlı hale getiriyor, o çılgınca silah kullanmasına inad, silahsız halk kitlelerinden yüzlercesi de ‘Allah’u Ekber!’ diyerek toprağa düşüyor, şehadete koşuyorlardı. Halkın Tayyib Erdoğan’a yıllardır yaptığı, ‘Dik dur, eğilme!’ çağrısının bizzat kitleleri de eğittiği görülüyordu. *** Bu arada unutmamak gerekir ki, NATO üyesi olması hasebiyle, Türkiye’de, ordunun herhangi bir kanun ve kural dışı hareketi USA emperyalizminin bilgi ve ilgisi dışında gerçekleştirilemez.. Nitekim daha o ilk saatlerde bile, USA emperyalizminin BM’deki baştemsilcisi (ve şimdi Amerikan Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Başdanışmanı) olan John Bolton, ‘Erdoğan’ın devrildiği haberleri gerçekleşirse, onun için gözyaşı dökmeyeceğim. Çünkü o, laik Türkiye’yi İslam devletine dönüştürmek istiyordu..’ diyordu. Bu vesileyle, Amerikan dış siyasetinin etkin yayın organlarından Foreign Policy’de, 18 Haziran 2016 günü yer alan bir makalede, G. W. Bush’un Başkanlık döneminde ‘ulusal güvenlik danışmanı’ olan John Hannah’ın, ‘ABD, AB, Ortadoğu ve hattâ Türkiye için artık tehlikeli olmaya başlayan Erdoğan’la bir hesablaşmanın er ya da geç bir gün ve mutlaka yaşanacağını’ yazdığını da hatırlamalıyız. Ama, bu konudaki en büyük engellerden birisi olarak, ‘Onun hâlâ da büyük bir halk desteğine sahip olması’ gösteriliyordu. Bütün bunlar olurken, darbecilere, içerde, halk tabanı olduklarını güveni veren ve dışarda da USA emperyalizmine uşakça bir akıl hocalığı yapan Pennsylvania Şeyhi ve bağlıları da çılgınca dua seanslarını büyük ümidlerle sürdürüyorlardı. Amma, Müslüman halkın kararlı direnişi bütün bu şeytanî çarkları darmadağın ediyordu. *** Darbeyi ap-açık bir sevinçle karşılayan emperyalist dünyanın ve onların tarafında yer alanların, darbe kırılınca, ‘halkın seçtiği hükûmeti destekliyoruz..’ şeklinde açıklamalar yapması ise, gücetaparların bilinen reflekslerindendi. *** Evet, 15 Temmuz’da kurulan, ‘Liderini bulan bir halk’ ve ‘halkını bulan bir lider..’ denklemi, hele de son 200 yılı aşan tarihimizi dolduran askerî darbeler geleneğini bitirmiş ve yeni darbe hıyanetlerinin önü de kesilmiştir, inşaallah.. Stargazete

Bu yazı toplam 660 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar