Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Derin gündem

CHP'lilerin özür dilemesini beklemeyin..

Neyin, ne zaman, nasıl dileyecekler özrünü.

Kılıçdaroğlu hâlâ Menemenlerde dolaşıyor..

Muğlalının avukatlığını yapıyor. Ergenekonun avukatlığını yapıyor..
 
AK Parti özür de dilesin, ihraç da etsin üyesini, ama CHP'liler sussun yeter..

Daha doğrusu bundan sonra hata yapmamaya özen göstersin o bile yeter..

Şeyh Said'in mi hesabını soracaksınız, Dersim'in mi?

İstiklal Mahkemelerinin mi hesabını soracaksınız..

Eğer CHP özür dileyecek olursa, her sabah başka bir olay için özür dileyecek olsa Kılıçdaroğlu'nun özür dilemeye ömrü yetmez ya hu!

Menemen için özür dilemiyor, müdafasını yapıyor..

Cumhuriyeti savunuyor görüntüsü altında çeteleri siyaset mafiasını, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaseti korumaları altına alıyorlar aslında..

Baksanıza Başbakanı bile dinlemişler.

Başbakan da derin devletin varlığını sürdürdüğünü söyledi..

Adalet Bakanı Ergin de dinlendiğini açıkladı..
 
Dinleyenler bir yandan da "Amiral gemisi"nden aba altında sopa gösteriyorlar..
 
Sarhoş olanlar ise açık açık söylüyorlar..

Sanatçılar Girişimi'nin önceki gün İstanbul'da düzenlediği gecede, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşma sırasının öne çekilmesine sinirlenerek, "Benim de işim var, belki bir karı buldum gidip (Özür diliyerek)".""" diyerek tepki gösteren Levent Kırca, Kayseri'de de olay yaratacak açıklamalarda bulundu.

Erciyes Üniversitesi'nde konuşan Kırca, Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu için, "Buradan gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum. Onlar vatan hainidir.

(")

Türkiye Cumhuriyeti tehdit altındayken, Atatürk'ün aşağılandığı, aydın, gazeteci ve yazarların sırf cumhuriyetçi oldukları için hapiste oldukları dönemde, ben şahsen bir aydın olarak bunlarla ilgileniyorum.

O yüzden mevzudan haberim yok. Söylediğin adam kim bilmiyorum. O yüzden yorum yapamayacağım."

Öğrencilerin ODTÜ'deki eylemle ilgili sorusunu da cevaplayan Kırca, "ODTÜ'deki isyan çok güzel oldu.
 
Başbakan'a bayılmıyorum, kendisinden hazzetmiyorum.

Bugün Türkiye'nin başına gelen olayların sorumlularından biri olarak görüyorum.

Günü geldiğinde hesap vereceğine inanıyorum.

ODTÜ'deki çaba diğer üniversitelere de örnek olsun" diye konuştu.

Türkiye'de gazete ve televizyonların olduğu gibi hukukun da ele geçirildiğini öne süren Kırca, konuşmasını şöyle noktaladı: "Hitler, Moskova kapılarında telef oldu. Napolyon nasıl geberdiyse sonuç bellidir.

Merak etmeyin.

Cumhuriyetimize bir şey olmaz.

Yeter ki korkmayalım, yeter ki dürüst olalım.

Benim için ne şöhret, ne para önemli.

Zaten Erdoğan para kaynaklarımı kesmiştir.

TV'ye çıkmam yasaklanmıştır.

Ancak hapse de girsem, ölsem de önemli değil.

Doğruları korkmadan söylemeye devam edeceğim."

Çok açık ve net konuşuyor Kırca..

İsyandan, intikamdan söz ediyor..

Şecaat arz edeyim derken, söyleyeceğini söylüyor.

CHP'lilerin, Ergenekoncuların, ulusalcıların böyle dostları varken, onların işi zor! Geçen gün "kontrgerilla.com'dan Abdullah Harun'un ilginç bir makalesi vardı..

Türkiye'de ve Almanya'da kontrgerilla'nın hâlâ canlı olduğunu söylüyordu ve Mahmut Övür'ün de kaleme aldığı bir iddiayı derinlemesine analiz ediyordu..

Yoksa Derin devletin dış uzantıları, Ergenekon kaçaklarını himayeleri altına mı almıştı.

Bir ucu Almanya'ya, öteki ucu İngiltere'ye uzanan bu derin bağların arkasında Amerika mı var!

Mesela Almanya'daki neo nazi yapılanması aslında bu derin çetenin işi mi ve bunlar Türkiye'deki operasyonlarda da kullanıldı mı?

Bu arada kontrgerilla.com sitesi yenilendi ve ihbar hattı da çalışmaya başladı ve çok ilginç mesajların yer aldığı sitenin editörünün Paradoks yayınlarından "Ordu Suikast Düzenler mi?" adında bir kitabı çıktı.

Arınç suikastı ve Özel Harp Dairesinin konu edildiği kitap üstü örtülmeye çalışılan bir gerçeğin üzerindeki külleri üflemeye çalışıyor..

19 Aralık 2009'dan bu yana 4 yıldır haber alınamayan derin bir operasyon yeniden gündeme getiriliyor.. Peki gerçekler böyle iken biz ne yapalım?

Herhalde dağa çıkacak halimiz yok, düz ovada siyaset yapmak varken..

Ama birileri birilerinin dağa çıkması için ne lazımsa yapmış.

Bu da derin bir plan. Tıpkı aynı ülkenin çocuklarını birbirine düşürüp, onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet ürettikleri gibi.
 
Hatırlarsanız, geçtiğimiz günlerde bir CHP'li, başörtülülere hakaret etmişti.

Gazeteci - yazar Sevda Türküsev, başörtülülere 'Nankör köpek' diyen CHP Tekirdağ Gençlik Kolları Başkanı Önay Taşdelen'e tepki göstermiş ve Taşdelen'e evine bir köpek alıp insani duyguları öğrenmesini tavsiye etmişti.

Türküsev, daha da ileri giderek, "Ben böyle bir CHP'li olacağıma sokak köpeği olurum daha iyi" demişti.

AK Parti'nin Pavey konusundaki hassasiyetini CHP'liler başörtülüler konusunda çok geç gösterdi..

CHP bu! CHP, yapsa yapsa bir sonraki seçimde Alman istihbaratının sağladığı sahte pasaportla dolaşan Bedrettin Dalan, İngiltere'de yaşayan Turhan Çömez ve Orgeneral Mustafa Bakıcı'yı milletvekili adayı yapar..

Hani yakışır da.

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1379 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar