Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dijital liderlik

Geçen hafta gazete tirajları dibe vurdu denebilir. Bir gazete yayın hayatına veda ederken, en çok satan gazete 200.000 barajının altına düştü. Tv’lerin izleyicisi de erimeye devam ediyor. İnandırıcılık tirajdan da kötü. Meslek kuruluşları ise başka dünyalarda dolaşıyorlar. 100-200.000 arası 8 gazete var. Toplam tirajı 1 milyon 100 bin. O da resmi tiraj. Gerçeği çok daha düşük. Toplamı 1.6 milyonun altında. 110 bini 2 spor gazetesinin toplam tirajı. Son olarak Yurt gazetesi de matbu yayına veda etti. Ve bugün artık hiçbir gazetenin tirajı 200.000’in üstünde değil. Birkaç yıl önce tek bir gazetenin tirajı bugünkü 19 ulusal gazetenin tiraj toplamından fazlaydı. 19. gazete Aydınlık’ın tirajı sadece 2.054. Yazılı basın ölüyor. İnternet mediası yükseliyor. Gazete, dergi, radyo, Tv hepsi sanal ortama göç ediyor. Sanal media şu hali ile kirli sularla beslenen, sinek toplayan bataklığa benziyor. Ve bataklığın derin bölgelerinde gözalıcı renkleri ile bataklık gülleri, dışarıdan bakanları kendine çağırıyor. Bataklık gülleri oltaya takılan yem gibidir. Keşke Medya Derneği asıl bu konuda bir açıklama yapsaydı.

Sanal Media’da kim ne kazanırsa kazansın, arkada sistemi yönetenler “ananız dert yesin, yarım yarım dört yesin” hesabı en büyük payı almalarının yanında, hem istihbarat toplarlar ve hem de toplumların satın almaları ve her türlü tercih ve yönelimlerini yönlendirirler.

Bu alemde herkesin sayısal bir IP’si ve sizin sistem dışına itilmeniz için tek tık yeter! Sistem dışı kalmak, hayatın dışına itilmek demektir. Sistem içi kalanlar ise atomize edilmiş “birey”lerden oluşan kalabalıklardır. İzole, yalıtılmış, dönüştürülebilen, bağımlı, kimliksiz bir topluluktan söz ediyoruz!

Sistem, “Agnostik” bir toplulukta neye inanacağını şaşırmış bireylere yol gösterecek bir “dijital liderlik” için şimdiden bu işin zeminini oluşturmak üzere harekete geçmiş gözüküyor.

Bundan sonra “Artırılmış gerçeklik”le gerçek nedir sorusuna cevap bulmak çok kolay olmayacak. Media bundan sonra toplum mühendisliği için büyük bir ihtimalle  bir illüzyon aracı olarak kullanılacaktır. Geçiş döneminde, kimin neye inanması gerekiyorsa bunun için siber gurular, dijital alemde bireylere ve topluluklara “dijital rehberlik” yapacaklar. Zaten en büyük rehber, RPT3 olacak. O bir şey söylüyorsa, kim ona karşı bir şey söyleyebilir ki! O bütün bilgi birikiminin ötesinde, eğilim ve yönelimleri, değişimin yönünü, insanların aklından geçenleri, yeri göğü kaplayan sensörlerle çevrede olan her şeyi, monitörlerle her olayı izleyen bir akıldan söz ediyoruz.

Mesela şimdi ilk yapmaya çalıştıkları işlerden biri “koronavirüs krizinin toplumsal ve ekonomik etkilerinden kurtulmayı destekleyecek ve gelecekteki krizlere karşı dayanıklılığı güçlendirmek” olacak. Bu konuda, sistemin egemenlerinin söylemlerinin aksine konuşanların sesi kısılacak ve iddialar anında sistemden silinecek ve o iddialara karşı veriler anında servis edilecek.

Mesela Facebook ve WhatsAppKoronavirüs ile ilgili “Yanlış Bilgilerle Mücadele Eden Doğruluk Kontrolü Kuruluşları”na 2 milyon dolar yardımda bulunuyor. Hani şu bir anda tüm dünyada ortaya çıkan, haberlerin doğruluğunu test edip kamuoyunu bilgilendiren ajanslar var ya, onlardan söz ediyorum.. Sadece WhatsApp ya da Facebook değil diğerleri de kesenin ağzını açmış durumdalar. Tabii “doğru bilgi” onların çıkarlarını koruyan bilgidir. Batılı değerleri, tercih ve yönelimleri eleştirmeyeceksiniz. Yoksa cısss! Bu işler öyle sokaktaki “baldırı çıplaklara bırakılamayacak kadar ciddi işler”dir!? Bu yanlış bilgilerle mücadele eden doğruluk kontrolü kuruluşlarını kim kuruyor, kim finanse ediyor, kim destekliyor, nasıl örgütleniyorlar, doğruluk kriterleri ne?

Bugün bu organizasyon 100’e yakın ülkede örgütlenmiş durumda. Hemen hepsi batılı ve batılılarla iyi geçinen ülkeler. Birçok Afrika, Arap ülkesinde bu örgüt yok. Çin ve Rusya bölgesinde de yoklar.

Bana sorarsanız, bırakın bu global örgütleri, fasıklar size bir haber getirseler, onlara inanmayın.!? Eklemlenmiş kiralık kalemlere de itibar etmeyin. Bu “yeni normal” dönemin “yeni doğru”cuları bir yandan “Great reset” sonrası “muhalif sesleri” “yalancı” olarak itham etmek, mahkum etmek ve o bilgileri global network’ten bir anda silmek ve “yeni doğru”ları tartışmasız “tek doğru olarak hem insanlara dayatmak, hem de arama motorlarında ya da yapay zeka ile sorgulandığında bu “doğrulanmış doğrular”a insanları yönlendirmek, aynı zamanda Humanoidler ya da siborgların davranışlarını bu “doğrulanmış doğrular”a yönlendirmek için altyapı oluşturuyorlar. Siber dünyanın “tek doğru”su için bu network “ayıklayıcı musahhihler” olarak görev yapacak. Sadece devletin değil, din ve ideolojinin,, bilimin ve sanatın tek bir standarta, yani “yeni doğru”ya endekslendiği bir düzenden söz ediyoruz.  Siber denetim mekanizmaları ya da trollerin dini, ideolojik, politik veya menfaat grublarının örgütledikleri troller ve Avatarlar üzerinden de bu “sanal çeteler” aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. FETÖ de PKK da LGBT de aynı şeyi yapıyor. Tarafların menfaatleri o kadar büyük ki, kimin umurunda bir bebeğin onurunun media lincine tabi tutulması canlı yayında.. Bu “bebek davası”nda eklemlenmiş “muvafıklar”a gelince onlar kurşun asker gibi, “öl de ölelim, vur de vuralım” takımı, ATV’yi eleştirenler zaten FETÖ’cüler, PKK’lılar, ATV bunlara karşı olduğu için hedef tahtası yapıldı(!). Sahi, o Medya Derneği, Akit ve ben saldırıya uğrarken neredeydi!? Trollere karşı neden sesini çıkarmaz? 

Ee, tabii o zaman sormak gerek, media neden bu halde, tirajlar niye yerlerde sürünüyor. Ya hikmet söyleseydiniz, ya da sussaydınız. Hadi biri çıkıp bana bu işin doğrusunu söylesin! Gidip bu global doğrulama merkezlerinin kapısını mı çalalım. Böyle gidersek,  global network’e muhtaç ederler bizi. Yakında “Yalan haber/bilgi” ilan ettikleri haberleri de indeksleyecekler. Sanal alemde media guruları da çıkarırlar. Muhalifleri sanal alemde linç edecekler ve kalemlerine kilit vuracaklar, hepimizin akıllarını bile “Check” edecekler böyle giderse. Yerli ve milli diye bir şey kalmayacak, “Globalist”ler iş başında ve onlar bizim aramıza sızalı yıllar oldu! Selâm ve dua ile. 

Bu yazı toplam 851 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar