Mehmet GÖKTAŞ
Firavunların İki Ayrı Kudurma Mevsimleri
“Asacağım keseceğim, öldüreceğim” diye kurusıkı tehdit haberleri geliyordu birisinden, tanıdığım birilerine. İster istemez dikkatimi çekti, yapıp yapamayacağını merak ettim ve tehdit edeni önceden beri çok iyi tanıyan arkadaşa sordum; “Ne diyorsun, bir şey yapabilir mi bu adam?” dedim.
“Yook hocam, çok iyi bilirim, korkağın tekidir o!” dedi kendisinden emin bir tavırla. Fakat bir dakikaya yakın sustuktan sonra yüzünün şekli değişti ve; “Fakat hocam, bir şey söyleyeyim, korkaklar bir şeyler yapabilir ha!” demişti.
Buradan anlıyoruz ki Firavunlar iki türlü azıp tuğyan ederler, birincisi; kendilerini en güçlü gördükleri, hiç kimsenin bir şey yapamayacağını bildikleri anda. İkinci azgınlık dönemleri ise sonlarını gördüklerinde, yıkılıp gideceklerini anladıklarında, yani gitmemek için zulmederler, asarlar keserler.
Bildiğiniz gibi Musa Aleyhisselam’ın Firavunu bu iki kuduzluk dönemini de yaşamıştır.
Günümüz Mısır Firavunu Sisi de şu günlerde söz konusu ikinci kuduzluk dönemini yaşamaktadır. Aslında Sisi’nin birinci kuduzluk döneminde de gücü ve kuvveti kendisinden kaynaklanmıyordu, bu anlamda ona firavun demek de firavunluğa hakarettir, dense dense başka firavunların köpeği demek daha uygun olur.
Şahit olduğunuz gibi İslam Ümmeti çok acı ve karanlık günler yaşamaktadır. Ne Filistin, ne Mısır’daki İhvan hiç böylesine bir yalnızlığa ve ihanete uğramamıştı.
Bu ihanetin neticesi olacak ki ayağının altı her an biraz daha kaymakta olan Mısır Firavunu zindanda yatmakta olan iki Müslümanı daha idam etmiştir.
Bir yandan Arap liderleri Filistin’i bir tepsi içinde siyonist teröt rejimine ikram ederken beri yandan İhvan’a mensup iki güzel Müslüman Yasir el Ebasir ve Yasir eş Şukr’ idamla şehid edilmiştir.
Giderayak diyoruz; Rabbim bizlere Sisi mel’ununun gittiğini inşaallah dünya gözüyle gösterecektir.
Ümmet bir yandan karanlık bir dönemi yaşarken öbür yandan da Selahaddin’i Eyyubi ismiyle bir daha dirilişin işaretlerini vermektedir. Diyarbakır merkezli bu muhteşem sempozyumun arkası gelecektir ve Allah’ın izniyle fazla bir uzak değildir.