Mehmet GÖKTAŞ
Dipdiri bir Son Hafta
Belki katılmayanlarımız olabilir ama hiç bir zaman Ramazan ayının son haftasını bu kadar canlı ve aslına uygun bir şekilde yaşamamıştık.
Yıllar yılı yazarız konuşuruz, “aman ha aman, içinde Kadir gecesinin de bulunduğu Ramazan’ın son on gününü güzel ihya edelim, başta itikâf olmak üzere kendimizi Rabbimize verelim” derdik, başka bir şey demezdik.
Derdik de ne olurdu? Açık konuşalım, bayram telaşından dolayı Ramazanın son haftasını bir telaş ve koşuşturmayla geçirirdik.
Peki, Rabbimiz mi emretmişti bu kadar çok koşuşturmayı? Hayır, bayramları böylesine telaşa boğmayı kendimiz icad etmiştik.
Evet, hayatımızın en değişik bayramlarından birini yaşayacağız, görünen o ki çıkamayacağız, evimizde geçireceğiz ve elbette üzüleceğimiz şeyler olacak. Müslümanlar olarak başta Bayram Namazından ve sıla-ı rahimden mahrum olacağız, bayramı bayram yapan çocuklarımız dört gözle bekledikleri bayramlarından mahrum olacaklar.
Fakat biz yine başa dönelim. Son haftayı en güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını yakaladık.
Özellikle bayanlarımız. Bayram telaşı her ne kadar tatlı da olsa belki bir ev hanımı için yılın en yoğun günleri bayram öncesi günleridir. Anadolu’da bayram temizliği diyeceksiniz ve orada duracaksınız. Böyle giderse bu sene böyle olmayacağı kanaatindeyiz.
Aslında bayram gibi bütün etkinliklerin bir mutfak merhalesi vardır. Biz işin mutfak bölümünün farkında olmayız.
Bir etkinlikte biz hep sahneye yoğunlaşırız, bizim için önemli olan konuşmacıdır, sanatçıdır. Halbuki bu bir organizedir ve asıl kahramanlar sahnede hiç yer almazlar ve fazla bilinmezler.
Anneler, ev hanımları bayramlarımızın organizatörleridir. Tabi en sevaplı günlerini feda ederek yaparlar bu işi.
İşte bu defa feda etmeyecekler. Böylece bu sene Ramazan ayının tamamından faydalanmış olacağız inşaallah.