Eminönü'nde Aksa İçin Eylem
Mescid-i Aksâ Ümmet Dayanışmasıyla Özgürleşecektir! Alçak Siyonistler Mescid-i Aksâ’dan Defolun!...
Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksâ saldırıları Eğitim İlke-Sen, TOKAD ve ÖYB tarafından Eminönü’nde gerçekleştirilen eylemde protesto edildi ve bütün Müslümanlara Aksâ’yı savunma çağrısı yapıldı.
Ahmet Örs eylemin açılışında, Mescid-i Aksâ’nın Müslümanların ve bütün ezilen halkların özgürlük sembolü olduğunu, bütün Müslümanların Aksâ’ya sahip çıkmaları gerektiğini vurguladı ve “Bu savunma sadece sözle olmaz. Türkiye’de konuşlandırılan NATO ve ABD üslerini sökerek, her geçen gün artan ticareti sonlandırıp diplomatik ilişkileri keserek Aksâ savunulur. Biz bunun için meydanlardayız!” diye konuştu.
Eylemde söz alan Selim Sezer de “Bu saldırı Mescid-i Aksa’nın şahsında tüm dünya Müslümanlarına ve bütün Filistinlilere, dünyanın bütün ezilen halklarına karşı yapılan bir saldırıdır. Çünkü Mescid-i Aksâ bir semboldür.” dedi.
Eylemin bir diğer konuşmacısı Mehmet Şahin, “Siyonistlerin saldırılarının artık kınamakla geçiştirilmesini istemiyoruz.” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizler Bolivya, Venezuela, Şili kadar olamadınız. Onlar ülkelerindeki İsrail büyükelçilerini kovdular, İsrail’le ticari ilişkilerini kestiler. Müslümanlar olarak somut adımlar atılmasını, ticaretin sonlandırılmasını, NATO radarının sökülmesini, diplomatların gönderilmesini istiyoruz. Yoksa ümmet sizi vicdanlarında mahkûm edecektir.”
Eylemde söz alan son konuşmacı Sedat Doğan ise “Âdem’den, İbrahim’den başlayan müstekbirlerle ezilenler arasındaki mücadele bugün Kudüs özelinde yaşanmaktadır.” dedikten sonra “Batılılar kendi aralarındaki duvarları yıkarken Filistin’e duvar örüyorlar. Ortadoğu halklarını mezhepsel ve etnik duvarlarla birbirlerinden ayırıyorlar. Şimdi bütün duvarları yıkma vakti gelmiştir. Bu ortak bilince varamazsak Kudüs de kurtulamayacak, biz de kurtulamayacağız.” dedi.
Eylem sonunda basın açıklamasını ise Emre Karaca okudu.
Karaca, açıklamasında “terör rejimi” olarak tanımladığı İsrail’in, emperyalist güçlerden aldığı sınırsız destekle Mescid-i Aksâ’yı Müslümanlara yasakladığını ve zamanla da yıkmak istediğini söyledi.
“Ortadoğu’nun fitne ateşleriyle kavrulduğu, emperyalist müdahalelerin zirve yaptığı zamanlardayız.
Halklarımız birbiriyle vuruşuyor, şehirlerimiz kan gölüne dönmüş durumda.
Bağdat’tan Kobani’ye, Musul’dan Kerkük’e, Halep’ten Bahreyn’e, Trablus’tan Sana’ya kadar her taraf şiddet sarmalında…” diye devam ettiği konuşmasında Karaca, Aksâ’yı ancak somut adımlarla savunmanın mümkün olabileceğinin altını çizdi.
İsrail’le ticaretin artarak sürdüğünü, Kürecik radarı ile NATO ve ABD üslerinin İsrail’in güvenliği için çalıştığını belirten Emre Karaca, Mavi Marmara davasında ve diplomatik ilişkilerde Türkiye Devletinin takındığı samimiyetsiz ve tavizkâr tutumunu eleştirdi.
Sözlerini “Ortadoğu’da NATO’nun üyesi olarak emperyalistlerle birlikte hareket eden Türkiye devletinin siyasi pozisyonu hükümetin Filistin duyarlılığı söylemlerini yalanlamaktadır.
Biz hamaset edebiyatından bıkıp usandık.
İsrail’i koruyan güvenlik üsleri Anadolu’da durdukça, ticaret alabildiğine sürdükçe, işbirlikçi politikalar derinden derine ilerledikçe iktidarın Kudüs, Mescid-i Aksâ söylemi daha da boşa düşüyor.” diye sürdüren Karaca, Müslümanların somut hedeflere kilitlenmek, Aksâ’nın, ümmetin ve bütün mustazaf halkların savunmasını somut adımlarla ilerletmek durumunda olduklarını sözlerine ekledi.
Eylem boyunca pankart ve dövizler taşınırken sloganlar atılıp tekbir getirildi ve İsrail bayrağı ateşe verildi.
Haber: Mustafa Özeke
Eylemde okunan açıklamanın tam metni şu şekilde:
MESCİD-İ AKSÂ ÜMMET DAYANIŞMASIYLA ÖZGÜRLEŞECEKTİR!
ALÇAK SİYONİSTLER MESCİD-İ AKSÂ’DAN DEFOLUN!
Arkadaşlar,
Gasıp terör rejimi İsrail, Müslümanların özgürlük sembolü Mescid-i Aksâ’ya bir kez daha saldırma cüretinde bulundu.
Süleyman Mabedini ortaya çıkarmak iddiası ve arkeolojik kazı kandırmacasıyla yıllardır gözbebeğimiz Aksâ’yı yıkmaya çalışan Siyonistler, kirli el ve postallarıyla bir kez daha saldırdılar. Kardeşlerimizi katledip Kitabımıza el uzattılar.
Bizler bu saldırıların kaçıncısıyla karşı karşıya kaldığımızı artık unuttuk.
Siyonist saldırganlıkların ardı arkası kesilmiyor.
Emperyalist güçlerden aldığı sınırsız destekle İsrail adlı terör rejimi, Mescid-i Aksâ’yı Müslümanlara yasaklamak ve zamanla da yıkmak istiyor.
Sadece Filistinlilerin değil, ümmetin ve bütün ezilen halkların özgürlük sembolü olan Kudüs’teki işgali ve Aksâ’ya dönük saldırılarıyla emperyalistlerin ileri karakolu İsrail direniş iradesini kırmak istiyor.
Yaş sınırlamasını dayatan İsrail, Filistin halkının Mescid-i Aksâ’ya girişini yasaklıyor, onu savunmasız bırakmak istiyor.
Bütün ümmetin gözü önünde işgal derinleşiyor, Aksâ’ya dönük kuşatma daralıyor.
Dostlar,
Ortadoğu’nun fitne ateşleriyle kavrulduğu, emperyalist müdahalelerin zirve yaptığı zamanlardayız.
Halklarımız birbiriyle vuruşuyor, şehirlerimiz kan gölüne dönmüş durumda.
Bağdat’tan Kobani’ye, Musul’dan Kerkük’e, Halep’ten Bahreyn’e, Trablus’tan Sana’ya kadar her taraf şiddet sarmalında…
Ümmet, yakılıp yıkılan şehirlerinden, evlerinden kaçıyor, her geçen gün daha büyük bir mülteci kitlesine dönüşüyor.
İsrail’in güvenliği, Kudüs’teki işgalin sürekliliği için emperyalist fitne ve müdahale Ortadoğu’yu ateşe veriyorsa bize düşen sorumlulukların ne olduğuna ilişkin çok daha fazla kafa yormamız, çok daha cesur adımlar atmamız gerekiyor.
Kardeşler,
Ramazan ayında Gazze’ye dönük Siyonist saldırı sürecinde de eylemlerimiz aracılığıyla dile getirmeye çalıştık.
Türkiye’nin İsrail’i besleyen ticari ilişkileri hızla büyük rakamlara doğru koşuyor.
Yıllık 5 milyar $’lık ticaret İsrail’i hem meşrulaştırıyor, hem besliyor.
NATO’nun Malatya-Kürecik’e konuşlandırdığı füze radarı İsrail’in güvenliğini temin için çalışıyor.
Katil ABD’nin İncirlik üssü, İsrail’in varlığına dönük tehditler için tetikte…
Şimdi bunlara şu kabul edilemez gelişmeleri de ekleyelim ki mesele iyice anlaşılsın:
- İsrail Türkiye’ye vize uyguluyor, Türkiye İsrail’e vize uygulamıyor.
- Filistin Türkiye’ye vize uygulamıyor, Türkiye Filistin’e vize uyguluyor.
- Türkiye’deki Yahudi vatandaşlar İsrail’de askerlik yapınca Türkiye’deki askerlikten muaf tutulma hakkına sahip. Ancak Türkiye’deki Müslümanlar Filistin’de askerlik yapamıyor.
- Mavi Marmara Davası’nda İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı veren hâkim davadan el çektirilip sürgün edildi.
- Haklarından yakalama kararı çıkarılan İsrailli yetkililerin İnterpol’e verilmesi gerekirdi, ancak Türkiyeli yetkililer hâlâ bu isimleri İnterpol’e vermediler.
- Mavi Marmara davasına bakan UCM (Uluslararası Ceza Mahkemesi) Türkiye’den katliamla ilgili belge istedi, ama Türkiye UCM’ye herhangi bir belge sunmadı.
- Mavi Marmara gemisi Komor Adaları bandıralı idi. Bunun için Komor Adaları yetkilileri davaya destek vermek için Türkiye’den vize talebinde bulunuyorlar ama Türkiye ısrarla vize vermiyor.
O halde bizim Aksâ savunmamızın stratejisi bellidir.
İsrail’i besleyen ticari ve diplomatik ilişkileri sonlandırmak, NATO ile ABD üslerini söküp atmak bizim temel önceliğimiz olmalıdır.
Ortadoğu’da NATO’nun üyesi olarak emperyalistlerle birlikte hareket eden Türkiye devletinin siyasi pozisyonu hükümetin Filistin duyarlılığı söylemlerini yalanlamaktadır.
Biz hamaset edebiyatından bıkıp usandık.
İsrail’i koruyan güvenlik üsleri Anadolu’da durdukça, ticaret alabildiğine sürdükçe, işbirlikçi politikalar derinden derine ilerledikçe iktidarın Kudüs, Mescid-i Aksâ söylemi daha da boşa düşüyor.
Arkadaşlar,
Biz somut hedeflere kilitlenmek, Aksâ’nın, ümmetin ve bütün mustazaf halkların savunmasını somut adımlarla ilerletmek durumundayız.
Acılarımızın büyük bir pazılın parçaları olduğu bilincine uyanmalıyız.
Kanayan hiçbir yanımız diğer yanımıza körleşmemize neden olmamalı.
İşgal, katliam ve sürgünlerimizin hangi çerçevede cereyan ettiğini göremezsek emperyalist, Siyonist saldırganlıklara karşı adil ve bütünlükçü bir direniş hattı oluşturamayız.
Filistin’den Suriye’ye, Kürdistan’dan Irak’a, Yemen’den Libya’ya uzanan ateş hattında kimlerin oyun kurucu, kimlerin işbirlikçi olduğunu göremezsek Kudüs’ü, Mescid-i Aksâ’yı özgürleştirecek iradeyi inşa edemeyiz.
Husûmetlerimiz ve iç çekişmelerimiz sürdükçe Kudüs ve Aksâ, Siyonistlerin kirli ellerine tutsak olmaya devam eder.
Ey Mescid-i Aksâ dostları,
Katil Siyonistlerin iğrenç postallarının ezip geçtiği Aksâ bizim yüreğimizdir, inançlarımız ve özgürlük sevdamızdır; Ortadoğumuz ve kanayan beldelerimizdir! Ümmetin zulme birlikte başkaldırma iradesidir.
O iğrenç postalları Aksâ’dan kovmanın, kirli elleri kırmanın yolu ümmet arasındaki dayanışmayı yükseltmekten geçer! İşbirlikçi politikaları ifşa etmekten geçer! Siyonistlerle Türkiye arasında her geçen yıl artarak devam eden ticari ilişkileri sonlandırmaktan geçer! ABD ve NATO üslerini Anadolu’dan söküp atmaktan geçer!
Bütün bunları yapamazsak zaten bırakalım Aksâ’yı, kendimizi bile özgürleştiremeyiz.
Ey Mustazafların Rabbi,
Kendimizi özgürleştirecek iradeyi kuşanmayı bize nasip et!
İncirlik ve Kürecik üslerini söküp parçalayacağımız günleri yakınlaştır!
Siyonistleri besleyen ticareti kurutup Kudüs’ü, Gazze’yi ayağa kaldıracak dayanışma ameliyemize bütün kardeşlerimizi ortak kıl!
Mescid-i Aksâmıza saldıran Siyonistleri kahreyle!
İsrail’in hâmisi Büyük Şeytan Amerika’yı halklarımızın öfkesinde boğ, zelil bir şekilde Ortadoğu’dan def et!
Şüphesiz bizim tek dayanağımız sensin.
EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası)
TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)
ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği)
islamianaliz