Abdurrahman Dilipak
Ezan delileri
İlk Türkçe ezan 84 yıl önce 30 Ocak 1932 yılında bir ikindi vakti Fatih Camii’nde okundu.. 18 yıl “Tanrı uludur” sesleri yankılandı, yıkılmamış, kapatılmamış camilerden, eğer, cenaze namazı kıldıracak imam ve müezzin kaldı ise.. Zaten camiye gidip namaz kılacak cemaat de bırakılmamıştı. Ezan 16 Haziran 1950’ye kadar 18 yıl Türkçe okundu açık kalan sembolik birkaç camide.
Hafız Ali Rıza Sağman’ın hazırlayıp Mustafa Kemal’e sunduğu ve kabul edilen Türkçe ezanında geçen sözleri şöyle: “Tanrı uludur, Şüphesiz bilirim, bildiririm, Tanrı’dan başka yoktur tapacak, Şüphesiz bilirim, bildiririm Tanrı’nın elçisidir Muhammed, Haydin namaza, haydin felaha, Namaz uykudan hayırlıdır.”
Dikkat ederseniz tek orijinal kelime “Felah”.. Yani kurtuluş. Minarelerden “Haydin kurtuluşa” ifadesinin Müslümanların zihninde başka çağrışımlar yapacağı düşünülerek aynen bırakılmış.
Sadece ezan Türkçeleştirilmedi. Behçet Kemal Çağlar, şiir şeklinde “Türkçe Kur’an” da yazmaya başlamıştı. “Türkçe mevlid”ini tamamladı. Türkçe mevlid, Süleyman Çelebi’nin Peygamberimiz için yazdığı mevlidin Türkçeleştirilmesi değil, Mustafa Kemal için yazılan yeni bir mevliddi. “Türk’ün yeni amentüsü” de vardı bu arada. Şeriatsız bir din icad edecekler, ahkam ayetleri Kur’an-ı Kerim’den çıkarılıp yerine Nutuk’tan parçalar eklenecekti..
1928’de yayınlanan Türk’ün yeni amentüsü şu şekildi: “Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. Eyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusuyla şehadet eylerim.”
“Türk’ün dini Kemalizm”di ya, tabii ona bir de amentü bulmak gerekiyordu..
İbadetler yeniden şekillendirilecekti. Camiye sıra konacak, hutbe ve vaazlarda Kemalizmin ilkeleri anlatılacaktı.. Merak edenler Osman Nuri Çerman’ın “Dinde Reform” projesine bakabilirler.
Bunlar 1960’lara gelindiğinde bile hâlâ bu inatlarından vazgeçmemişlerdi. O zaman Oktay Ekşi, Altan Öymen, Coşkun Kırca gibi CHP’li genç akademisyenler, aydınlar bildiri yayınlayıp, yeniden ezanın Türkçe’ye çevrilmesini istiyorlardı.
Laik”!” CHP bu işte.. Kılıçdaroğlu herkese demokrasi dersi veriyor ama, bu gerçekleri görmezden geliyor.
Ben Bahçe müftüsünün torunuyum. Fettahoğullarından Müftü Mehmet Emin Aksay tek parti döneminin bütün çilesini çekti. Bir oğlunu avukat yaptı. 1930’lardan itibaren bölgedeki bütün dini davaların fahri avukatı, MNP’nin kurucusu Ali Haydar Aksay’ın yeğeniyim.. Baba tarafından dedem Seyithanoğullarından, Hatipler ailesindenim..
Eşim, Şule Yüksel Şenler’in yetiştirdiği kızlardan.. Başörtüsü sebebi ile kızkardeşim de, eşim de ortaokuldan sonra okuyamadılar. Kızkardeşim de Şule Yüksel Şenler’in talebesi idi, orada tanışmışlar daha sonra eşim olacak kızla.. Kızlarım da başörtüsü sorunu yaşadılar. Büyük gelinim, el ele eyleminde gözaltına alınan kızlardan biri. Başörtüsü sebebi ile tıp fakültesi son sınıftan atılmıştı. Diğer gelinim, ezan delilerinden Abdurrahman Efendi’nin torunu.. Abdurrahman Efendi, ezanın Arapça okunmasının yasak, suç olduğu günlerde, dayak yeme, hapse atılma, işkence görme, sürgüne gönderilme pahasına ezan okuyan esnaftan bir zat..
CHP deyince, benim aklımın erdiği günlerden bugüne o kadar çok hatıram var ki.. Yaşadıklarım bile benim için CHP hakkında hüküm vermeye yeter de artar bile..
CHP’liler, şu 10. Yıl Albümünü bulup bir baksınlar. CHP’lilerin tek parti döneminde, Hitler, Mussolini ve Stalin hakkındaki sözlerine baksınlar.
CHP’liler kendi geçmişleri ile yüzleşmeden toplumla barışması mümkün değil. Toplumsal hafıza, dindarları bu gibi günlerde rahat bırakmaz.. CHP sürekli inkarla bu durumu geçiştirmeye çalışıyor.. Ama artık, internet çağında bu bilgiler gizli kalamaz.
CHP aklanmak istiyorsa geçmişi ile yüzleşmeli ve bugünü ile güven vermeli ve bir gelecek tasavvuru olmalı.. Dünü görmezden geliyorlar. Bugünleri ile güven vermiyorlar. Ciddi bir gelecek tasavvurları da yok.. Daha düne kadar laiklik adına yaptıklarını biliyoruz. Darbelerin arkasındaki rollerini de biliyoruz. Soğuk savaştaki rollerini de, derin devletle olan derin bağlarını da.. CHP’yi bu yönü ile hatırlayanlar nereye gideceklerini biliyorlar..
Bugün böyle bir gün. Hatırlayınca insanın asabı bozuluyor.. Nereden nereye geldik. Ama bazı acılar kolay kolay unutulmuyor.. Selâm ve dua ile..
yeniakit