Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

Filistin’den yükselen sessiz çığlık...

İsrail isimli sionist haydutlar çetesi, Amerikan emperyalizminin Tel-Aviv’deki elçiliğini 1967’de bütünüyle sionist güçlerin eline düşen ve işgaline giren Kudüs’e taşımasını protesto eden silahsız onbinlerce Müslümanın üzerine, Gazze’de ve Batı Şeria’da bir kez daha ölüm yağdırdı, 14 Mayıs günü.. 60’dan fazla şehîd, 3 binden fazla yaralı.. (Beyt-ul’Mukaddes, /Jerusalem/ Kutlu Barış Yurdu) diye anılan Kudüs, bugün üzerine kin ve gayzlarını bombalarla, füzelerle kusan emperial ve sionist güçlerin hışmı altında.. 

*** 

Bu sionist kan içicilik karşısında, özellikle arap dünyasından, son zamanlara kadar, hiç değilse ateşli nutuklar çekiliyordu; Filistin diyarının sionist İsrail güçlerince işgal ve gaspı üzerine.. 

Şimdi artık, o ateşli nutuklar da yükselmiyor. 

100 yıl öncelerden beri, emperial güçlerin kuklaları olarak ortaya çıkmış olan bu rejimlerden bir şey beklemek abesin abesi.. Ama Filistinli Müslümanların mâruz kaldığı zulmün sessiz çığlıkkları dünya Müslümanlarının bulunduğu her noktaya doğru dalga dalga ilerliyor. Ve o kukla rejimlerin pençesindeki arap halkları da dahil, bugün, dünya Müslümanları, yarınlarda verilecek çetin mücadelelere hazır olmanın daha bir derinlemesine şuûrlanma sürecindeler.. 

Müslüman halklar şimdi daha bir deriiin idrakle anlıyorlar ki, sionist İsrail rejimi ile mücadelede en büyük engel, başlarındaki kukla rejimlerdir ve bu kukla rejimler, Müslüman halkların haklı mücadeleleri önündeki bir ‘dalgakıran’ rolü görmektedirler. 

Ama, bu da, inşaallah hayırlı bir gelişmedir. Çünkü, o ateşli nutuklar hitabet san’atını sergilemekten ve halkı boş umutlarla oyalamaktan başka bir işe yaramıyordu ve de her birisi direkt veya dolaylı olarak sionist rejimin ve onun hâmisi Amerikan emperyalizminin hışmını üzerine çekmek istemeyen yığınla arap rejimlerinin müsaade ettiği sınırlar içinde dile getiriliyordu.. 

Şimdi, artık o göstermelik tepkiler de yok, mazlum Müslüman halklar deriiin bir sessiz çığlık ve feryat şeklinde yükseltiyorlar mazlûmiyetlerini.. Ve onlar ölümden korkmuyorlar.. Ellerinde taşlardan başka silahları olmaksızın, sıkılı yumruklarıyla, ‘Allah’u Ekber!’ diyerek kaatillerin üzerine-üzerine yürüyorlar; karşılığında, üzerlerine füzeler, roketler geleceğini bilerek.. 

*** 

Bu son katliâmın baş sorumlusu Amerikan emperyalizmidir. Çünkü İsrail diye bir devlet yoktur, Amerika’nın Doğu Akdeniz’deki, Ortadoğu’daki uzantısı vardır; ya da, Atlantik’in öte yakasında Amerika Birleşik Devletleri yok, İsrail devleti ve İsrail’in elindeki bir entrika mekanizması vardır. Bu iki şeytanî güç odağını bugün, Bay Donald Trump ile sionist haydutlar çetesinin başındaki Binyamin Netenyahu temsil etmektedirler. 

Onlar, kendilerini Hz. Musâ aleyhisselâm’ın dinine nispet etseler bile, gerçekte, ‘altın buzağı’ya ‘mazlum insanları kurban eden’ çağdaş Samirîler olarak, Deyr Yasin, Tel Zaatar, Sabra - Şetila ve Gazze vs. katliâmlarında kana doymayan selefleri gibi, isimlerini, firavunlar arasına eklemişlerdir. 

*** 

Şunu da bir daha belirtelim ki, bizim nefretimiz, Yahudilerin tamamına değil; Yahudiler üzerine asırlarca himaye kanatlarını germiş olan Müslümanlar olarak, sionist Yahudileredir ve onlar akıttıkları kanda boğulacaklardır. İki bin yıl öncelerdeki ve Müslümanlarla ilgisi olmayan düşmanları tarafından kovuldukları topraklara o iki bin yıl içinde nice kavimler gelip geçmişken, bugün asırlar boyunca başkalarından gördükleri ve Müslümanların da yüreğini sızlatan zulümleri ‘holocaust’ları, bugün, çarpık bir anlayışla Müslümanlara karşı uygulamaya kalkışarak, sahte kahramanlık gösterileriyle tatmin olmaya çalışıyorlar. 

Ama 2000 yıl boyunca, ‘Ey Kudüs, Ey Yeruşalim! Seni unutursam, elim kurusun!’ diye ağıt yakan Yahudilerin bugünkü sionist torunları, servet ve silah güçleriyle gururlanıyorlar; ama bilmiyorlar ki, bu zulümleriyle, USA ve sionist emperyalizminin de sonunu hazırlamakta olup, bu ağıtı bugün Müslümanlar da tekrarlıyor ve dünya Müslümanları arasında yekvücud olma şuûru daha bir yükseliyor. Ve şehidler, bize yeni diriliş sabahları müjdeliyor

 

 

Bu yazı toplam 996 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar