Garo Paylan’ın Suriyeli mültecilere bakışı

Kimi siyasetçiler Suriyeli mültecilerin bir an evvel ‘def edilmesini’ istiyor, kimileri ise Suriye’de durum normalleşene kadar bu kardeşlerimizi misafir etmekten vazgeçemeyeceğimizi söylüyor.  

Yıllardır Türkiye’de yaşayan ve burada kendilerine bir düzen kuran Suriyelilerin önemli bir kısmının -belki de çoğunun- Suriye’de durum normalleşse bile ülkelerine dönmeyeceği ihtimali üzerinde durarak onların Türkiye toplumuyla bütünleşmesine yönelik plan ve programlar geliştirmek gerektiğini kamuoyu önünde ifade eden siyasetçi neredeyse hiç yok. 

“Neredeyse” diyorum, diyebiliyorum, çünkü bir elin parmak sayısından az da olsa var böyleleri. 

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Garo Paylan mesela. 

*** 

Garo Paylan, geçen Perşembe akşamı TELE1’de katıldığı bir programda Suriyeli mülteciler konusunu işlerken, onların yük olarak görülmesinden duyduğu rahatsızlığı ifade etti. 

‘Şu kadar masraf ettik’ denirken telaffuz edilen rakamların abartılı olduğunu; bütçede Suriyeli mülteciler için tek kuruşun ayrılmadığını; şu veya bu sosyal hizmetten yararlanan Suriyelilerin de -en ağır işlerde çalışarak- Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunduklarını, dolayısıyla milli gelirde pay sahibi olduklarını vurguladı Paylan. 

Ve dedi ki, özetle: 

-Savaş yüzünden ülkelerini terk edip Türkiye’ye sığınan Suriyelilere elbette kapımızı açacaktık. Suriye’deki kriz sona ermeden hiçbir Suriyeli mültecinin oraya dönmesini bekleyemeyiz. Kriz bitince hepsinin dönmesini de bekleyemeyiz. 

-Kriz, Suriye halkının iradesini yansıtan bir düzenin kurulmasıyla sona erer. Yeni anayasa çalışmalarının buna hizmet edeceğini ummakla beraber, sürecin üç-dört yıl daha süreceğini hesap etmeliyiz. 

-10 yıldır devam eden ve belki dört yıl daha devam edecek olan kriz nedeniyle Türkiye’de bulunan Suriyelilerin çoğunluğu, kriz bitince de Suriye’ye dönmek istemeyeceklerdir. 10 ilâ 14 yıldır yaşadıkları ve artık kök saldıkları Türkiye’de kalmayı tercih edeceklerdir. Bunda yadırganacak bir şey yok.  

-İyi bir entegrasyon politikasıyla bu işin üstesinden gelebiliriz. Türkiye, Osmanlı bakiyesi. Suriyeliler de Osmanlı haklarından. Niye olmasın? 

*** 

Paylan’ın insani, ahlaki, vicdani ve ayrıca gayet rasyonel yaklaşımını dinlerken mutluluk duydum, heyecanlandım. Telefon numarasını bulup, kendisine tebrik mesajı bile attım. 

Ama herhalde bu yaklaşımı beğenenler azınlıkta kalacak ve internette bu yazımın altı olumsuz tepkilerle dolup taşacaktır.  

Suriyeli mülteciler hakkındaki her yazımda öyle oluyor.  

Alenen ırkçılık yaparak nefret kusanlar da oluyor; hem de çok.  

Onları iyice çileden çıkarmak pahasına -bir kere daha- belirtmek isterim ki:  

Suriyeli kardeşlerimiz Allah’ın bereketiyle geldiler ve bu ülkedeki israf kadar bile masraf çıkarmadıkları gibi bize katkılarda bulunuyorlar.  

Sadece ekonomimize değil, toplumsal renkliliğimize ve canlılığımıza da katkıda bulunuyorlar. 

Burada yaşamaya iyice alışır ve Suriye selamete çıktığında da geri dönmezlerse ne mi olur?  

Türkiye nüfusu hızla yaşlandığı ve ufukta demografik -dolayısıyla ekonomik ve toplumsal- bir kriz göründüğü için, yaş ortalaması bize göre çok düşük olan Suriyelilerden nüfus takviyesi de Türkiye için bir rahmet ve bereket olacaktır.  

Bazı sorunlar varsa var; ‘kendi aramızda’ da sorunlarımız var; Suriyelileri kendimizden görmeyi öğrendiğimiz anda, onların belki de en az sorun teşkil eden cüzümüz olduğunu keşfedeceğiz. 

Bu yazı toplam 1108 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar