Abdurrahman Dilipak
Gülen bir Humanoid’e dönüşebilir mi?
Geçen gün Üsküdar’da Emniyet mahallesinde Gençlik Merkezi’nde “Türkiye Media Bilişim Zirvesi” vardı.
NAR “New Age Religion” dünyayı cehenneme çevirecek.. Bilişim din algısını radikal şekilde etkileyecek. Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda ciddi bir hazırlık yok..
Bakın FETÖ üzerinden size bir senaryo sunacağım. Bu olay Tim Canon’un kendi bedenindeki uygulamaları gibi bir konu da değil.. Evet giyilebilir teknolojiden öte, başka bir şeyden söz ediyoruz. Bilgisayar, masanızda değil artık. Bedeninizin içine giriyor. Kulağa takılan tüb’den daha farklı bir şey bu.
Humanoid konusu insanın yerini alan, sadece sanal ortamda değil, fizik dünyada 3 boyutlu var olan bir kimlik. Kişilik.. Sizin tıpkınızın aynısı. Sizin elbisenizi giyebilir, sizin ses tonunuzla konuşabilir, sizin saç stilinizi taklit edebilir. Sizin jest ve mimiklerini, tiklerinizi, hatta espri anlayışını modelleyebilir..
Düşünün, FETÖ’nün bir Avatar’ını ürettiniz. Sanal ortamda her zaman dünyanın herhangi bir yerinde olabilir. Ya da eş zamanlı olarak onu fiziki olarak hayata katabilirsiniz.. Sizin adınıza konuşabilir, belge imzalayabilir.. Sizin yazı karakterinizle yazı yazabilir.
Gülen haşa Hz. Allah’la, Cebrail’in vasıtası ile olmadan konuşabiliyor. “Sidre-i Münteha”ya gidip gelebiliyor.. Bu “tayyi mekân”, “tayyi zaman” denen hadise.. Bedensiz bir şekilde gidip gelebiliyor. O zaman öldükten sonra bile, madem öbür alemde tasarrufta bulunabiliyor, yani bu dünyadan öbür dünyayı etkileyebiliyorsa, öbür dünyadan da bu dünyayı etkileyebilir..
Zaten haşa Hz. Peygamber de bu yolu kullanarak Türkçe Olimpiyatları’na, “hocaefendi”nin sohbetlerine katılmıyor mu idi.. Madem adam kâinat imamı, o zaman pekala öbür tarafa gittikten sonra da bu dünyada tasarruf sahibi olabilir. “Hocaefendi” yaşarken de bir Humanoid’e dönüşebilir. Onun çok sayıda medyum bilişimcisi var. Onlar bu işi kotarırlar. Facebook ve Google gibi yapılardan da gerekli desteği alabilirler..
Dünyanın neresinde gizlenirse gizlensin bu Humanoid’ler dünyanın farklı bölgelerinde icra-i faaliyet yapabilir.. Öldükten sonra da “Hulul” yolu ile bu teknolojik cesede sızarak mesajlarını iletmeye devam edebilir.. Bu olur ya da olmaz, bilmiyorum ama geleceğin dünyası bugünkünden çok farklı olacak.. Günümüz şeyhlerinin yerini şimdiden “Cyber Guru”lar almaya başladı bile. “Yaşam koçları” ya da başarı ve kariyere odaklanmış yığınlar bu merkezlerde “yaşam tarzı”nı yeniden şekillendiriyor.
Bugün televizyonlar, telefon, internet bir şekilde bizi teslim alıyor. Diziler, oyunlar hepsi bir algı operasyonuna dönebiliyor. Din, sağlık, beslenme, tüketim alışkanlıkları her şey bir üst akıl tarafından yönetilmeye başladı.
Birkaç ayda DAEŞ gibi bir yapı üretilebiliyor. Subliminal mesajlarla size ilahi dinletirken başka fikirler aşılayabiliriz. Peygamberimiz “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” diyor. Faydalı ve doğru bilgiye nasıl ulaşacağız.
Endonezyalılar süt içmiyor, sütten üretilen hiçbir şey tüketmiyor. Etyopyalılar timsah, sahra halkı kertenkele yiyor, Somalililer balık yemiyor..
Bakın, artık gelişmiş arama motorları ile asimetrik sorgulama yaparak enegram modellemelere göre çok farklı analizler yapmak mümkün. Buradan yola çıkarak çok farklı yorumlar gündeme gelebilir. Sosyal medya sosyal metrik sistem yolu ile toplumun dini, mezhebi, ideolojik ve politik davranışlarının modellendirilmesi konusunda bir casusa dönüşebilir..
Dünya çok hızlı bir şekilde bir yerlere doğru sürükleniyor.. Bulut’u unutun, daha doğrusu Bulut’un çok ötesine geçildi. Bulut üzerinden artık farklı yerdeki yazılım ve parçacıklara entegre olan, Raspberry Pi ya da Arduonigibi sistemlerle entegre olarak çok büyük işlemler yapılabilecek. Mesela şu bildiğiniz radyo teknolojisi ölümcül bir silaha dönüşebilir.. Şu sıradan dövmeler derinin altına yerleştirilecek bir chiple hologramik barkota dönüşebilir.. Hem kimlik, hem kredi kartı olabilir. Anahtar olabilir. Glass artık işportaya düştü. Giyilebilir sistemler artık insan bedenine yapıştı. Dahası derinin altına, vücudun içine girdi..
İnsan insanı izliyor. Makine insanı izliyor. Protez, implant artık metal, plastik bir nesne değil, interaktif. Böbreğiniz ya da karaciğerinize eklemlenip onu düzenleyebiliyor ve onunla bütünleşebiliyor.. Bu aletler beş duyumuz ve doğrudan hayati organlarımız üzerinden bizi ele geçirirken biz de onu ele geçiriyoruz. Ama bu süreçte teknoloji insana karşı mevzi kazanıyor. Evet teknolojiyi biz üretiyoruz ve kullanıyoruz ama o da giderek bizi kuşatıyor..
Scientologyst’leri biliyorsunuzdur. ABD’li bilim kurgu yazarı L. Ron Hubbard bilim kurgu hikâyelerinden bir inanç sistemi geliştirdi. Maksat, insanın başarı ve mutluluğu, bu kişi aynı zamanda kişisel gelişim uzmanı. 8 köşeli yıldız şeklindeki haçı ile kendi kilisesini kurdu. İnanç sistemine göre “175 milyon yıl önce hüküm süren galaktik bir konfederasyonun lideri Xenu isimli varlık anlaşmazlık yaşadığı milyarlarca varlığı dünyamıza göndererek Hawaii yakınlarında bir yanardağa attırmıştır. Günümüzde insanları yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı halen yeryüzünde olan o varlıkların ruhlarıdır.” Bu esoterik yaratıklara “Titan/thetan” denmektedir. Scientology’e göre insanlar bu Titanlar’ın manevi baskısından kurtulunca gerçek mutluluğa kavuşacaklardır. Tİ/Titanium 22 atom numaralı kimyasal bir elementtir aslında. Uzay teknolojisinde kullanılır. Titanyum 1791’de William Gregor tarafından İngiltere’de keşfedildi ve Martin Heinrich Klaproth tarafından, mitolojisindeki Titan’a atfen bu şekilde isimlendirildi. Mitolojide ise Othrys dağında yaşayan Titan Tanrılararası savaştaki bir tarafı ifade eder. Karşı kanatta ise Olimposlular vardır. Bu savaş insanların yaratılışından önce bu iki esoterik ırk arasında 11 yıl süren savaşların yaşandığı anlatılır.. Başta 12 Titan vardı. İlk iki titan zaman ve okyanus titanıdır. Bu 12 Titandaha sonra başka Titanları doğurdular. Bunlardan bazıları Prometheus ve Atlas’tı. Titanlar ise Olimposlu tanrılar tarafından tahttan indirilmişti.
Gülen aslında “İslam scientologistleri”nin öncüsü olacaktı. O sanki biraz Saul, biraz da Titan’dır! Homeros’un mitolojisinden bir medeniyet damıtılıyorsa, bir başkası bir din damıtmış çok mu? Başkası yapınca oluyor da “Bizim Hubbart” yapınca niye olmasın. Selam ve dua ile.
yeniakit