Mehmet GÖKTAŞ
“Hazineniz Neredeyse Yüreğiniz Oradadır”
Çaylarla birlikte sohbetin havası daha bir ısınmış, orada bulunan herkes tatlı bir katkıda bulunuyordu.
“Siz hiç konuşmadınız” dedim kenarda oturan birisine. Kendisi burada olduğu halde aklının ve düşüncesinin başka yerlerde olduğunu dalıp giden bakışlarından anlamıştım. Hemen toparlandı, “bana mı dediniz hocam?” dedi. Bir şeyler söyleyecekti; ama anlaşılan yanındaki onun yerine söz aldı, elini arkadaşının omuzuna koydu, “bu mu hocam?” dedi ve onun adına söylenmesi gerekenleri söyledi. Köydeki bütün arazilerini ve hayvanlarını satmış, kendisine İzmir’de bir tekstil atölyesi kurmuş, şimdi memleketini şöyle bir ziyarete gelmiş, kafası hep İzmir’deymiş.
Belki çoğunuz biliyorsunuz, ‘Hazineniz neredeyse yüreğiniz oradadır!” hakikatini dile getiren Hz. İsa Aleyhisselamdır.
Adam sohbete katılmış, bizimle çay içiyordu; ama yüreği İzmir’deydi, burada hiç bir şeyi kalmamıştı.
Benzer durumlara mutlaka sizler de şahitsinizdir. Meseleyi daha iyi anlayabilmemiz için gelin biz bu güzel kelamın bir kelimesini değiştirelim; “yatırımınız neredeyse yüreğiniz oradadır.
Kendi kendimiz için şöyle bir deney de yapabiliriz. Yüreğimizi takibe alalım, izini sürelim, bu şekilde yatırımımızın yerini tespit etmiş oluruz.
Başka bir diyara yatırımdan söz ediyoruz, anlamışsınızdır o diyarla ahireti kastettiğimizi.
Fakat biz yine kendi dünyamızdan örneklerle devam edelim; aracımızla gümrük kapısına gelip dayanmışız, sıra bekliyoruz. Bizimle bekleyenlerden birisi bizim aracımızın yükünü şöyle bir gözden geçiriyor;
“Hemşerim, sen sunu, şunu buraya kadar boşuna getirmişsin, bunlar gümrükten geçmez” diyor, oracıkta bırakmak zorunda kalıyorsun.
Yani memleketteki her şeyini satıp İzmir’e yatırım yapmak her zaman geçerli olmuyor.
Diyorum ki, yatırım olarak düşündüklerimizi bir gözden geçirelim.
“Ey iman edenler, Allah’tan korkunuz ve her nefis kendisine yarın için ne hazırlayıp göndermiş bir baksın, Allah’tan korkunuz, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (59/18)
Evet, yatırım için bir şeyler gönderelim. Fakat gümrükten geçebilecek şeyler olsun, vardığı yerde para edecek şeyler olsun.
“O gün ne mallar ne evlatlar fayda verir, ancak Allah’a selim bir kalple gelenler hariç.”(26/88,89)
Türkiye’nin ve dünyanın şu kirli ve kokuşmuş gündeminden biraz uzak kalalım demiştim.