Hasan Karakaya
Heyy aydın(!)lar... Osmanlıca öğrenirseniz, Nutuk’u da okursunuz!
Bu hafta, “siyasi gündem”i bir tarafa bırakıp, “Akit’in gündemi”nden söz etmek istiyoruz... Akit, bir yandan “yeni atılımlar” içinde, bir yandan da“yoğun saldırılar”la karşı karşıya...
Geçtiğimiz günlerde, bir nebze bahsettiğimiz gibi; gerek “internet sitemiz”, gerek, “bilgisayar”larımız ve “mail adreslerimiz” bazı “hacker”lar tarafından “hack”lendi ve bazı “özel bilgi”lerimiz, birileri tarafından elegeçirildi!..
Bu arada, “[email protected]” adlı mail adresimiz de,“heckedbyKaraKalpakli” kodlu bir “bilgisayar korsanı” tarafından“hack”lendi...
Bizim, kimseden gizlimiz-saklımız yok... Dolayısıyla, “mail”lerimizi ele geçiren şahıs veyaşahıslar, sadece“sapıklıklarını tatmin etmiş olur”, başka da bir şey elde edemezler...
Zaten, kısa süre sonra da, “mail adresimizi”kurtardık... Ancak, endişemiz o ki;“fotoğrafımız”,“nüfuz cüzdanı” ve“basın kartı”ndaki“bilgi”lerle, bir“casusluk”faaliyetinde ya da“dolandırıcılık”veya “illegal bir suç”ta kullanabilirler!..
İşte bunun için, buradan “yetkilileri uyarıyor” ve bu ifadeleri bir “suç duyurusu” olarak kabul edip, bu “bilgisayar korsanları”nın peşine düşmelerini talep ediyoruz!..
Çünkü bu “sapık”lar, elde ettikleri “mail, fotoğraf ve özel bilgi”leri“internet sitelerinde yayınlamaya” başladılar... Hem de; “Biz Hack’ledik”diye övünerek!..
TİB başta olmak üzere, “Savcı”ları, “Emniyet birimleri”ni bir defa daha uyarıyor ve bu “sapık”ları bir an önce bulup, deşifre etmelerini istiyoruz!.. Aksi halde, bu “sapık”ların herhangi bir “yasadışı işlem”inden dolayı herhangi bir sorumluluğumuzun olmadığını, olamayacağının bilinmesini istiyoruz...
Türkiye, madem ki bir “hukuk devleti”dir, o halde “Akit’in bilgisayarlarına, internet sitesine ve çalışanlarının mail adreslerine” yönelik saldırıda bulunan “sapık”ları bulmak da, “yetkili”lere düşer!..
Söyleyeceklerimiz, şimdilik bu kadar!..
“HAKKIMIZI HELAL ETMEDİK” DİYE!
Malûm, geçen hafta, bir de 14 yıllık bir dâvâ” bizim lehimizde sonuçlandı... “24 Haziran 2000, saat 13.10’da” ölen, bir zamanların kudretli Oramirali ve “Batı Çalışma Grubu”nun kurucusu Güven Erkayaiçin, 25 Haziran 2000 tarihli Akit’te “Hakkımızı helal etmiyoruz” başlıklı bir haber vermiştik...
Hasan Karakaya veAbdurrahman Dilipak olarak bizler de, bu minvalde yazılar yazmıştık...
İşte bu haber ve yazılar üzerine,“Güven Erkaya ailesi” tarafından, hakkımızda“tazminat dâvâsı”açıldı... Yerel mahkeme “Erkaya ailesi lehinde”karar verince, evlerimize “haciz”konuldu... Dahası, Dilipak’ın evi satışa çıkarıldı, evindeki“beyaz eşyalar”haczedilerek, bir kamyona yüklenip götürüldü...
“Duruşma”lar,“itiraz”lar, AİHM veYargıtay derken, 14 yılın sonunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, kararını verdi ve “tazminatın hukuksuzluğuna” hükmetti... Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi de 4 Aralık Perşembe günü “Yargıtay’ın kararı”na uyup, dâvâyı sonlandırdı!..
Kısaca ifade etmek gerekirse, “biz evlerimizi kurtardık” ama, mücadelemiz devam edecek... Bu işin peşini bırakmayacağız... Şimdi; “Güven Erkaya ve ailesi, değeri 10-15 milyon doları bulan 9 lüks daireyi nasıl aldı, bu değirmenin suyu nereden geldi”, onun peşine düştük!..
Koç Grubu’nun ve AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın açtığı dâvâlarla nasıl uğraşacaksak, “Erkaya ailesinin malvarlığı” ile de uğraşmaya devam edeceğiz!..
Yılmadık... Yılmayacağız!..
Susmadık... Susmayacağız!..
Eğer korkacak olsaydık; 22 yıl önce bu yola zaten çıkmazdık... Bu vesileyle, “Akit’in dik duruşu”na desteklerini esirgemeyen “okur”larımıza,“siyasilere” ve “STK temsilcileri”ne teşekkür ediyor, bize “iyi ki varsınız”diyen bu insanlara, biz de diyoruz ki; “İyi ki, sizler de varsınız.”
Bu “kutlu yol ve haklı mücadele”de bizi yalnız bırakmadığınız için, tekrar teşekkürler.
AKİT’TEN OSMANLICA DERSLERİ
Malûmlarınız olduğu üzre, geçen hafta “Cumartesi” günü, “Osmanlıca dersleri” vermeye başladık...
“Akit ve Osmanlıca Eğitim-Kültür Dergisi İşbirliği” ile hazırlanan“Osmanlıca”sayfalarımız, “Her Cumartesi” sizlerin istifadesine sunulacak...
Yine malûm ki;Antalya’da toplanan 19. Milli Eğitim Şûrası’nda,“Osmanlıca” dersinin “İmam Hatip Liseleri’nde zorunlu ders olarak okutulması”na karar verildi.
Ama, “Akit’in kampanyası” ile “Şûra kararı”nın bir ilgisi yok... Çünkü biz, henüz “karar” verilmeden “anons”larımıza başladık... Hem, zaten bizim“anons”larımız 3 Aralık Çarşamba günü başladı, ilk “Osmanlı Sayfamızı”da 6 Aralık Cumartesi günü yayınladık... Şûra ise, kararını 6 Aralık’ta verdi...
Öyle umuyoruz ki;
Gerek “Akit’in Osmanlıca dersleri”, gerek İHL’lerde verilecek “Osmanlıca eğitimi” ile, bugünün “genç”leri, dedelerinin “mezar taşları”nı okuyabilecek, “kütüphanelerde okunmayı bekleyen binlerce eseri sahiplenecek” ve böylece “dün ile bugün arasında köprü” olabilecek!..
Açıkça söylemek gerekirse;
Gerek Akit’in başlattığı kampanya, gerek Milli Eğitim Şûrası’nın aldığı karar, Çevirmen Hacer Azza’nın dediği gibi, “yıllardır kanayan bir yara”ya merhem olacaktır.
Milletimize hayırlı olsun!..
KATLEDİLEN NUTUK!
Osmanlıca derslerinin, “İHL’lerde zorunlu ders olarak okutulması”kararına, “beklendiği gibi”, ilk karşı çıkan CHP oldu... “Çarşı, her şeye karşı” türünden “istemezükçü”lüğünü her fırsatta dile getiren CHP’ye; kendilerini “aydın” zanneden “despot”lar da destek verdi...
Ama, neye karşı çıktıklarını bilmeyecek kadar “cahil” olan bu güruh; bırakın “dedelerinin mezar taşları”nın Osmanlıca olduğunu, bırakın“kütüphanelerde, hazine değerindeki eserler”in Osmanlıca olduğunu,“Atatürk’ün Nutuk’unun aslı”nın bile “Osmanlıca” olduğunu bilmiyorlar!..
Bilmedikleri için de okuyamıyorlar... Okusalar bile “yanlış” okuyorlar!.. Kelimeleri, “körün fil tarifi” gibi okuyup, “anlam uyduruyorlar!”
“Arılaştırma” adı altında “soykırım” uyguluyorlar.
Bunun örnekleri çok...
Sadece birkaçını sayalım...
Malûm, Atatürk’ün 1927 yılındaki CHP Kurultayı’nda okuduğu Nutuk, aynı yıl “Osmanlıca” olarak basıldı... 1928’de “Harf Devrimi” oldu, Nutuk’un“Latince harfler”le baskısı da, 7 yıl sonra, yani 1934’te yapıldı!..
Keşke yapılmaz olaydı!..
Çünkü, Nutuk’taki “Osmanlıca” ifadeler “Türkçe”ye çevrilirken, öyle“vahim hatalar” yapıldı, öyle “ifade soykırımı” uygulandı ki, saymakla bitmez!..
Meselâ, “Nutuk’un aslı”nda Atatürk “müessirsiniz” yani “etkilisiniz” diyor ama “Nutuk’un 1934 baskısı”nda bu ifade “müteessirsiniz” yani“üzgünsünüz” olarak yazılıyor...
Ve yine, meselâ; Atatürk, “1927’de “menviyat”, yani “amaçlar” diyor ama1934’te, kelime katilleri, bu ifadeyi “maneviyat” olarak yazıyorlar!.. Atatürk; “Mücahitler” diyor, 1934 Nutuk’una bu ifade “O cahiller” olarak yazılıyor!.. Atatürk, “ihya” diyor, onlar “imha” diye yazıyor!..
1968’e gelindiğinde ise; kısa adı TDK olan Türk Dil Kurumu’nun “dilde etnik temizliği” başlıyor... “Nutuk”, güya Türkçeleştirilip, “Söylev”e dönüştürülüyor!.. TDK, Nutuk’taki “Hukukî Esasiye” yani “Anayasa”ifadesini “Temel Haklar” diye Türkçe(!)leştiriyor!.. Atatürk, “Anâsır” yani“unsurlar” diyor ama TDK’cılar bunu “adamlar” diye tercüme ediyor, iyi mi?..
Bunu yapanlar, elbette sadece “cahil” değillerdi... Bunlar, aynı zamanda,“şuurlu” ve “kasıtlı” yaptılar bu işi... “Dilde etnik temizlik operasyonu”na giriştiler ki; bugünün gençleri, dünlerini bilemesin!..
İşte Akit’in üstlendiği misyon ve Şûra’nın kararı, “Osmanlıca” öğrenmenin ne kadar elzem olduğunu gözler önüne sermektedir.
“CHP’nin başını çektiği faşizan ve despot aydınlar” ne kadar karşı çıkarlarsa çıksınlar biz, kendilerine diyoruz ki: “Osmanlıca öğrenirseniz, Nutuk’un aslını da okuma imkânına kavuşursunuz!”
Hadi, “öğrenin” de gelin!..
TELEVİZYON İÇİN İSTİŞARE
Madem “Akit”le başladık, yine Akit’le ilgili “son bir gelişme”den de söz edelim...
Bir süredir, “televizyon kurma” çalışmalarımızın devam ettiğini biliyorsunuz... Gerek bu çalışmalarımızın geldiği aşamayı anlatmak, gerek“fikir”lerinden istifade etmek için; “yazarlarımız” başta olmak üzere, bu alanda faaliyet gösteren “dostlarımız” ile, geçtiğimiz Cumartesi akşamı bir“istişare toplantısı” yaptık... Bizim için, “son derece verimli bir toplantı”oldu... Bu “istişare”ler, bundan sonra da “daha geniş katılımlı” olarak devam edecek, “görüş, tavsiye ve teklif”leri almayı sürdüreceğiz... Çünkü, sizlerin karşısına, “izlenen bir televizyon kanalı” olarak çıkmak istiyoruz...
Niyet hayr, akıbet hayr...
Cenab-ı Allah, yüzümüzü ak etsin...
Selâm, sevgi ve saygılarımızla...
yeniakit