Mehmet GÖKTAŞ
İdlib’i bırakıp başka şeyler düşünmek
İnsan olarak fıtratımızın bizi zorladığı bir gündem sıralaması vardır. Fıtratımızın bu gündem sıralamasını biz düşünerek, tartışarak, oylayarak belirlemeyiz, fıtratımız adeta emri vaki yaparak onu bize dayatır.
Bir çocuğun balkondan aşağı sarktığını görmüşsek o andan itibaren gündemimizin diğer bütün maddeleri otomatikman ertelenmiştir ve birinci sırayı o çocuğun kurtuluşu almıştır.
Bir yerde aniden alevlerin yükseldiğine şahid olmuşsak hiç düşünmeden derhal onu söndürmenin yoluna bakmışızdır, daha da önemlisi o yangından ilk kurtarılması gerekenlerin başında insan hayatının olduğunu da asla tartışmayız.
Şu anda Türkiye’nin gündemi öylesine yoğun ki. Bir tarafta Gezi kalkışmasının mahkeme kararları, buna yapılan savcılık itirazı, FETÖ’nün siyasi ayağına yönelik tartışmalar, bunların hepsinin önüne geçen yeni darbe tartışmaları... Corona virüsünün başı çektiği dışardan gelen gündemler.
Fakat bunlardan hiç birisi fıtratımızın emrettiği gündemden öne geçemiyor. Şuracıkta, hemen bitişiğimizde mazlumların üzerine durmadan ölüm yağıyor, her gün yıkılan binaların altında, toza toprağa karışmış yeni yeni ölüm sahneleri.
Artık oralardan kaçışlar, soğukta, kar altında Türkiye sınırına yığılmalar bile bizim için gündemin alt sıralarına düşmek durumunda kalıyor.
Eğer insan isek, fıtratımız bozulmamışsa durum böyledir. Ayrıca bir de Müslüman isek, fıtratımıza daha başka takviyeler yapmışsak sorumluluğumuz arttıkça artıyor.
İnsan olmamızla birlikte yok eğer fıtratımız bozulmuşsa, önceliklerimizi değiştirecek şekilde vicdanımıza müdahaleler yapılmışsa yapılacak bir şey yok demektir.
İblis ta ezelden insanın fıtratına müdahale edeceğine dair yemin etmişti; “Onlara emredeceğim, onlar Allah’ın yarattığını değiştirecekler...”(4/119)
Fıtratımıza müdahale edilmişse, artık gündem sıralamamız da değişmiş demektir. Balkondan sarkıp düşmekte olan çocuk bizi ilgilendirmez, biz yine içeri girer kaldığımız yerden dizimize devam ederiz veya cep telefonumuza döneriz. Bakın o kadar da kötümser olmayalım, haksızlık etmeyelim, madem elimizde cep telefonumuz var, çocuğun düşmesini kaydedebiliriz, sonra yayınlarız.
Diyorum ki fıtratımıza müdahale olup olmadığını arada bir kontrol edelim. Bugün bunun en önemli ölçüsünün de İdlip olduğu kanaatindeyim. Eğer gündemimizin başında başka şeyler varsa bizim vicdanımızla oynanmış, fıtratımız, vicdanımız, fabrika ayarlarımız bozulmuş demektir. Düzeltmesi için derhal Sahibimize dönelim.