Mesud Pezeşkiyan'ın İran'ın yeni cumhurbaşkanı seçilmesi İsrail'de ciddi endişelere yol açtı. Raz Zimmt'in "Pezeşkiyan İsrail'e baskı oluşturabilir" başlıklı makalesinde bu kaygıların temel nedenleri ele alınıyor. Parstoday'de bu yazının yazarının gerekçelerine bir göz atıyoruz:

1. Direniş eksenini desteklemeye devam etmek

Yazara göre İsrail rejiminin Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığı konusundaki kaygısının en önemli nedenlerinden biri direniş eksenini destekleme kararlılığıdır. Pezeşkiyan Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a 8 Temmuz'da gönderdiği mektupta, direnişe desteğin devam etmesi gerektiğini vurguladı. Pezeşkiyan bu mektupta şunları yazdı:

"İran İslam Cumhuriyeti, bölge halkının gayri meşru Siyonist rejime karşı direnişini her zaman desteklemiştir. Direnişe verilen destek, İran İslam Cumhuriyeti'nin temel politikalarından, İmam'ın (ra) ve İslam İnkılabı Lideri'nin ülkülerinden kaynaklanmaktadır ve bu destek güçlü bir şekilde devam edecektir.

2. İran'ın Siyonist rejime karşı saldırgan politikalarında değişiklik yok

Zimit, Pezeşkiyan'ın seçilmesinin İSrailliler arasında İran yeni cumhurbaşkanının İran'ın siyasetlerinde hissedilir bir değişiklik oluşturmayacağı kanaatine yol açtığını kaydetti. Öte yandan Siyonist bir araştırmacı X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Pezeşkiyan'ın Nasrallah'a yazdığı mektuba değinerek şöyle yazdı: Eğer birisi İran cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın İran'ın İsrail'i yok etme siyasetlerini değiştireceğini düşünüyorsa, bu mektup onadır.

3. Cumhurbaşkanının dış politikayı tüm yönleriyle değiştirme yetkisinin tam olmaması

Bu analist, notunda, İran'ın siyasi yapısında cumhurbaşkanının iç meselelerde daha fazla güce sahip olduğunu ve dış politikayı değiştirme yeteneğinin sınırlı olduğunu iddia ediyor. Ona göre İslam Devrim Muhafızları Ordusu ve Kudüs Gücü'nün bölgesel direnişte öne çıkan rolü, cumhurbaşkanının bu alana müdahale kabiliyetini azaltıyor. Bu iddianın pek çok kusuru olmasına rağmen, dünyadaki demokratik ülkelerin çoğunda dış politikanın tek sorumlusu hükümet değildir ve ülkelerin parlamentolarının yanı sıra milli güvenlik kurulları da bu alanda mevzuat yoluyla nüfuz sahibidir. Her halükarda yazar, Siyonist rejimin destekçilerinin İran'ın İsrail'e yönelik tutumunda değişiklik umudunu kaybetmesine neden olan nedenlerden birinin bu olduğunu düşünüyor.

4. İran ile Batı arasında sürekli diyalog kurmanın İsrail açısından tehlikesi

Yazara göre, Pezeşkiyan Cumhurbaşkanlığı döneminde İsrail için kötü işaretlerden biri eski nükleer müzakereci ve dışişleri bakan yardımcısı olan Abbas Irakçi'nin İran dışişleri bakanı olarak atanma olasılığıdır. Atama, Batı ile diplomatik diyaloğun yeniden başlatılması ve nükleer soruna siyasi bir çözüm bulunması umutlarını artırabilir.

5. İran'ın nükleer ve askeri programları konusunda endişe

Bu makaleye göre İran'ın nükleer programlarındaki ilerlemeleri ve gelişmiş askeri sistemler geliştirmesi İsrail rejimi açısından stratejik kaygılar yaratmıştır. Bu endişeler arasında nükleer programlardaki ilerlemeler, uzun menzilli füzelerin ve gelişmiş insansız hava araçlarının geliştirilmesi yer alıyor. İran'ın Hizbullah, Hamas ve Filistin İslami Cihad gibi bölgesel direniş örgütlerine sürekli desteği de İsrail rejiminin güvenliğine yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.

Sonuç

İran'ın yeni cumhurbaşkanı olarak Pezeşkiyan'ın seçilmesi İsrail'de endişeleri artırdı. Pezeşkiyan'ın direniş eksenini destekleme taahhüdü, cumhurbaşkanının İran'ın İsrail rejimine karşı saldırgan politikalarının sürdürülmesine verdiği destek, İran'ın nükleer ve askeri ilerlemeleri ve İran ile Batı arasındaki ilişkilerin gelişmesi, İsrail rejiminin güvenlik kaygılarını arttıran faktörlerdir.

parstoday