Abdurrahman Dilipak
Kişisel bilgilerin “gizliliği”!?
Allah (cc) kitabında, “Sizi tearüf edesiniz diye yarattım” der. Yani “Bilişesiniz” diye. Asırlar öncesinden Yunus, “Bilelim, bilişelim” demiş ama kim dinler.. Biz bilişmek yerine dedikodu üretmeyi, birbirimize kumpas kurmayı, kapı arkasında dinlemeyi seviyoruz.
Bir yandan da mangalda kül bırakmıyoruz, yasa çıkarıyoruz; “kişisel bilgilerin güvenliği” filan diye.
Yasal olarak, bir adam evine erken gitse, hanımını bir yabancı erkekle suçüstü yapsa, adam ya da hanımının cep telefonunu karıştırıp uygunsuz haberleşmeler, resimler bulsa, bu yasa o zaman devreye girer. Adamı sanık yaparlar. Geçen gün bir bürokratın evinin, bir partinin ilçe başkanı tarafından fotoğraflanması olayı vardı. Kıyamet koptu. Hâlâ bizim askeri birliklerin etrafında “fotoğraf çekmek yasaktır” diye tabelalar asılıdır. Oysa birçok aracın ön camında 4K kameralar vardır. Bu işleri seviyoruz. Derdin ne kardeşim, arama motorlarının streetwiev görüntüleri var, çok merak ediyorsun madem, gözünü karartmışsın al bak. Ama konu başka tabii.. PR, şov!. Boğazın karşı yakasından bu tarafı çeken kameralar var. Elin oğlu uydudan görüntülüyor yerde ne var ne yok diye. Ya hu, yerin 50-60 metre derinine kadar görüntü alıyorlar. Ver parayı, sen de gör, uzay ajansları bu konuda hizmet veriyor. Kişisel verilere gelince, devletin elinde var zaten, İBB’de de var, ama CHP il başkanı bunun farkında değil. Ölçümlenebilir, 3 boyutlu, interaktif görüntüler bunlar. Sonra ne oldu? Hiiç!
Bakın, coğrafi ya da internet ortamındaki hiçbir bilgi artık gizli değil. O yasalar “dostlar alışverişte görsün” kabilinden çıkarılan yasalar. O bilgileri görmesini istemedikleriniz, yani devlet ve örgütler görüyor, biliyor, sıradan vatandaşların kişisel merakı ya da ufak hesapları suç. Bu yasalar örümcek ağı gibidir, eşek arıları deler geçer, sivrisinekler örümceğin yemi olur.
Türkiye en fazla siber saldırıya uğrayan ülke, siber güvenlik açısından güvenilir kendi data center ya da Hosting merkezimiz yok. Yol geçen hanı gibi. Hainimiz de, cahilimiz de, ehliyetsiz saftiriklerimiz de çok. Zaten Elon Musk gibi adamların Starlink projesi ile dünya artık hep “gözaltı”nda olacak.
Mesele eğer bilgi güvenliği ise, unutun onu, böyle bir şey yok. Ha, ufak hesaplarınız varsa yargıya düşerseniz, medianın diline düşürseniz sizi hırpalarlar. Büyüklere gelince, zaten onlar minareyi çalmaya karar verdiklerinde kılıfını hazırlıyorlar.
Bunlar istihbaratçı bir ajanı bir örgüte sızdırır. O örgüt içinde bu işe meraklı bir geri zekalıyı bulurlar. Onun adresinden ihtiyaç duydukları bilgileri indirirler. Sonra ona bazı şeyleri söyler, geri kalanını şifreli olarak adamın Harddisk’ine yüklerler. Daha sonra o bilgisayara sızarlar ya da operasyon düzenleyip o bilgileri ele geçirirler. Suç belgesini polis, savcılık ve istihbarat kaydına geçerler.
Yani devlet ve örgütlü güçler, illegal yoldan elde ettikleri bilgileri benzer yollardan legal bir bilgiye dönüştürürler. İlgilileri sorgularken, bu bilgiye sahip olduklarını o soruşturma üzerinden açıklayıp, tehdit ve şantaja başvurabilirler. Bu bilgileri eleyip, bazı Hacker grubları üzerinden servis edebiliyorlar. Bir internet sitesi üzerinden bölüm bölüm yayınlayabilirler. Bakın bu işler darbe süreçlerinde ya da toplumsal kargaşaya zemin hazırlamak için iyi saatte olsunlar devreye girdiklerinde bu işler daha fazla yaşanır. Bu gibi durumlarda Kalkancı, Aczimendi olayları gibi olaylar, ya da toplumdaki bazı çevrelerin sinir uçlarına dokunan çıkışlar konusunda dikkatli olmak gerek. Bu gibi olaylara karışanların çoğu, böyle bir oyunun nasıl içine dahil olduklarının farkında bile değildir, ama daha sonra günah keçisi olarak bunlar kullanılır. Onların isimleri üzerinden tartışma sulandırılır.
Yeniden darbe söylentilerinin ortalıkta dolaştığı bu günler bana Özal’ın son günlerini hatırlattı. Çok benziyor. Hasan Celal en yakınındaydı, ama bazı gerçekler konusunda Özal’ı ikna edemiyordu.
Çevrenizdeki adamlara dikkat. Onlar çağdaş Brütüslerdir. Onlara, şirinlik muskası bu adamlara, her dediğinizi yapar görünen, her eleştiriye anında en sert cevabı veren ve sizi göklere çıkaran bu kişilik fukarası tiplere güvenmeyin. Yarın sizi satarlar. Bir de çevrenizdeki saflara dikkat! Bu Milli Data Bankasını kimler engelledi, ya da 5G’yi kimler sahipleniyor bakın bakalım. İstanbul sözleşmesini kimler apar topar meclisten geçirdi. Muhalefet kanadı da baksın bakalım bu işin başında kimler vardır. Çok konuşan heyecanla savunanlardan çok, onları öne çıkaran, arkada duran “dilsiz şeytanlar” kimler onlara bakın. Yoksa bu işlerde PR uğruna kendini hemen öne atan sazanlar az değildir ve onlara takılırsanız bir yere gidemezsiniz. Münafıklara dikkat! Ahlaksızlara dikkat, cüzdanını haram paralarla dolduranlara dikkat! Din, gelenek, adaletsizlik, ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk iddiaları, ağır vergiler, değersiz insanları yükselmesi, torpil ve rüşvet gibi olarak yaygınlaşmış ya da bu iddialar uluorta konuşulmaya başlanmış ama çözüm üretilmemişse, kopacak fırtınaya hazır olun.
Neyse ki, bugünlerin bir de öbür dünyası var.. O gün bunların hesabı sorulur. Ak koyun, kara koyun o gün belli olur. Kibrit çöpünü gözümüze çok yaklaştırınca arkasında yanan bir ormanı kaybediyoruz. Muhteşemsiniz. Helal olsun!? Hasan Celal Güzel’in dediği gibi “biz ne enayiymişiz!” Teşekkürler bu tartışmaların tüm tarafları, teşekkürler gözümüze at gözlüğü takan Media’mız. Ve bütün bunlara seyirci kalan bürokrasimiz, STK’larımız.!? Dostlar alışverişte görsün değil mi! Gördüler!.. Ne zaman aklımızı başımıza alacağız! İnni küntü minezzalimiyn! Selâm ve dua ile.